Yeni bir ''Güdümlü Terör'' dalgasına dikkat!..
Güneydoğu yazı dizisinin çalışmaları sırasında dikkatimizi çeken bir gelişmeyi...
Daha doğrusu...
“Pis tezgâhı” dikkatlerinize sunmuştuk...
Gelişmeler bizi doğrulamakta...
Aman uyanık olun!..
PKK’yı -görünüşte- “etkisizleştirdikten” ya da zamanı geldiğinde tekrar kullanılmak üzere “derin dondurucuya” attıktan sonra...
Yeni bir plânı devreye koyacaklar...
Bu...
“İslâmi” görünümlü bir “şiddet dalgası” olacak!...
Bunun alt yapısını birtakım “İslâmi-yerel” unsurları tahrik ederek hazırlıyorlar, bir zamandır.
Güneydoğu’da bazı yayınevlerine saldırılar düzenleniyor...
Bu eylemler görünüşte “PKK’lılar tarafından” gerçekleştirilmekte...
•
Bugünlerde, birtakım operasyonlar yapılıyor, dikkatle tâkip ediniz.
“El Kaideci” oldukları ileri sürülen birileri atılıyor ortaya!..
çok ilginç:
Başta, YEDİOT AHARONOTH olmak üzere İsrail gazeteleri de bu süreci pompalamakta!..
Gazetenin önceki günkü sayısında, “El Kaide hücrelerinin Türkiye’ye sızdıkları ve İsrail hedeflerine karşı saldırılar plânladıklarına dair istihbarat alındığı” iddiasına yer veriliyordu!..
Bu istihbarat bizimkilerin “Terörle Mücadele (!) alanındaki en yakın ortağı” olan MOSSAD’a yaslandırılmakta!..
Türkiye’deki “İsrail unsurları” vurulacakmış!..
Tam da, sınır ötesi operasyonun gerçekleştirilmekte olduğu bu hassas günlerde, böyle iddiaları ortaya atıyor MOSSAD çevreleri!..
Ve tam da, Kuzey Irak operasyonundaki “başarılarımızın”, İsrail tarafından hizmetimize sunulacak olan İBG (İsrail Bizi Gözetliyor) uçakları sayesinde taçlanacağına dair kartel haberlerinin birbirini izlediği günlerde!..
Ne güzel;
Terörle mücadeleyi, bu alandaki marifetlerini (!) dünya âlemin bildiği ABD ve İsrail’in desteği ile yürütüyoruz...
İsrail’in en derin gazetelerinin duyurduğu haberler doğrultusundaki faaliyetlere şâhit oluyoruz!..
İstihbaratımızı da, Sayın Başbakan’ın “Adeta devlet terörü yapıyorlar” suçlamasına muhatap olan İsrail’in CASUS uçaklarına teslim ediyoruz!..
Başımızda nasıl bir “tehdidin” dolaşıp durduğunu görmemenin imkânı var mı?..
Nasıl olsun...
İki adım geriye çekilin...
Ve...
DTP’lilerin birbiri ardına gelen açıklamalarına bakın...
özetle; ne diyor adamlar:
“Güneydoğu’da şeriat tehlikesi var!.. İslâm tehlikesi var!..
Biz etkisizleştirilirsek...
‘Liderliğimiz’ etkisizleştirilirse...
Bölge şeriata teslim olur!..
Devlet, İslâm’a teslim olmamak istiyorsa...
Bizi dışlamamalı!..”
Evet..
Bu zâtların, başta TSK olmak üzere etkili devlet güçlerini “tehdide” cürêt etmelerinden birkaç gün sonra...
Bazı medya organlarında “Güneydoğu’da şeriat tehlikesi (!)” haberlerinin sıklaştığına şâhit oluyoruz!..
Sanki...
Bir merkezden yönlendiriliyor bu çevreler!..
Sanki...
Ortaklaşa “tehdit” ediyorlar!..
Laiklik konusunda “aşırı” hassasiyet sahibi olan çevrelere resmen “diş” gösteriyorlar!..
Ve dün...
Cumhuriyet ve Hürriyet gazetelerinde, iki müthiş yazı yer aldı...
Müthiş!..
Her iki yazıda da, “öcalan’ın etkisizleştirilmesi, Güneydoğu’nun şeriata teslim edilmesi anlamına gelir” ana fikri işleniyordu!..
Hele Cumhuriyet’teki...
Hangi maksada hizmet ettiği konusunda derin şüphelere düşmemize sebep olan yazar, şu soruya yer veriyordu:
“2008’de Kürt-Türk birlikteliğini İslâmi temeller üzerine oturtarak, Said Nursi’nin eleştirdiği ulus devletin bu niteliğini değiştirenler seçimleri kazandıklarında, olayı etnik tabana oturtan öcalan ve yandaşları kan kaybederken, hangi düşünce güç kazanmış olacak dersiniz?”
Yazar, son derece bozuk ifadelerle kaleme aldığı bu cümlesinde (mealen) “öcalan ve yandaşlarının yerel seçimi kaybetmeleri halinde İslâmi oluşumlar güç kazanır” görüşüne yer vermekte.
Burada “aba altından sopa gösterme” tavrı var şüphesiz...
Bu var...
Bir de...
“öcalan silindiği takdirde yerini hangi huzursuzluk odağı alır?” arayışındaki bir zihni arka plân var!..
Evet...
ASALA’nın yerini PKK almıştı...
PKK’nın yerini hangi örgüt ya da örgütler alacak?..
“Güneydoğu’da İslâm tehlikesi” yaygarasının ardından ne gelecek?..
İsrail gazeteleri niçin MOSSAD kaynaklı El Kaide hücrelerinin Türkiye’ye sızdıklarını ve İsrail hedeflerine karşı saldırılar planladıklarını iddia etmeye başladılar?..
Güneydoğu’daki bazı “İslami” yayınevlerine birbiri ardına saldırılar gerçekleştirenlerin hedefi ne?..
İsrail casus uçaklarının “esas fonksiyonu” ne?..
Birkaç saat önce adım attığımız 2008, “İslâm’la terör asla bağdaşmaz... İslâmi terör kavramını şiddetle reddediyorum” cümlelerini sıkça duyacağımız bir yıl mı olacak acaba?..
Evet...
Ben...
Bir “Büyük tezgâh”ın kurulmakta olduğunu hem görüyor hem de hissediyorum...
Anayasa tartışmaları bahane edilerek, ülkede bir “laikçi tedhiş rüzgârı” estirilecek...
önümüzdeki günlerde, aylarda “irtica haberlerine” iyice hız verilecek...
Danıştay saldırısını bile gölgede bırakacak “tezgâhlar” da sürpriz olmayacak...
“Başörtüsü” temalı şiddet eylemleri belki!..
“Terörle mücadele alanındaki” en yakın ortaklarımızın (!) kimler olduğunu düşündükçe, bu konulardaki güvenlik tedbirlerine bel bağlamam güçleşiyor...
ülkesini seven herkesi “uyanık” olmaya dâvetten başka bir şey gelmez elden...