Efendimiz (S.A.V)’in doğumunda meydana gelen olaylar
Ardı arkası kesilmeyen sorulara gazetedeki köşemden cevap vererek faydayı umumîleştirme adetini burada da devam ettireceğim inşaallah. Bu düşünceyle Vahdet'te de haftanın bir gününü okuyucu sorularına tahsis etmiş olacağız.
Soru
Peygamber efendimizin doğumunda meydana geldiği söylenen bazı olaylar var. Kaynaklarda okuyoruz. Bazı kimseler bunların uydurma olduğunu söylüyor. Konunun aslını aydınlatabilir misiniz?
Cevap
Efendimiz (s.a.v)'in dünyayı teşrif ettiği gece birtakım olağanüstü hadiselerin meydana geldiği, birçok kaynakta zikredilen bir husus. İran Kisrasının sarayının duvarlarının çatladığı ve on dört balkonunun çöktüğü, Mecusîlerin 1000 yıldan beri hiç sönmeyen ateşinin söndüğü, Sâve1 Gölü'nün suyunun çekildiği.. bu cümleden olarak özellikle dikkat çekilen olaylar. Birçok Tefsir ve Tarih/Siyer kaynağı bu meseleyle ilgili nakillere yer vermiştir. et-Taberî2, Ebû Nu'aym3, el-Beyhakî4, el-Kastallânî ve ez-Zürkanî5, es-Süyûtî6, Muhammed b. Yusuf es-Sâlihî7 bu cümleden olarak allame Abdülffettâh Ebû Gudde'nin zikrettiği kaynaklar.
Ebû Gudde merhum, Ali el-Karî'nin el-Masnû’una yazdığı bir notta8 bu naklin sahih olmadığını söyler ve adını verdiğim bu eserleri zikrederek söz konusu rivayetlerin bu eserlerde zikredilmiş olmasına aldanılmaması gerektiği ikazında bulunur. "Zira" der, "adı geçen müellifler ve onlar gibi daha birçok kimse, eserlerinde hem sahih hem de gayri sahih rivayetlere yer verirler. Maksatları bu rivayetlerin sahih olduğunu ve doğru bir şeyi yansıttıklarını ifade etmek değildir. Onlar bu rivayetleri kayıt altına alınmış olsun, onlardan haberdar olunsun ve ehli tarafından ayıklansın diye eserlerine almışlardır."
Daha sonra Ebû Gudde merhum, et-Taberî'nin, adı geçen tarihinin mukaddimesinde bu eserde yer verdiği her rivayeti güvenilir bulduğu için zikretmediğini, bunu bir emanet duygusu içinde kendisine kadar intikal etmiş bilgilerin kendisinden sonrasına aktarımı amacıyla yaptığını nakleder.
Ardından şunları söyler: "İmam hâfız es-Süyûtî, el-Hasâisu'l-Kübrâ'da (I, 47-9)9, Ebû Nu’aym el-Isfehânî'nin Delâilu'n-Nübüvve isimli kitabından, Efendimiz (s.a.v)'in doğumu esnasında gerçekleştiği söylenen ve kıssacıların ve kasidecilerin Mevlid-i Nebî cümlesinden zikrettiği garip hadiselerle ilgili üç uzun rivayet zikrettikten sonra –ki bunların bizatihi yalan, uydurma ve münker şeyler olduğu açıktır– şöyle der: "Derim ki: Bu ve bundan önceki iki rivayette şiddetli nekaret (muhtevasında gariplik/sahih rivayetlere aykırılık) vardır. Ben bu kitabımda bunlardan daha münker bir rivayete yer vermedim. Bunlara burada yer vermekten dolayı kalbim mutmain değil. Ancak bu hususta hafız Ebû Nu’aym'a tabi oldum."
1 Bugünkü İran sınırları içinde bulunan Hemedan ile Kum arasındaki bir yerleşim birimi.
2 İbn Cerîr et-Taberî Târîhu'r-Rüsul ve'l-Mülûk, II, 131-2.
3 Ebû Nu'aym el-Isfehânî, Delâilu'n-Nübüvve, 96-9.
4 el-Beyhakî, Delâilu'n-Nübüvve, I, 67-71.
5 el-Kastallânî, el-Mevâhibu'l-Ledünniyye, I, 23 ve ez-Zürkanî'nin bu esere yazdığı şerh, I, 122-3.
6 es-Süyûtî, el-Hasâisu'l-Kübrâ, I, 78vd.
7 es-Sâlihî, Sübülü'l-Hüdâ ve'r-Reşâd, I, 429-30.
8 Ali el-Karî, el-Masnû’, 18-20 (Ebû Gudde'nin 1 no'lu notu).
9 Bu sayfa numaraları Ebû Gudde merhumun kullandığı nüshaya aittir. Burada alıntıladığı ifadeler benim kullandığım nüshada I, 83'te geçmektedir.
Ebû Gudde merhumun bu nakilleri, bu eserlerde yer alan rivayetlere ihtiyatla yaklaşılması gerektiğini telkin ettiği için doğrudur. Ancak özellikle konumuzu teşkil eden rivayetlerle ilgili hususi bir olumsuzluk ifade etmediğini söylememiz gerekir.
Haftaya devam edelim.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.