Fenerbahçe mi, yok canım!
Bu sezon deplasmanlarda işi pek rast gitmeyen Fenerbahçe, böyle bir süreçte pozisyonlara da girmişti, goller de kaçırmıştı, hatta bazı oyunlarda zaman zaman rakibi üzerinde etkili olup baskı da kurmuştu. Ama Balıkesir’deki Fenerbahçe hiç de o maçların takımı gibi değildi. Üstelik İsmail Kartal sahaya en birinci takımı sürmüştü. Yani ful kadroyu... Tek yanlış bana göre, bir deplasman maçında Emenike kenarda otururken Webo’nun ilk on birde yer alması idi.
Peki , Fenerbahçe’nin karşısında kim vardı? İçinde emeklileri olan, acemileri bulunan ve de Kulisiç’den başkaca süper ligde oynayabilecek değerde, kalitede oyuncusu bulunmayan Balıkesirspor... Alanzinho, Sercan ve Gökhan hala süper ligde ise o takımın geldiği yere dönüşü çabuk olur. Hele hele bir ön libero vardı, siyahi... Acaba bizim Bahariye Caddesi’nden bulunma bir siyahi saat satıcısı mı diye çok merak ettim... Ya kaleci... Bu arkadaş bu topların tek elle kale üst direği üzerinden tek elle dışarı çelindiği hala öğrenememişse ne işi var?
Fenerbahçe, sahanın da ağırlaşması yüzünden pas trafiğinde de arızalar gösterdi. Sow, Webo ve hatta Kuyt bu defa fazla gezinmeden oynadılar ve bu rakibe zamanında yerleşme ve müdahale şansı tanıdılar. Emre, galiba tribünlerden gelen protesto sesleri yüzünden topla hiç dolaşmadan, yani oyunu yönlendirme adına pek bir şey yapmadı, sadece tek top oynadı. Topal, belli ki tedirgin, Meireles ise Gökhan’ ve Caner’le birlikte bütün atak eksikliklerini giderme için ter döktü. Bekir ve Alves ne mi yaptı? Siz olsanız böyle bir hücum hattı veya hücum anlayışı karşısında bu maçı oynayamaz mıydınız?
Kaleci Volkan’ın sadece auta giden bir topa yattığı oyun sonrasında Fenerbahçe arkadaki krizli iki haftayı unutturdu. Ama unutmaması gereken bir şey vardı, geri kalan rakipler bu rakiple kıyaslanamaz.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.