Ahmet Türk

Ahmet Türk

Cizre’de Kim Kime Nanik Yapıyor?

Cizre’de Kim Kime Nanik Yapıyor?

Eskiden ülkemizin bir yerinde bir tedhiş olayı yaşandığında, yöneticilerimizin dilinden “Devlet her türlü tedbiri almaya muktedirdir. Olay bütün detaylarıyla incelenecek, sorumlular ivedilikle hak ettikleri cezaya çarptırılacaktır” beyanları düşmez, “devlet otoritesi” yağmasa da gürlerdi!  Şimdilerde ise, bilhassa Çözüm Süreci’nden sonra, asayişi bozan olaylar sırasında ve sonrasında;  “Olayları abartıp kaos görüntüsü vermek isteyenler var!” şeklinde, “bizim bir ihmalimiz yok; ayrıca durum da göründüğü gibi değil” merkezli ve artık kabak tadı vermeye başlayan “hayali” provokatörler ve odaklar içerikli “resmi” beyanlara rağbet ediliyor! 

Müzakere masasına oturarak suç işleme konusunda dokunulmazlık zırhı sağladığını sananlarla, “aman şehit cenazesi gelmesin de...” ürkekliği ile sahada eşkıyayla layıkıyla mücadele edemeyenlerin başrolünü oynadığı ve halen vizyonda olan son “Cizre hadiseleri” esnasında benzer “resmi” tavır takınıldı! Süreci yönetenler, “kamu güvenliği” için elindeki imkânları tavizsiz ve kararlı bir şekilde kullanıp duruma vaziyet edeceği yerde; sokaktaki teröriste, “niçin Kandil’in ve İmralı’nın direktiflerini takmıyorsunuz?” diye hitap ederek, dağdakilere ve İmralı’dakine de “bak sizinkiler sizi takmıyor!” mealinde “Cizre olayları, açıkça Kandil'e nanik yapmaktır! şeklinde hitap ederek, sorunun üstesinden gelmeye çalıştılar! 

Sahi, 27 Aralık 2014 başlayan ve “bölgede otorite kim?” sorusuna ışık tutan Cizre’de neler oluyor?

Şu anda HDP belediyeleri yönetimi sınırları içerisinde, IŞİD ile Ayn el Arab’da (Kobani) Sincar (Şengal) dağlarında çatışan PKK için ciddi bir seferberlik yaşanıyor. Hemen hemen her gün HDP belediyeleri, IŞİD ile çatışan PKK'ya tırlarla lojistik destek taşıyor. Lakin Kuzey Suriye'de İŞİD ile çatışan PKK ciddi kayıplar veriyor. Hemen her gün cenaze kaldırıyor. PKK bu kayıpların kamuoyunda paylaşılmasından rahatsız… Kobani'de çatışan PKK’lılara sağlık ve gömü hizmeti veren Belediyelerin organizasyonu ile cenazeler genelde gece kalkıyor. Bu hareketlilikten rahatsız olan ve üstüne üstlük bu Cizre'de şehir merkezinde çadır kurulması silahlı örgüt üyelerinin devriyeye çıkmasından ötürü manevra alanını daralan Hüda-Par, kamuoyundan saklanan PKK cenazelerini deşifre edince ve PKK ve IŞİD arasında geçen çatışmaların PKK aleyhinde gelişen sürecini propaganda aracı olarak kullanmaya başlayınca Hüda-Par ile çatışmalar artıyor! 

Soru şu:  Tüm bunlar olurken bizim “Devlet nerede?”

Yeri geldiğinde, ihale kanunun bilmem ne maddesine aykırı hareket eden bir belediye başkanını görevden alabilen İçişleri Bakanlığı; belediyenin iş makineleri ile Cizre’nin merkezinde hendekler kazarak askerin ve polisin tam teşekküllü bölgeye girmesine mani olan ve terör örgütüne lojistik destek veren Cizre Belediye Başkanına niçin soruşturma açıp görevden almıyor? 
Hülasa,

1821 ila 1921 yılları arasında olduğu gibi; aynı deliklerden, aynı yılanlara defalarca sokulmaya devam ediyoruz! Önce etnisite sorununa yol açılıp ayrılık ateşinin fitli ateşleniyor, ardından çatışılıyor, akabinde “bölünmeden nasıl bir arada yaşayacağız” masallarıyla masaya oturtuluyor, en sonunda da egemenlik haklarına ortak etme girişimleri “çözüm” diye dayatılıp parçalanıyoruz! 

Öcalan’ın mektupları üzerinden “derin” insani ve toplumsal çözümlemelere girişenlere âcizane bir kez daha hatırlatayım; elinden silahı bırakmayacağını müzakere masasında dahi deklare eden ve silahlı mücadeleyle mesafe kat ettiğini düşünen ayrılıkçı ve etnik suç örgütleriyle körebe oynanmaz!

Kozmopolit kafalarla ve sahte barış söylemleriyle, küçük kurnazlıklar peşinde koşup etnik yapıların beklentilerini yükseltirseniz, sahip ve egemen olduğunuz yerlerde bugünlerde olduğu gibi “işgalci” addedilirsiniz! 

Etnisite kaynaklı meselelerde, beklentileri yükselterek şapkadan tavşan çıkara çıkara problem çözmeye çalışırsanız; gün gelir, hem şapkayı hem de tavşanı kaybedersiniz! 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
22 Yorum
Ahmet Türk Arşivi