Paralel hezeyan, firavunist cereyan
Hemen her gün ya birinin paralelci olduğunu veya olmadığını işitiyorum yahut olup olmadığı ile ilgili sorulara muhatap oluyorum; hatta benim “paralelciliğim” hakkında bile fısıltılar geliyor kulağıma. Eline ‘paralelmetre’yi alan ölçüme başlıyor! Bir grup ne olmadığını ispatla meşgul, diğer bir grup rakiplerini alaşağı etmek için doğru-yanlış belge-bilgi aramakla! Pespayelik, rezillik, yaftacılık, kulpçuluk gırla gidiyor!
Bu fitneler henüz koptuğunda, “Hasar tespit raporu çıkarmak neredeyse imkânsız” demiştim. Hakikaten öyleymiş; fitnenin hasarını tespit etmek imkânsızdır. Onun için “fitne katilden beterdir.”
Bir kesim bu kâbusun sona ermesi için samimane çaba sarf edip zararı telafi etmek için bilhassa eğitim ve rehabilitasyon çalışmalarına odaklanmışken, diğer bir kısım ikbal ve istikbal sevdası uğruna bu işin magazin tarafıyla meşgul. Fitneyi derinleştiren, ülkeye enerji kaybettiren de bu kesimler maalesef! Bu tıynettekilerin arşivleri dikkatle incelense, ki inceleniyor, her daim güce yaslandıkları ve rüzgârın yönüne göre dümen kırdıkları görülür.
Paralel yapı ve benzeri vesayet teşebbüsleriyle mücadeleye asıl darbe vuranlar, işte bu ‘her devrin adamı’ olan ve her konuyu sulandırmakta pek mâhir pespaye magazinciler. Onun için sağa sola paralel çamurlar sıçratanların iplerinin derin paraleller elinde olması kuvvetle muhtemel.
Bizden söylemesi!
Tüm bu keşmekeşten ve fitne rüzgârlarından asıl nemâlanan, kârlı çıkan ise kanser gibi bünyenin heryerini istila eden ‘firavunist cereyan’… 17-25 Aralık sürecinde “Bizim yıllardır yapamadığımızı yaptılar” diye bayram etmeleri bundandı. Bu firavunist taifenin derdi ne Ak Parti ne de Cumhurbaşkanı Erdoğan çünkü. Bunların asıl meselesi Erdoğan ve Ak Parti’yi de güçlü kılan köklerden beslenen milli irade. Kendisini ‘antifiravunist devrimci’ olarak tarif eden aziz hemşehrim Nuri Pakdil’den ödünç aldığım bu ifade aslında Türkiye’nin ve İslam Dünyası’nın içinde bulunduğu durumu ve mücadele ettiği en tehlikeli odağı hatırlatması bakımından çok mühim.
Paralel hezeyanlardan firavunist cereyanlar besleniyor; bu hep böyle oldu. Halkların iradesi, milli irade, cumhurun tercihleri zarar gördü, görmeye de devam ediyor. Bu süreçte cemaatlerin çalışmaları, kamu vicdanı, irşad ve davet hizmetleri yıprandı, yıpranmaya da devam ediyor. Yolsuzluk, yasaklar, yoksulluk ve yalanla mücadelede bile gerileme görülüyor paralel hezeyanlar sebebiyle.
Görünür-görünmez vesayetle yeni bir vesayet tesis ederek mücadele edilemez! Vesayetle, pespayeleşerek hiç başedilemez!
Darbelerle, darbecilerle, vesayetçilerle mücadelenin akim kalmaması için konunun ciddiyet ve seviyesini korumak ve bunu sağlamak için de hususi bir gayret ve itina gerekiyor.
Başta dikkat çektiğim dedikodu ve tezvirat fabrikaları işte bu mücadeleye zarar veriyor.
Zarar vermekle kalmıyor; mefkûremize akıttıkları zehirlerle geleceğimizi de çalıyor bu odaklar. Dikkatimizi dağıtıp atmamız gereken birçok adımı engelliyorlar!
Yeni Türkiye’yi paralel hezeyan ve firavunist cereyandan uzak olanlar kuracak. Elleri kanlı, kalpleri ve akılları kirli olanlar değil!
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.