Erbakan hoca bir gün etrafında bulunanlara “İslam nedir?” diye sorar. Herkes, dilinin döndüğünce bir şeyler söylemeye çalışır. Kimi, “iman” der, kimi “ibadet”, kimi “adalet”, kimi “hayat nizamı”, kimi “kulluk”… 

Hoca herkesi tek tek sabırla dinler, hepsine de “doğru” der, “Doğru fakat eksik. İslam, tüm bunların yapılmışıdır. İslam, ibadetlerin yapılmışıdır, adaletin tesis edilmişi, imanın hayata aktarılmışı…”

Erbakan hocanın bu cümlelerini düşünürken aklıma Allah Resulünün Veda Hutbesindeki sözleri geldi. Allah Resulü Veda Hutbesinde sadece hitap etmekle kalmamış, “yapılmış”a işaret etmişti: “Biliniz ki faizin her çeşidi kaldırılmıştır. Allah böyle hükmetmiştir. İlk kaldırdığım faiz de Abdulmuttalib’in oğlu (amcam) Abbas’ın faizidir.”

“Cahiliye devrinde güdülen kan davaları da tamamen kaldırılmıştır. Kaldırdığım ilk kan davası Abdulmuttalib’in torunu İlyas bin Rabia’nın kan davasıdır.”

Erbakan Hoca’nın sarf ettiği “İslam, İslam’ın yapılmışıdır” sözü, onu tanımanın en kısa, en kestirme yoludur. Bu cümle, onun hayat felsefesini ve hayatının özetini ortaya koyan bir cümledir.

Gerçekten de o, düşünen, düşüncelerini ortaya koyan ve onları gerçekleştirmek için de mücadele eden bir dava ve aksiyon adamıydı. İşte bu yüzden ona en çok yakışan ve onu en çok tanımlayan lakabı da “Mücahit Erbakan”dı.

Bu tanımlamayı ne kadar hak ettiğini gösteren, bir nevi hayatının özetini sunan ve kendisine yönelik tüm eleştirileri bir kalemde silip atan vasiyet niteliğinde bir sözü, bir isteği daha vardı onun.  Yine bir gün kendisine sorulan “Hocam, Allah hayırlı uzun ömürler versin, bir gün emri Hak vaki olduğunda nasıl anılmak, nasıl bilinmek istersiniz?” sorusuna “Malıyla, canıyla Allah yolunda cihat eden bir Müslüman olarak anılmak isterim” cevabını vermişti.

Birçok önemli gelişmelere imza atan, Türkiye’nin, İslam dünyasının ve hatta dünyanın yakın tarihine damga vuran Erbakan, vefatının ardından başarıları, Türkiye’ye, Müslümanlara ve İslam dünyasına kazandırdıklarıyla, yapıp ettikleriyle değil; malıyla, canıyla Allah yolunda cihat eden bir Müslüman olarak hatırlanmak istemişti.  

O, savaşın sonuna doğru ufukta görünen ve muharebenin seyrini değiştiren İslam süvarisiydi. (Dr. İhsan Şenocak)

O, meclis kürsüsünden "Ben bunları bana oy versinler diye yapmıyorum, ALLAH rızası için yapıyorum..." diye haykıra(bile)n bir liderdi.

O, “Namaz dinin direği, cihad ise zirvesidir. Biz siyaset değil cihad yapıyoruz.” diyen bir mücahitti.