Geçen Cumartesi ve Pazar günlerini, İyilik Temelli Yaşam Merkezi Platformu’nun bir projesi olan Hunat Kültür Merkezinde düzenlenen “Okur musun” projesi kapsamında Kayseri’de geçirdim. Bu proje Kayseri’de bir ilk.

Varlığın merkezinde Allah, mahlukatın merkezinde insan vardır, insanın merkezinde ise “iyilik”. Bu hayat felsefesiyle yola çıkmış bir platformdan bahsediyorum. 

Her şeyi kıvamında yaratmış olan Allah (c.c), içimize iyiliği güçlü bir şekilde kodlamıştır. Çoğunlukla bu potansiyelimiz atıl kalır. Buradan yola çıkarak; akla, vicdana, Kitab’a ve içsel dürtülere dayanarak bunu işlevsel kılmanın kollektif yolculuğuna çıkmışlar. Heyecanlı, coşkulu ve bir o kadar da anlamlı bir yolculuğa..

Ürettikleri değerleri ve sinerjiyi toplumla da paylaşmayı esas almışlar. İyilik paylaştıkça çoğalır mottosuyla hareket ediyorlar çünkü. İyilik yap, denize at, mahluk bilmese de Hâlık mutlaka bilir inancındalar.

Bu amaca uygun olarak tesbit ettikleri kitapları okuyup kritiğini beraber ve halka açık yapıyorlar. Periyodik aralıklarla da kitaplarını okudukları yazarları Kayseri’ye davet edip orada fikir teatisinde bulunuyorlar.

Çünkü kitap okuma eylemi diyolojiktir, monolog değil; monolog yaklaşımlar kitabın vadettiklerine vakıf olmayı engeller düşüncesindeler. Yazara teslim olmaktan ya da yazarı dışlamaktan kaçınıyorlar. Zira okuma işini her şeyde olduğu gibi bir denge işi olarak görüyorlar.

Beni de bu kapsamda Kayseri’ye davet etmişlerdi.

Bir ara Müslüman Protestanların, dindar Kalvinistlerin merkezi dedikleri, daha doğru bir tesbitle öyle olmasını umdukları şehre..  

Ziyaretin ilk gününde bu platformun katılımcılarıyla Batı modernleşmesini, bunun bizim din tasavvurumuza etkisini ele aldık. Bir manada “sürekli yenilik” felsefesiyle hareket eden modernitenin sabit değerlerle olan kavgasını, İslâm’ın sabiteler ve değişkenler arasında kurduğu dengeyi irdeledik.

Ertesi gün yine Kayseri’de kendi modelini oluşturan İlim Hikmet Vakfı’nın davetlisi olarak şehrin güzide insanlarıyla bir araya gelip hasbihal yaptık. Türkiye’deki gidişi okumaya çalıştık. Ben, bana yönetilen sorulara içkin güçlü bir dünyevîleşme kaygısı gördüm.

Bunu önemsedim, zira kalkınmada Anadolu’da bir model şehir olmuş ve göze çarpan bir zenginliğe de ulaşmış bir mekânda, dinî hissiyatın modernleşen şehirlerde kaybettiği irtifa kaybının onlara da sirayet etmesinin endişesini taşıyorlar. 

Biraz olsun Kayseri’yi içeriden tanıma fırsatı yakaladım diyebilirim. Gezdiğim ülkelerde genellikle başkentle oraların Anadolu şehirleri arasında gelişmişlik, düzen ve temizlik açısından epey fark olduğunu görmüştüm. Bunu Kayseri için söylemek mümkün değil..

İyilik Temelli Yaşam Merkezi Platformu’nun Başkanı kıymetli Ramazan Bayraktar Hoca’ya, organizasyonu yapan ve platformun kurucularından değerli Veysel Tüfekçi Beye ve sıcak alakasını yakından hissettiğim diğer katılımcılara teşekkürü bir borç biliyorum. 

Mukaddes kitabının inen ilk âyeti “Oku!” olan, içinde “Kalem” isminde bir sûre barındıran, “Kaleme ve kalemin yazdıklarına ant olsun!” diyen bir kitabın mü’minleriyiz. “Bilenle bilmeyeni bir tutmayan” Kur’an’ın müntesipleri olsak da okumaktan nasibimizi fazlasıyla az aldığımız acı gerçeğinden hareketle bizi uyandırmayı hedefleyen “Okur musun”un davetine severek icabet ettim. 

Rabbim sayılarını çoğaltsın…