Aselsan’a sessiz mi kalacağız?
Türkiye’nin birçok alanda dışa bağımlı, ithalatının yüksek, üreten değil tüketen tarafta olduğu gibi konular yıllardır dile getiriliyor.
Bu konuların yanında “Türkiye’de bilim neden gelişemiyor, neden yerli arabamız, uçağımız, tankımız, silahımız yok?” soruları da sıklıkla dile getiriliyor.
Elimizdeki potansiyeli doğru kullanamadığımız, yetişmiş insanlarımıza sahip çıkamadığımızdan bahsediliyor.
H H H
Bir kurum düşünün ki; kendi savunma ve silah teknolojisini geliştiriyor, yetmiyor yurtdışına da pazarlıyor.
Yazılım, radar, uçuş sistemleri, uçak kontrol mekanizmaları gibi alanlarda çok ciddi çalışmalara imza atıyor. Ve böylesine önemli ve stratejik bir kurum sürekli olarak intiharlarla gündeme geliyor.
Bir, iki, üç, dört, beş derken son olarak geçen hafta 28 yaşındaki genç mühendis evinde şüpheli bir şekilde ölü bulunuyor.
Açıklama aynı, kurum aynı: İntihar / ASELSAN
ASELSAN’da bugüne kadar yaşanan 6 ölümün tesadüf olmadığı ortada. Yetkililerin bu konuda artık ciddi bir açıklama yapması ve önlem alması gerekiyor.
Kimi mühendis, araçta boğazını, kimisi bileğini kesiyor... Geçen hafta olduğu gibi kimisi de tüpü hortumla çekerek intihar ediyor!
Resmi açıklamalar böyle söylüyor.
H H H
Yapmayın, etmeyin, çocuk muyuz ki bunlara inanalım!
Hayatını kaybeden mühendislerimizin hangi alanlarda, ne gibi çalışmalar yaptığını çok iyi biliyoruz.
Onların hangi stratejiler, amaçlar, çıkar ilişkileri sonucunda ölüme götürüldüğünü de…
Türkiye bu kadar aciz bir ülke midir ki, geleceğinin garantisi olacak, dışa bağımlılığını ortadan kaldıracak bir kurumunun elemanlarını koruyamıyor ve birer birer kaybediyor…
Koruyamadığı gibi doğru düzgün, doyurucu bir açıklama da yapılamıyor.
VELEV Kİ İNTİHAR
ASELSAN’da yaşanan ölüm olaylarında resmi açıklamalardan ikna olduk diyelim, tüm mühendislerin çeşitli psikolojik sorunları vardı, intiharları gerçekti.
O zaman ortaya daha farklı soru işaretleri çıkıyor.
Madem böyle bir durum söz konusu personele neden gereken psikolojik destek verilemiyor.
İşe alınırken, onlarca mülakata, sağlık testine tabi tutulan personel nasıl oluyor da çalışmaya başladıktan sonra intihar edecek psikolojiye bürünebiliyor?
Türkiye “intihar değil cinayet bunlar” iddialarıyla çalkalanırken, neden hiç kimse çıkıp olaylarla ilgili doğru düzgün bir açıklama yapamıyor?
Tüm bu sorulara cevap verilmek zorunda…
Olaylar intiharsa, bu gençler neden ölümü tercih ediyor, hem de kariyerlerinin en iyi noktasındayken?
Eğer cinayetse, bu işin arkasında hangi karanlık odaklar var ve bu ölümler ne zamana kadar sürecek?
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.