Galatasarayın yeni dersi!
TAMAM; Arsenal’ın kadrosu, bana dünyanın en birinci geliştirme, olgunlaştırma hocası Arsene Wenger’in yeni bebeler kulübü gibiydi ama bir de İngiltere Premier Ligi’nin üst sıra tiryakisi idi. Bir önemli yanı da Arsenal’ın, İngiliz futbol tarihinde küme düşmemiş tek kulüp oluşu idi.
Buradan başlayarak Galatasaray’a gelelim... Hamza kardeşimizin özellikle Akhisar’daki parlak günlerini dile getirerek Galatasaray’da yeni bir hava oluşturduğunu belirtmiştim. Ama ne var ki, her türlü hava pompasına rağmen maç da kaybedilebileceği gerçeği vardır. Ancak Hamza hocanın, kimlerin aklına uyduğunu bilemem, ya da kendi düşüncesi midir onu da bilemem ama bilmesi gereken de futbol dünyasındaki neredeyse bütün takımların artık iki uç adamı ile oynamaktan vazgeçmiş olmalarıdır. Hele hele bunun mucidi ve de neredeyse 100 yıla yakın bir süre uygulayıcısı olan İngilizlerin vazgeçmesi çok önemli bir kanıttır.
Arsenal maçı ilk yarıda bitirmiştir. Yani Galatasaray’ın orta alanını bomboş bıraktığı 4-2-4 veya 4-4-2’si sayesinde... Bu süreçte İngiliz takımının bebeleri bile rahat top dolaştırabilmişler, tek top oynayabilmişlerdir. Hoş, bu bebeleri yakında milyonlarca avro karşılığı yüksek yerlere taşındıklarını göreceğiz. Neyse...
Peki, ya ikinci yarı? Sneijder içeri girmiş, tek uç adamı Umut’un arkasında ve çevresinde rahatça top alıp veriyor... Bir kanatta Bruma, diğerinde Yasin... Hamit, her zaman söyledim; büyük paraya alınan ve henüz büyük takımda oynama ortamına gelememiş Tarık’ın yerinde sağ arkada... Burak soyunma odasında kalmış... Takım; Hamit, Semih, Hakan, Telles- Emre, Melo- Sneijder- Bruma, Umut, Yasin şeklini almış. Yani tek en uç adamı ile... İşte doğrusu budur Hamza hoca... Sen kimsenin sandalına binmeye kalkma... En azından bu kafadakilere futbol dünyasını gösterirsin olur biter... En başta da bu maçta 4-1 kaybettiğin çift santrforun mucidi İngilizleri... Pardon; şayet Sneijder gibi bir ustadan verim almak istiyorsan, Dünya Kupası’nda izlediğin görev pozisyonu ile oynatırsın olur biter... Ne kadar kolay değil mi?
Yazıyı bitirirken önemli bir yere daha değineyim... Bir bizim futbolcuların, hatta içimizdeki Telles gibi yabancılar da dahil, fiziki görüntülerine ve bundan doğan ikili mücadele sürünüşlerine bakın, bir de onların baklavalar oluşmuş gövdelerine...
Tamam, ilk yarıda maç bitmiştir ama en azından ikinci yarıda oynama isteği ve fazla top bulma ortamı ile Galatasaray neredeyse beraberliği bile yakalayabilir hale gelmiştir.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.