“Çözümü Bitirin” Diyenlere (Ara Yazı 1)
Gündemden iyice kopmamak için ana konumuza iki yazılık az bir ara vermek zorunda kaldık. Hoş görülür inşallah.
Sevdiğimiz bir yazarımız, yazısını özetleyen şu cümlelerle makalesini bitirmiş: “Artık özellikle iktidar kanadı çözüm sürecinin bitirdiğini açıklamasa bile, bitiren taraf olmayacaklarını, süreç çökerse herkesin altında kalacağı gibi birtakım söylemlerin arkasına sığınmasının anlamı yoktur.
Sürecin bittiğini açıklamak iktidara düşmeyebilir ama sürecin devam ettiği, sonuçtan hâlâ ümit varmış gibi görünmenin bir işe yaramadığını artık görmek gerekiyor. Çünkü çözüm sürecinin devamı konusunda iktidar ne kadar ısrarcı olduğunu göstermeye çalışsa da örgütün siyasi uzantısından yapılan açıklamalar aynı iyi niyete sahip değil.
Bu noktada çözüm sürecine son verildiğinde yerine nasıl bir çözüm konulabilir? sorusu akla gelebilir. Çözüm bulmak iktidarın işi ama bunca çabaya rağmen gelinen noktada çözüm sürecinin örgüt tarafından sona erdirildiği görünürken hâlâ sürecin devam ettiği anlamına gelen açıklamalara son verilmesi doğru olmaz mı?” (https://www.habervaktim.com/yazar/67566/cozum-sureci-devam-ediyor-mu.html)
Yazıyı bütünüyle okuyunca düşündüm, acaba yazarın amacı ne? Bunu yazmaktan nasıl bir fayda bekliyor? Şu kafa karışıklığına bakınız: “Sürecin bittiğini açıklamak iktidara düşmeyebilir ama sürecin devam ettiği, sonuçtan hâlâ ümit varmış gibi görünmenin bir işe yaramadığını artık görmek gerekiyor.”
Görmenin gereği de sürecin bittiğini ilan etmektir. Nitekim onu istiyor: “…hâlâ sürecin devam ettiği anlamına gelen açıklamalara son verilmesi doğru olmaz mı?”
Ne dediği belli değil. Hem “Sürecin bittiğini açıklamak iktidara düşmeyebilir” diyor, hem de bittiğini ilan etsin istiyor. İlan edince ne olacak? Bunu soruyor ama ne cevabı var, ne de bir teklifi. Sadece şunu söylüyor: “Çözüm bulmak iktidarın işi.” Bu kadar mı? Nereye gitti yazar sorumluluğu?
İyi de, iktidar bu kadar âkil adamları da dinleyerek bir çözüm programını götürmeye çalışıyor, yardımcı olmak varken, şevkini kırmak niye? Bundan maksat nedir? Hani bir teklif varsa, ne âlâ, sunulsun. Bir yanlış varsa, gösterilsin. Gerekiyorsa akıl verilsin. Bir yazarın yazmasındaki amaç da bu değil midir? Fakat “çözümün bittiğini ilan et” demenin ne faydası var?
Türkiye’de muhalefet de aynen böyle. “Alım yâri koynuma / Kış yatam yaz uyanam” diyerek yan gelip yatıyor. Maaş tamam, imkanlar tamam, şan şöhret tamam, gel keyfim gel. Dert yok, çile yok, çalışma yok, program yok.
Yattığı yerden hükümetin yaptığını eleştiriyor. Tamam, olabilir, o zaman sen söyle, neyi nasıl yapsın hükümet? Teklifiniz nedir? İşte o yok. Düşünme yok. Plan program yok. Teklif yok. Görüşme, müzakere yok. Sadece kötüleme var, aşağılama var, hakaret var.
Denilebilir ki, “bu haliyle çözümü devam ettirmenin ne faydası var?”
Çok faydası var.
Evvela akan kan durdu. İstisnalar kaide dışı olacak kadar azdır. Keşke onlar da olmasaydı. Ama çözüm biterse, bu azı da mumla arar ama bulamayız. Bu sefer kan gövdeyi götürür.
Nasıl mı?
Devlet bütün gücü ile teröre çöker. Devlet eskisi gibi değil, sivil asker bütün güçler koordineli bir çalışma ile kısa zamanda sonuç almak mümkün olur. Ama terör de “ucuza gitmem” diyerek çok sinsi bir şekilde kalabalıkların canını yakabilir. Şehirleri kana boyayabilir. İyi mi olur?
Hayır, iyi olmaz. Çatışmada ölen iki taraf da, kalleş pusularda can veren halk da nihayet bu vatanın evlatlarıdır. Kimse yanlış anlamasın, vatana ve millete ihanet eden teröristler ile vatanı ve milleti koruyanları aynı kefeye koymuyoruz. İki taraftan ölenleri asla eşit saymıyoruz.
İhanet ve nankörlük ile sadakat ve fedakarlık nasıl eşdeğer görülebilir? Hele bizim canımızı, nalımızı, ırzımızı Marksist Leninist teröristlerden koruyan aziz evlatlarınızın emekleri ve bu arada şehit olurlarsa şehadetlerini nasıl teröristlerin fesatlıkları ile bir tutabiliriz?
Kimse bize “laik TC uğruna ölenler şehit olur mu?” diye gereksiz bir soru sormasın. Ama kendince gerekli görür de illa ki sorarsa, varsın sorsun, ona da bir cevabımız vardır.
Ne midir?
Tamam, yazalım, gelecek yazıda inşallah.