İshak Özen

İshak Özen

İslamofobi Endüstrisinin Yeni Ürünü PEGİDA Piyasada

İslamofobi Endüstrisinin Yeni Ürünü PEGİDA Piyasada

Batı dünyası ve özellikle Avrupa, 11 Eylül’ün ardından yeni ve ciddi bir İslamofobi dalgasıyla daha karşı karşıya. Ortadoğu’da yaşanan gelişmeler ve belki onun da ötesinde dünya üzerinde yeniden şekillenen güç dengeleri, Batılıları hayli korkutmuşa benziyor. Bu anlamda Batı, kendi ektiği rüzgârın fırtınasında savruluyor desek, yanılmış olmayız sanırım.

Batıda her daim var olagelen ancak 11 Eylül’ün ardından kitleleri ve zamanla tüm Avrupa’yı etkisi altına alan İslamofobi, siyaset arenasında da yabancı karşıtı ve İslam düşmanı yeni aşırı sağ partilerin ortaya çıkmasına, var olanların da oylarının ciddi anlamda artmasına sebep oluyor. Avrupa’da özellikle Türkiye kökenli Müslümanların yoğun olduğu ülkelerin başında gelen Almanya bugünlerde bu sorunu en derinden yaşayan ülkelerin başında geliyor.

Öteden beri PRO Köln adıyla örgütlenen İslamofobiklerin eylemlerine alışık olan Almanya, Ekim ayında ortaya çıkan ve kendilerine “Batının İslamlaşmasına Karşı Avrupalı Vatanseverler” adını veren nevzuhur bir oluşumun farklı şehirlerde düzenlediği eylemleri konuşuyor bugünlerde.

Başlangıçta birkaç yüz kişiyle düzenlediği eylemlerle pek de dikkat çekmeyen PEGİDA, geçtiğimiz günlerde Dresden’de 17 bin 500 kişinin katılımıyla düzenlediği miting sonrası Almanya’nın gündemine oturdu. 

Görünürde kiliseler, siyasi partiler ve sanatçılar “PEGİDA gösterilerine katılmayın” çağrıları yaptı ancak nafile. “Görünürde” diyorum çünkü dikkatle bakıldığında bu sözde sağduyu açıklamalarının dahi satır aralarına sinsice gizlenmiş İslam ve Müslümanlara yönelik nefreti ya da eylemcilere yönelik hoşgörüyü görmek mümkün.

İktidar ortağı ve başbakan Angela Merkel’in partisinin meclis grup başkanı Volker Kauder örneğin, yaptığı açıklamada bir taraftan halkı eylemlere katılmamaya çağırırken diğer yandan eylemcilere göz kırpmayı da ihmal etmiyor. Kenan Evren’in bir zamanlar “Bir sağdan astıysak bir de soldan astık.” demesi gibi Kauder de bir ırkçılara, bir Müslümanlara vuruyor.

Mesela şöyle: ‘Kültürümüzün İslamlaştırılması tehlikesi yoktur. Ama insanlar, caddelerde Selefilerin nasıl Suriye ve Irak’taki savaş için reklam yaptıklarını görmektedirler. Devlet, nefret yayılmaması ve genç insanların teröre yönlendirilmemesi konusunda daha tutarlı bir tavır izlemelidir. Uyum, ancak bizim temel değerlerimiz halkın tüm kesimlerince kabul görürse sağlanabilir.

Gösterilere katılanların topluca ‘sağcı çete’ olarak nitelendirilmesine karşıyım. Bu insanları yaptıklarıyla değerlendirelim. PEGİDA gösterileriyle tüm Alman halkı hakkında genel bir yargıda bulunulamaz. Bunlara karşı düzenlenen gösterilerle yabancı düşmanlığına karşı tavır gösterenler de var. Almanlar genelde dünyaya açıktır.

Anketler gösteriyor ki bu insanların sadece ekonomik nedenlerle buraya gelip sosyal sistemden yararlanmaya çalışan ilticacılarla sorunu var.’ Bu arada CDU’lu politikacının sempatik göstermek için yırtındığı PEGİDA hareketinin lideri Lutz Bachmann’ın adam yaralama, gasp ve hırsızlıktan sabıkalı olduğunu da belirtelim.

Yukarıda Almanya’da kilise ve siyaset dünyasının halka PEGİDA’nın eylemlerine katılmama yönünde çağrılar yaptığını dile getirmiştim. Gerçekten de Alman halkının ancak azınlıkta kalan bir kısmı PEGİDA’ya karşı yabancıların ve Müslümanların yanında yer alıyor. Bunların da bir kısmı reel politik davranıp nüfusu giderek yaşlanmakta ve azalmakta olan Almanya’ya yabancıların sağladığı ucuz işgücü katkısını dikkate alarak kerhen destek verirken bir kısmı ülkenin huzur ve güvenliğinin daha doğrusu kendi yaşam konforunun bozulacağı endişesiyle, bir kısmı da ülkesinin insan hakları ve özellikle mültecilerin hakları konusunda titizlenen uygar dünyaya(!) rezil olduğu endişesiyle destek veriyor.

Bu tespiti araştırma rakamları da destekliyor. Geçtiğimiz ay Köln’de gerçekleştirilen ve ünlü Focus dergisinde yayınlanan bir araştırmada Almanya’nın hızla İslamlaştığına inanan Almanların oranı yüzde 42, inanmayanların oranı da yüzde 16 olarak ortaya çıktı. Aynı oranlar 2009 yılında yapılan benzer bir araştırmada sırasıyla yüzde 36 ve yüzde 22 olarak çıkmıştı. Rakamlar düşük eğitim ve gelir gruplarında daha da korkunç boyutlara tırmanıyor.

60 yaş üstü her iki kişiden biri (yüzde 50) Almanya’nın İslamlaştığını ve bundan çok endişe duyduğunu söylerken 18-29 yaş arası gençlerin yüzde 54’ü bu endişeyi taşıdığını söylemiş. Aylık geliri aylık 1500 Avronun altında olan ya da ortaokul ve daha altı eğitime sahip Almanların da yüzde 54’ü İslam’ın çok hızlı yayıldığını ve bundan çok endişelendiğini ifade etmiş.

Araştırma, Almanların Almanya’da yaşayan Müslümanların IŞİD teröristleriyle arasına mesafe koydukları yolundaki söylemlerine şüpheci yaklaştığını da ortaya koyuyor. Araştırmanın sonuçlarına göre Almanya’daki İslami oluşumların İslam’ın bir barış dini olduğu ve terörün İslam’la bir ilgisinin olmadığı yolundaki söylemlerine Almanların yüzde 60’ı inanmıyor. Katılımcıların yalnızca üçte birinin (Yüzde 33) inandığını söylediği bu oran emeklilerde yüzde 70’e, Doğu Alman eyaletlerde yüzde 71’e ve işsizlerde yüzde 73 seviyelerine ulaşıyor.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
İshak Özen Arşivi