Baktım ve okudum, herkes Galatasaray’ı eleştirmeye devam ediyor. Tabi iki Şampiyonlar Ligi’ndeki bir grupta Galatasaray’ın sonuncu olması affedilir bir konum değildir ama taaa Mancini’li dönemden düne kadar gecen süreçteki Galatasaray’a da gerçekten söylenecek çok şey var. Ancak ben bu Anderlecht maçı için Galatasaray’a çok fazla eleştiri göndermeyeceğim. Tabii ki arızalardan söz edeceğim.
Önce Prandelli’yi kutlayayım(!) İlk defa dişe dokunur, eldeki malzemeden üretilebilecek hemen hemen en iyi kadroyu sahaya sürdü. Hamit bir kenarda, Bruma diğer kenarda, hiç olmazsa büyük takımın ilerdeki kanatları olarak işlediler. Ama ortada futbolu çok iyi bilmeyen, duvar kelimesini galiba ev duvarından öte yorumlamayan ve de ofsayt kralı Burak olduğundan bu doğru çok verimli olamadı. Ortada Melo, Selçuk ve Sneijder ki bu en iyi üçlüdür, elinden geldiğince savundu, öne destek verdi ama takımın en ön ortasındaki engeli aşamadı. Geride Tarık, Chedjou, Semih ve Telles de sanki bu kadronun içindeki en ideal dörtlülerden birisi idi. Kaza golleri yediler desek yalan olmaz. Kaleci Muslera’nın şanssızlığı ve bu ezilen takım içindeki çöküşü devam ediyor.
Galatasaray bu oyunda rakibin müthiş tempolu ve süratli futbolunu zaman zaman yaraladı, zaman zaman kendi çizgisine çekti. Ancak ne var ki en ciddi eksik olan tek top oynama yerine stop-pas duraklamasından vazgeçemedi. Yine de bazı pozisyonlar bulmadı değil... Bruma’nın deliciliği, sürati fazla dripling tutkusundan dolayı verimli olamadı. Hamit denge adamı idi, iki de harika şut patlattı ama bir kere kaleciyi, bir kere de savunma duvarını geçemedi.
Galatasaray elendi. Zaten ben bu hoca ile başkaca bir sonucu da beklemiyordum. Ancak ne var ki Mustafa Denizli hocanın, “Bu tek puan Anderlecht’in bu grupta alacağı ilk ve son puandır” yorumu da çöpe gitti. Bu takım oturdukça, deneyim kazandıkça daha iyi olacaktır. Çünkü temposu var, sürati var, tek topu var. Neyse, biz bu kadar biliyoruz, onlar da o kadar...
Şimdi merakım odur ki, Prandelli ilk lig maçına nasıl bir değişik on bir çıkartacaktır? Tamam bu maçta altı yabancı vardı. Acaba hangisini ligde feda edecektir. Acaba Bruma kalır da, Hamit’le bizim ligde iki kenar oyuncu olarak takıma katkıya devam ederler mi? Yoksa D.Smart spikeri gibi bu maça bile yine Olcan çağırısı yapan futbol cehaletinin bir örneğini mi görürüz?
Bakın Galatasaray, Prandelli dönemine geçtiğinden beri en iyi oyununu bu maçta oynadı. Gerisini siz düşünün mü desem, yoksa bu oyuna katkılar yaparak hiç olmazsa ligde artık adına yakışır oynayabilen Galatasaray mı desem? Bekleyelim görelim...