İskoçya’daki Referandumun Sonucu
İSKOÇYA’DAKİ REFERANDUMUN SONUCU: “BRAVEHEART” KAYBETTİ, “KİNG’S SPEECH” KAZANDI
18 Eylül’de yapılan referandum ile İskoç halkı, İngiltere’den bağımsız yaşamaya “hayır” dedi. Sonuç belli olduğunda, ağlayan bir İskoç kadının hâli bu yazıyı yazmama sebep oldu.
William Wallace, 1272(?)-1305 târihleri arasında yaşamış bir İskoç halk kahramanı. İskoçya’nın İngiliz egemenliğinden kurtulması için isyân ederek ölene kadar mücâdele etti. İskoç soyluları, İngiltere Kralı 1. Edward ‘ın hâkimiyetini kabûl ederek Wallace’a ihânet ettiler. İngiliz askerlerine teslim edilen Wallace, krala ihânetten yargılanarak îdâm edildi. Asla af dilemedi. İşkence edilerek öldürüldü. Vücûdu parçalara ayrılarak her bir parçası, bir bölgeye asıldı.
Wallace’ın ölmeden önceki son sözleri “Özgür İskoçya” oldu.
Mel Gibson, William Wallace’ın hayâtını, 1995 yılında, Braveheart(Cesur Yürek) adıyla beyaz perdeye aktardı. Aynı zamanda başrolde oynadığı film, 6 dalda oskar aldı. Filmin sonunda, Wallace’ın “özgürlük” diye haykırışı hâfızalara kazındı.
Bana göre, Cesur Yürek filminin en te’sirli sahnesi, William Wallace’ın, İskoç soylusu Robert Bruce’un ihânetini öğrendiği sahne. İhânete uğrayan insanın yıkılışı ve ihânet edenin, karşı tarafa hissettirdiği kirlilik duygusu ile yüzleşmesi, ancak bu kadar güzel anlatılr.
Bu filmi hatırlattıktan sonra bir de Zoraki Kral filminden bahsetmek istiyorum.
1936’da, İngiltere Kralı 8. Edward, evli bir kadınla ilişkisi sebebiyle tahttan çekilmek zorunda kalınca, kardeşi 6. George kral oldu. 2010 yapımı olan Zoraki Kral, 6. Georg’un tahta çıkışını ve kekemelik sorunu ile başetmesini anlatıyor. İngiltere’nin 2. Dünya Savaşı’na girerken Kral’ın radyodan halka seslenişli ile bitiyor. Radyo konuşmasının bir bölümü şöyle:
“Uygar dünya düzeni için ölümcül sonuçları olacak bir düzene karşı savaş açtık. Öyle bir düzen ki anlaşmaları sınır tanımıyor. Öyle bir düzen ki dünyâdaki diğer ulusları egemenliği altına almak istiyor. Öyle bir talep ki gücün, hakkı yenmesini amaçlıyor ve dünyâmıza zorba bir düzeni getirmek istiyor. Hepimizin, sevdiklerimizin geleceği için böyle bir düzene karşı koymamanız asla düşünülemez.
Şimdi bu yüce amacımızı, hem yurt içinde hem de yurt dışında olan halklarımdan kendi amaçları olarak görmelerini istiyorum. Bu dâvâda, kendilerini büyük bir sükûnete dayanışma içinde olmaya dâvet ediyorum. Bu görev çok zorlu olacak. Önümüzde karanlık günler olabilir...”
Evet, bu konuşma İngiltere kralına ait. Komik değil mi? Kral 6. George, tamâmen İngiltere’ye âit vasıflarla karşı tarafı suçlayarak kendi halkını ve sömürgelerdeki halkları birlik ve berâberliğe çağırıyor.
İşgâl ettiği ülkelerde her türlü vahşeti yapan İngilizler, Mel Gibson’ın “Vatansever” filmine de konu oldu. Eğer seyretmediyseniz, bu filmi seyir listenize eklemenizi tavsiye ederim.
Zoraki Kral’ı seyrettiğim zaman, sâdece ve sâdece, İngiltere’ye ve kraliyet âilesine sadâkati tâzelemek için yapıldığını düşündüm. İskoç halkının, bağımsızlığa “hayır” demesiyle bu fikrim daha da kuvvetlendi.
Ağlayan İskoçyalı kadını görünce, filmdeki ihânet sahnesi aklıma geldi. Wallace’ın İngiltere kralını tercih ederek kendisini arkadan vuran İskoç soylusuna karşı hissettikleri ile bu kadının hissetttikleri aynı gibi geldi bana. Ve tabi Birleşik Krallık’dan ayrılmaya “hayır” diyenler ile Robert Bruce’un düştüğü durum da...
Braveheart’da, Wallace’ın babası oğluna, “Özgür yüreğini tâkib edecek kadar cesur ol.” diyordu.
Yürekleri İngiltere için çarpan İskoçlar, William Wallace’ın yedi asır önceki “özgürlük” haykırışını, duyamadılar. Acaba diyorum, Braveheart, referandum öncesi gösterime girseydi sonuç farklı olmaz mıydı? Zoraki Kral da hiç olmasaydı..
Not : Bir acabam daha var. Bir asır evvel, Boerler’i yenen İngilizler’i tebrik etmek için elçiliklerine giden İngiliz muhibi, Abdülhamid Han düşmanı hürriyetçiler misâli, referandum sonucu için İngilizler’i tebrik eden geziciler var mıdır acaba? Varsa hiç şaşırmam.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.