BU derbi ligin en üst sırası için bir şifre taşıyordu. Ya Beşiktaş koltuğuna sık sıkıya sarılacak, ya Fenerbahçe bir gün önce sarıldığı koltuktan inmeyecek ve de Galatasaray umutlarını ikinci dönem maçlarına güvenle taşıyacaktı. Hangisi mi oldu? Oynamayan kazandı.

Teknik analize gelince... Hamza Hamzaoğlu Beşiktaş dersini çok iyi çalışmış. Her zaman kenar adamsız oynatıldığı için Galatasaray’ın yanlış yolda olduğunu vurgulamıştım. Ağırlıklı olarak da Sneijder gibi bir yıldızın sol kenarda köreltildiğinden söz etmiştim. Peki, Hamza hoca nasıl bir kurgu tezgâhlamıştı? Yine Burak-Umut ikilisi vardı. Ve de Emre ile Sneijder de vardı. Eh savunma önü de Selçuk’la Melo’dan kurulmuştu. Yani Galatasaray yine ortada mı sıkışacak, kenardan havasını mı alacaktı? Baktık ki, dört orta saha oyuncusu da genelde kenarlara kaçmadan sahanın ortasını rakibe karartıyordu. Burak’la Umut zaman zaman Sabri ile Telles’in önüne doğru hamle yapıyorlardı ama etkisiz ve şaka gibi...

Peki, bunun neresi iyi çalışılmış ders idi. Beşiktaş takımının sezon başından beri en çok övdüğümüz özelliği dikine çabuk ataklarla oyuna çıkmaktı. Veli-Atiba ikilisi ile rakip ataklar ortada veya başkaları tarafından kenarlarda kesilse de, Beşiktaş’ın oyuna sonuç almak adına çıkışı ortadan başlıyordu. Hatta kenarlara gelse bile hem Olcay, hem de Gökhan driplinglerle içeri dalıp şut atıyorlar, verkaçla rakibin dengesini bozuyorlardı. Bu oyunculara da Demba Ba ve Sosa duvar olabiliyorlardı. İşte Galatasaray yalancı kenar adamları yerine, o oyuncuları bu defa ortaya yığarak Beşiktaş’ın hızını, temposunu düşürdü. Demba Ba da ayakta duracak hali yok gibi görünürken, Sosa da Oğuzhan’la görev yüklenip işi zorlaşınca Beşiktaş’ta bütün hatlar kesilmiş oldu.

Maçın genel teknik analizi budur. Peki, Galatasaray bu oyun kurgusuyla çok mu pozisyon buldu ? Hayır! Çünkü iki uç adamı bu kurguda da kısıtlı bilgileri yüzünden saha açamadılar. Taa ki Veli takımına ihanet edince ve de Hamza hoca Umut’u alıp Hamit’i oyuna alınca, alan hem genişledi, hem de uzadı. Ve de Biliç anlaşılması güç işler yaparak yenilginin netleşmesini sağladı diyebiliriz. O ne yahu? Sosa 85. dakikada yerini İsmail’e bıraktı... Neden ki acaba? Demba Ba için bu maçta 74 dakika beklenir miydi? Veli’nin atıldığı 62. Dakikada böyle bir oyunda Olcay çıkıp Kerim mi girer? Oğuzhan dururken... Ya da Demba Ba çıkacağına...

Galatasaray, 1-0 önde oynamaya devam ederken üçlü orta saha ve üçlü ileri uca geçerek skor eşitliğine yakalanma yerine skoru arttırma yoluna bile gidecekti. Öyle oldu ama top yuvarlaktır kanunu ile sahanın en kötüsü Burak tarafından...

Şimdi Beşiktaş’ta Atiba’ya ceza vermeyip, onu tribüne seyirci olarak getirenler acaba Veli için ne düşüneceklerdir? Bence Beşiktaş’ın en önemli problemi budur. Ve de Biliç’in artık bütün rakiplerce ezberlenen oyun kurgusuna yeni bir şeyler katmasını beklemek de her Beşiktaşlının ikinci yarı umududur. Galatasaray mı? Hamza hoca acaba bu maçta Sneijder’in Selçuk’la Melo’nun önünde aldığı rolü hangi düzeyde becerdiğini görebilmiş midir? Ki, bu Galatasaray’ın dördüncü yıldız yolundaki en çok ışık verecek meşalesidir.