YAZMAMAK için çok direndim. Çok mail, telefon, mesaj gelmesine rağmen; neden yazmıyorsunuz diye... Çok sıkılmıştım. Gerek de görmemiştim doğrusu... Çünkü söylenenlerin benim için hiç ama hiç bir önemi yoktu. Neyse... Israrlar artınca iki satır atalım dedik.

Beşiktaş-Fenerbahçe derbisi öncesinde Beşiktaş Başkanı Fikret Orman, “Gözümüz hakemin üzerinde olacaktır. Çünkü aynı hakem bizim Galatasaray maçımızda bizi doğramıştı” dedi. Hep şunu düşündüm; Acaba Sayın Orman, Galatasaray-Fenerbahçe maçından önce benzeri konuşmayı yapan Sayın Ünal Aysal’ı mı örnek almıştı. Öyle ya Sayın Aysal, Çakır hoca için neler neler söylemiş ve maçı da Galatasaray kazanmıştı. Özetle Sayın Orman’ın bu çıkışını doğru bulmamıştım. Sonra Aziz Bey konuştular. Neler neler... Mahmut Uslu zat-ı muhteremleri dururlar mı? Zaten görevleri Aziz Bey’in emir-komuta zinciri içinde kalmaktı.

Bütün bu bana göre gereksiz ve de ülke sporunu olumsuz etkileyen konuşmaların içinden sadece bir-iki cümleyi değerlendirmeyi uygun gördüm.
Biri, Aziz Bey ve Mahmut Bey’in “Basındaki Baronlar” yakıştırması... Bu ne demek? Ve de diyorlar ki, artık bunlar gitsin, gençler gelsin. Tabii ki gençler gelsin... Mesleğin geleceği de ancak böyle kurtulur. Ama öyle gençler gelmeli ki, sizin uşağınız, sizin emir-komuta zinciriniz içinde kalmayacaklar gelmeli... Ya da bir telefon sonunda işinden kolayca edemeyeceğiniz gençler gelmeli. Yani giderek dibe vuran gazete patronajı çukurunda bulunmayan gençler gelmeli. Baronlara gelince... Ah be baronlardan birinin karşısına bir çıksanız da bir hesaplaşabilseniz. Örnek mi? Guiza’nın transferinde isminize gelen o malum antetli kağıttaki yazıları konuşabilseniz.

Devam edelim. Yok yok hakem odası basmaktan söz etmeyeceğim. Çünkü o bir vak-ı adiyedir. Ama “Beşiktaş neden şike yapmadığını söylemiyor” çıkışına takıldım. Yapmadıysa neden böyle bir gereksinim duysun. Ama ya siz Aziz Bey, Mahmut Bey? Aziz Bey, Metris’ten çıktıktan sonra ilk divan toplantısında, “Yaptıysam Fenerbahçe için yapışımdır” dedi mi, demedi mi? Bu cümleyi bana açar mısınız beyler? Bakın buraya takıldım. 

Pardon unutuyordum. Bir baron olarak, bildiğim kadarı ile en son İsviçre Federal Mahkemesi’nce de reddedildiniz. UEFA Disiplin Kurulu, UEFA Tahkim Kurulu, CAS; yani uluslararası spor mahkemesi de katarsak, sizin zaten “Şike yapmadık” demenize de gerek yok. Az kalsın unutuyordum. Şu beğenmediğimiz Demirören federasyonununda bir yöneticinize üç yıl, bir diğerine bir yıl, iki profesyonelinize de birer yıl şikeden ceza verdiğini unutmayalım.
Acaba Baron kim?