Kemal Belgin

Kemal Belgin

Ülke futbolunda acılı gün!

Ülke futbolunda acılı gün!

SABAH ne yazsam diye kafamı kaşırken, çok ama çok acı bir haber düşüverdi bilgisayarıma... Sonra da telefonla arayan eski dostlar sıraya girdiler. Fenerbahçe’nin, hatta şu anda ülke futbolunun hayattaki en eski tek ve gerçek beyefendisi, büyük futbolcusu Fikret Kırcan vefat etmişti. Yani nam-ı değer Fenerbahçeli Küçük Fikret... Kahroldum. Fikret ağabey 95 yaşında idi. Bendeniz 70’e merdiven dayamışım. Aklımın erdiği günden beri Fikret Kırcan’ın, velediyim. Neredeyse belki de 60 yıldan fazla... Beni gördüğünde, “N’haber velet, baba yadigârı” diye sarılıp öperdi. Tabii biz de sonra elini...

Fikret ağabeyin en aklımda kalan maçı, Galatasaray’la oynanan lig finali idi. Fenerbahçe maçı Niyazi Tamakan’ın golüyle 1-0 kazanmış ve şampiyon olmuştu. Maç sonrası, o gün Aga marka radyo armağan edilmişti, Fenerbahçe önde Fikret ağabey olmak üzere tur atmıştı. Sonraki yıllarda Fikret ağabey yöneticilik kademesine geçmiş ve burada da saygınlığı ile büyük başarı elde etmişti.
Şimdi size çok ama çok önemli iki anı aktaracağım. Bunların hiçbirini de bugünkü Fenerbahçe’de kimse bilmez. Zaten bilseler vefat haberini yayınladıklarında Fikret ağabeyin lakabını Kefal Fikret olarak yazmazlardı. (O lakap, Fikret Arıcan’a yani Büyük Fikret’e aittir)  Neyse... Fenerbahçe’de kaleci Özcan Arkoç’tur. Yani büyük kaleci Özcan... Beşiktaş’la oynanacak bir gece maçı öncesi soyunma odasında geçiyordu olay... Özcan Arkoç, kramponlarını giyerken dönüp o gün bugünkü menajer rolündeki Fikret ağabeye, “Abi, benim 15 bin ne oldu. Bakın söz verin, bu hafta bu parayı alamazsam bu eldivenleri bir daha giymem” diye çıkışacaktı. Karşılık mı? “Çıkar o formayı ve ayakkabıları, defol git bu odadan...” Ardından, “Mehmet Ali soyun” emri... O zamanlar oyuncu değişmiyor. Mehmet Ali Genç takımdan, (sonra müessif bir olayda öldürüldü) sahaya çıkıyor ve Beşiktaş maçı 2-0 kazanıyor. O sezon sonunda Özcan Beşiktaş’a gidiyor, karşılığında Şenol’la Birol Fenerbahçe’ye geliyor. Ve sezonun ilk gece maçlarından birinde Fenerbahçe, Özcan’lı Beşiktaş’ı Şenol, Birol ve Şeref’in golleriyle 3-0 yeniyordu.

Fenerbahçe-Galatasaray lig finali oynayacaklar. İlk maçı Galatasaray, Metin Oktay’ın ağları yırtığı golle 1-0 kazanmış... Fenerbahçe, bugünkü menajer görevindeki Fikret ağabeyin önderliğinde öyle bir dizilişte çıkıyor ki rövanşta sahaya, herkes şaşkın. Lefter sağ açık, Naci sağiç, Osman santrhaf, Yüksel santrfor, Micro Mustafa sol açık. Maçı Fenerbahçe 4-0 kazanacaktı. Sordum Fikret ağabeye bu tuhaf kadroyu şöyle cevap vermişti: “Klasik çıksam yine yenerlerdi. Bu kadro karşısında Gündüz de şaşırdı, Galatasaraylılar da... “

Manchester City ile Şampiyon Kulüpler rövanş maçı oynanıyor İnönü’de... İlk maç orada 0-0... Ve ilk yarı biterken Ercan Aktuna’nın hatası ile 1-0 yenik duruma düşülüyor. Devre arasında o günün teknik direktörü Molnar bağırıyor, “Can siz çıkıyor, Erdinç giriyor...” Soyunma odasında bir sessizlik. 18 yaşındaki Erdinç bu maçı kaldırır mı? Fikret ağabey, Molnar’ın koluna yapışıp duşlara götürüyor. “Olmaz öyle şey, bu maçı çevirirse Can çevirir...” ikazını yapıp, döndüğünde, “Erdinç sen eşofmanını giy, Can sen devam edeceksin” diyor. Ve ikinci devre Fenerbahçe Ogün ve Abdullah’ın golleriyle rakibini 2-1 yeniyor. Can için ise o dönemin City hocası maçtan sonra şöyle beyanat veriyor: “Bu Can bizi oynatmadı. İkinci devrenin yarısında çoğunu ya top tutarak ya da taç atışlarını defalarca kendisi bize çarptırarak kullandı. Maç katledildi. UEFA buna çare bulmalı...”

Sevgili okurlar; ülkenin en son kalan en büyük futbolcu, en büyük yönetici ve en büyük centilmenini kaybettik. Başımız sağ olsun! Ona da Allah’tan rahmet dileyelim.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Kemal Belgin Arşivi