Serdar Demirel

Serdar Demirel

Tesettür devletin değil ama modanın tutsağı

Tesettür devletin değil ama modanın tutsağı

Bir yasak daha sühûletle kalktı. Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı okullardaki öğrencilerin kılık ve kıyafetlerine dair yönetmeliğin 4. maddesinin birinci fıkrasının E bendinde yer alan “başı açık” ibaresi ve aynı bendin son cümlesi yürürlükten kaldırılarak kılık kıyafet serbest bırakılmıştır. Bundan sonra orta eğitimde de isteyen öğrenciler başlarını kapatabilecekler.

Halkın kahir ekseriyetinin böyle bir talebi vardı, hayırlı olsun!..

Bu kararı Türkiye’de okuyan yabancı bir öğrenciye naklettim, tepkisini görmek için. Çok şaşırdı. ‘Gerçekten yasak mıydı?’, dedi. Yeni Türkiye’nin İslâm dünyasında oynadığı role bakarak bu yasağı anlamlandırmakta zorlanmıştı. Ben de ona özet olarak başörtüsü yasağının kısa tarihini özetlemek durumunda kaldım.

Aslında yasak baştan aşağı bir garabetti ama biz kanıksamıştık. Yurtdışında bulunduğum o uzun yıllarda Türkiye’de uygulanan başörtüsü yasağını kimseye anlatamamıştım. Mümkün değil, anlamıyorlardı. Çünkü Osmanlı’nın devamı olan bir ülkede bu kadar irrasyonel ve gayri vicdanî bir uygulama olamazdı.

Ben de bu yasağın arka planını ele alan, katı laiklerin elinde nasıl bir ideolojik kaldıraca dönüştüğünü izah eden İngilizce ilmî bir makale yazıp, hakemli bir dergide yayımlamıştım. Amaç, Türkiye dışındakilerin anlayamadığı bu yasağın irrasyonel ideolojik gerekçelerini anlatmak ve bir anlamda bu akıl tutulmasını fâş etmekti.

O günler geride kaldı. Yasaklardan dolayı kapanamamak diye bir şey yok artık. Yasak yok ama tesettürle imtihan ortadan kalkmadı. Dindarların başörtüsü ve özellikle tesettürle imtihanının keyfiyeti değişti. Evet, yasak kalktı ama başörtüsü Müslümanlar için önemli bir mesele olmaya devam ediyor. Ne demek istiyoruz?

Cumhuriyet sonrası katı laik uygulamaların kendini en fazla hissettirdiği alanların başında malûm başörtüsü yasağı geliyordu.

O uzun ve çileli dönemlerde müslüman kadın özellikle de okullarda başını açmak zorunda kalıyordu. Bunun için çocuğunu okula göndermeyenler, başörtüsü için üniversitesini terk eden nice kızlar oldu.. 

O yasakların dünyasında dindar hanımlar yasaklara rağmen mümkün mertebe kıyafetlerini uzun ve geniş tutmaya gayret gösteriyordu. Bir diğer ifade ile devletin modern “açık kadın” projesine kıyafetini bir karış miktarında da olsa uzatarak, geniş tutarak direniyor, mücadele etmenin yollarını arıyordu. Fırsat buldukça bir karış genişliğe bir karış daha eklemeye çalışıyordu. Kıyafetin birkaç cm. uzunluğu bile önemseniyordu.

Türkiye normalleşiyor şimdi. Kıyafete ve bahusus başörtüsüne getirilen yasaklar kalktı. Endişeli laiklerin de endişeleri azaldı. Bu endişelerin azalmasının bir sebebi de birçok hanımın tesüttürünün bir aksesuara dönüşmesinin, kendini modaya uydurmaya gayret etmesinin açıkça görülmesi var. Tesettürde rızayı ilahi nereye düşer hassasiyetinin önemli ölçüde yitirilmesi var.

Birçok dindar kadın dünün yasaklar dünyasında karış karış kıyafetini genişletmenin, bedenini örtmenin yollarını ararken, bugünün serbest dünyasında birçok dindar kadın tesettürünü karış karış daraltmanın, boyunu kısaltmanın, dar ve şeffaf yapmanın yollarını aramaktadır. Dünün imtihanı yasaklara karşıydı. Bugünün imtihanı ise tesettürün manevi şahsiyetini korumaya dairdir. 

Rivâyet olunur ki, İbrahim b. Edhem Abbasi halifesi Ebu Cafer El Mansur’un huzuruna girer. Halife kendisine “Ne hâldesiniz?” diye sorar. O da şu muhteşem beyitle cevap verir: “Dünyayı yamamak için parçalarız dini biz / Sonra ne din kalır elde, ne yama diktiğimiz.”

Nedense son dönemde içi boşaltılan, ruhunu kaybeden tesettür pratiklerine baktığımda hüzünle bu beyiti hatırlıyorum.

Tesettür, katı laik sınırlamalardan hürriyetine kavuşsa da moda ilahının, trendlerin ve nefislerin sınırlamasına mahkûm oluyor.. 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Serdar Demirel Arşivi