Omurgalı duruşun bedeli
Okuyanlar bilir, “Şimdi Sıra Ak Parti’de” başlıklı yazımda, “Paralelcilere karşıyız ama, yamuklara da karşıyız.” demiştim.
O yamuklar var ya o yamuklar, Rabbim onların şerrinden cümle Müslümanları korusun. O kadar yamulmuş vaziyetteler ki düzelmelerine imkân ve ihtimâl yok. Önlerine çıkan herşeyi silindir gibi ezip geçme azmindeler. Her türlü atış serbest. Kul hakkı, ilâhî adâlet, öbür taraf, hak getire. Umûrları değil. Tek dertleri, elde ettiklerinden bir adım geriye düşmemek. Çünkü o zaman, ne oldukları bir bir ortaya dökülecek. Hani filmlerde olur ya yakalanmamak için her yolu mübah gören katiller gibiler. “Bir kere yapınca gene yaparsın.” düstûrunca suçu otomatiğe takarlar.
İçlerinde öyle örnekler var ki bilinseler yer yerinden oynar. Bir kaç örnek vereyim. Bir yamuk, şimdilerde yazarlığa soyundu. Yazısını her okuduğumda kahroluyorum. Yazdıkları ile kendisi arasında dağlar kadar fark var. “Dokunanı yakarım.” düzeyine geldiği için dokunan yanıyor.
Bir başkası, cemaatin her kapıyı açtığı günlerde, gece gündüz cemaat ile oturup kalkıyordu. Gezi Parkı’nda evinden çıkmayıp kimin kazanacağını bekledi. Cemaat kaybedince, en büyük paralel düşmanı oldu. Hükûmete yakın görünmek için maymuna döndü. Bu eksik etek hâlimle, “Sen nasıl bir adamsın?” deyince, dünyanın en kötü, en psikopat kadını olduğumu öğrendim. İftirâda sınır yok.
Sosyal medyada, mıknatıs gibi birbirlerini bulup ittifâk ediyorlar. Mikrop üretiyorlar. Kirin, pisliğin içinde boğulduklarının farkında değiller. İnsanlıktan çıktıklarının farkında değiller. Ölüm var, ölüm! İftirâya kurban giden, şehit mertebesine çıkıyorsa iftirâ atan hangi seviyeye düşüyor acaba?
Bir de yamukluğa soyunan paraleller var. Onlar da elde ettiklerini kaybetmeme derdinde. Makam, para çok tatlı. Herşeylerini, cemaat okullarında okudukları belli olmasın diye özgeçmişlerini gizliyorlar.
Yemedikleri nâne yok. Yalnız bunlar, gerçek paralelci değil, üfürükten paralelci. Rüzgâr ne tarafa eserse türünden. Ödleri patlıyor geçmişlerinin öğrenilmesinden. Ak Parti’den referansları da var. Tutabilene aşkolsun. Yamuklarla elele verdiler. En büyük sermâyeleri de paralel yaftası. Ne de olsa alıcısı var.
Velhâsıl at izi, iti izi karmakarışık. Bütün yamuklar, paralelcikler, omurgasızlar elele verdi, omurgası olanla uğraşıyor.
Bu gazete ve yazarları Müslüman dostu, Türk dostu, Türkiye sevdâlısı. Bu sevdâ, öyle makamla, parayla değişilecek, iftirâ ile geri adım atılacak, gelip geçici bir sevdâ değil. Arkasında, şanlı bir mâzi var. Bu kara sevdâya düşenlerden kim geriye adım atmış ki biz atalım. Ziyâ Paşa’ya rahmet olsun.
“İnsana sadâkât yaraşır görse de ikrâh
Doğruların yardımcısıdır Hz. Allah”
diyerek, hak bellediğimiz yolda yalnız da olsa devâm edeceğiz. Ucunda,
“Haydi felâh-ı vatan dediler ayağa kalktık
Herkes oturdu biz ayakta kakdık” olsa bile.
Aziz Okuyucu!
Kalbini dinle. Kalp, kelime kalpazanlığı bilmez. Kalbin rahatsa bu gazeteyi okumaya devâm et.
Not: Şahsım adına şunu söyleyebilirim ki eğer bu gazete paralelci olsa en başta bana yazdırmaz.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.