Biraz da okurla yazışalım!
EFENDİM; uzun zamandan bu yana okurla paslaşamadım. Olayların yoğunluğu, ligin başlamış olması, Avrupa Kupaları ve milli maçlar da buluşamamamızın sebepleri arasındaydı.
Neyse... Harun Bölükbaş isimli okur, sık sık yazar. Eleştirir de... Biz her zaman bunlara hazırız. Zaten eleştirili olmazsa sağlıklı yazı da zor olur. Harun kardeşimin uzun uzun attığı görüşlerin arasından bir tanesini çekip yazmak zorundayım. Diyor ki, Harun kardeş; “Madem malum kişinin asker kaçağı olduğunu biliyordun da, neden zamanında destekledin?” Harika bir soru... Cevap da şöyle, “O zatın hile yaparak askerden kaçışını ne yazık ki 2006’daki malum Denizlispor maçından iki gün sonra öğrendim.” Bu arada Harun kardeşe bu cevap olurken de, Mustafa Onurlu’ya da sesleneyim, “Bendeki belgeleri çok yayınladım. Hem ekranlardan, hem de gazetelerden... Kimse de beni bunlar sahte, düzmece diye mahkemeye veremedi. Acaba neden? İstersen değerli okurum, sana da göndereyim, belki de de sen mahkemeye verirsin. Ha ne dersin?
Mehmet Korhan Uymaz adlı okurum, bütün meselenin Fenerbahçe Cumhuriyeti yakıştırmasından, ya da raconundan kaynakladığını dile getirmiş. Ben de bunu defalarca yazdım. Birileri sanki bunu hakikatmiş gibi algılamış, ne yazık ki...
Mert Buruk isimli okur da, benim olaylara tarafsız gözle bakamadığımı, sadece maç tenkidi yazmamı istemiş. Vallahi benden daha tarafsız bakanı yoktur Mert kardeş. Geçen sezon daha onuncu haftada Fenerbahçe’nin açık ara şampiyon olacağını benden başkası söyledi mi? Şimdi de diyorum ki, Bursaspor maçını kazanırsa yine lig bu hafta biter. Ne haber?
M. Köroğlu demiş ki Aziz olmadan yazı yazamıyorsunuz. Yahu dostum ben 46 senedir yazıyorum. Aziz daha 16 senedir ortalıkta... Matematik müspet ilimdir, mutlaka bilinmelidir.
Sarımcalı rumuz mu, isim mi bilmiyorum, demişler ki, memleket zaten her yönden kuşatılmış. Altına imzamı atarım. Ama kuşatanların da kimler olduğunu iyi bilip, ona göre tavır almamız gerekmez mi?
Köln’den Murat kardeşim ki, hemen hemen her yazıma görüş verir, yine yazdıklarıma katıldığını belirtmiş. Değerli dostlar, ben her gün övülmeyi beklemem. Dedim ya eleştiri de olmalı. Ama benim meselem yalancılar, sahtekârlar, dün yaptıklarını bugün unutanlarladır. Örnek mi? Bugün bu sayfada, bu sütunda bir fotoğraf göreceksiniz, yukarıda beni eleştirerek not geçenler... Bir bakın sonra yine bana not düşün lütfen...
Fotoğraf, Aziz Bey’in bugün esrar içtiklerini, kokain çektiklerini, birilerinin maddi desteği ile maça girdiklerini söylediği (son basın toplantısından kendi sesinden, kendi görüntüsünden) kişilerin görüntüsüdür. Peki, ne mi olmuş? Ortega geldiğinde bütün basın ve televizyonlar röportaj için kuyruğa girdiler. Hatta yayıncı kuruluş yazı ile bile müracaat etti. Ama hepsine hayır dendi. Ve aynı Ortega, koluna o günün futbol takımı menajeri Kemal Dinçer takılarak o esrar içtikleri, kokain çektikleri iddia edilenlere gönderildi, hem de ilk olarak. Acaba Ortega ve Kemal kimseden habersiz kaçarak mı geldiler? Öyle ya Ortega, Arjantin’de o derneğin ününü duymuş ve ilk olarak onları ziyaret edeyim demiştir. Zavallı televizyonlar da mikrofonlarını o dernekteki masanın üzerine koyarak ses kaydı yaptılar, çekim yaptılar. İşte bu fotoğraf budur. Ortega’nın üzerinde de o derneğin tişörtü vardır. Haaa maça girme biletleri mi? Eh sizce acaba kim dağıtıyordu ki? İşte Mustafa Onurlu isimli okuruma bir belge daha...
Bakın bir kere daha yazayım. Ben ne Ahmet Çakar’a, ne Rasim Ozan’a, ne Sinan’a, ne Abdülkerim’e, ne Gökmen’e, ne Ziya’ya, ne Ali’ye, ne Erman’a ne de TRT’de ekrana dökülen sayısız yorumcuya benzerim. Hele hele yayıncı kuruluştaki, Şansal hariç, diğerlerine... Ben gazeteciyim her şeyden önce... Palavracı değilim... Kralına da yazdıklarımı belgelerle kanıtlarım. Varsa hayır diyecek hodri meydan! O la ki Guiza belgeleri de sahtedir... Askerlik belgeleri olduğu gibi... Hadi bakalım kolları sıvayın. Yalnız kış geliyor üşütmeyesiniz sakın ha...
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.