Nusret Çiçek

Nusret Çiçek

Dolar rekora koşarken emekli destek primi ödüyor

Dolar rekora koşarken emekli destek primi ödüyor

Her şeye rağmen ithalatı ihracatının önünde olan bir ülkeyiz.Ekonominin ana kumandası doların elinde... 

Dolar da Yahudi mahallesinden geçer.

Doğalgaz yönünden ülkeyi dışa bu kadar bağımlı kılmanın bir anlamı var mı?

“Keşke” diyor uzmanlar, “doğalgazı elektriğe çevirerek harcamış olsak daha az bağımlı olurduk.” Görülen odur ki enerjide yerli kaynaklar yeteri kadar kullanılmıyor.

Rüzgâr, su, güneş, kömür...

Dışa bağımlılık bir açıdan tarihi yıkılışın sonucudur, tamiri zaman ister...

Bir kere Lozan’da yakayı gavura kaptırdık... Batı emperyalizmine vermiş olduğumuz tavizler henüz bitmedi. Ağır sanayide halen de elimiz kolumuz bağlı.

En geniş sahamız tarım arazileridir.

Öyle iken et fiyatlarına neler oluyor? 

Dana kıyma geçen seneye göre 24 TL’den 36 TL’ye...

Dana kuşbaşı 28 TL’den 40 TL’ye fırladı!

Yetkililere soruyoruz.

Artış nedenini dolar bazında dışarıdan alınan canlı hayvan ile dolar bazında ithal yeme bağlıyorlar. Oldukça düşündürücü; Türkiye tarım ülkesi, dışarıdan yem alıyor, canlı hayvan alıyor...

Mart ayı sonrası tabiatın çehresine bir bakın bakalım. 

Alabildiğine çayırlar, alabildiğine meralar...

Bu çayırları ne kesen var, ne de meraları otlayan... Otlar yerinde çürüyor, biz de dış ülkelere dolar veriyoruz. Arabistan çöl,  Türkiye yeşillikte adeta cennet.

Allah (cc) verdi, kadrini kıymetini bilmiyoruz.

Avrupalı toprak arıyor, bizde halkı topraktan şehre kaçırıyoruz.

Ekeceği satacağını karşılamadığı için köylü tarıma dönüp bakmıyor, üretmiyor, hazır tüketiyor. En basitinden yumurtayı, eti, sütü ekmeği bile hazır alıyor...

Bir karış toprağı olan Hollanda dünyanın tarım ülkesi.

20 Hollanda yapan Türkiye tarımda beklenen seviyede değil.

Bütün bu olanların nedeni ise içtimai bünyenin hastalanmasına dayanıyor. 

Dışa bağımlılık, hazır tüketme, beleşten geçinme sosyal bir hastalık...

Daha açıkçası İslam dışı bir zihniyet...

Tarlada, bağda, bahçede, pazarda, inşaatta çalışmak angarya. Küreğe, kazmaya tutmak bir nevi ayıp, ya müdür koltuğu olacak veya şoför mahallî...

Batılılaşma bize çalışmayı değil, hazırı, tembelliği, eğlenceyi aşıladı.

O yüzden devlet çalışana prim vereceği yerde, çalışan emekliden  %15 destek primi kesiyor ki çalışmasın, yatsın uzansın. Bu hali ile tembellik yasalaşmıştır.

Düşünebiliyor musunuz?

1500 TL emekli maaşı alandan SGK her ay 225 TL kesiyor.

CHP döneminden kalma alfabelerde yazardı: “Uyu uyu yat uyu..!”

“Seni emekli ettik kardeşim, hâlâ neden yatıp uyumuyorsun?”

Çünkü bu ülkede emekli çalışırsa üstüne para ödeyecek...

Emekli haklı olarak soruyor: “İkinci iş yapıyorum diye devlet benden destek primi alır da milletvekili yapınca ondan neden almaz? Onun kanı kırmızı mı?”

Her neyse, doların tırmanışa geçmesi dar gelirli emekliyi eziyor.

Yoksa bu tırmanış Davutoğlu başkanlığındaki iktidara ekonomik bir darbe midir?

“Beceremedin çek git” gibisinden mi?

Zamanlaması da manidar...

Doların mahallesi demek istiyor ki, paralel yapılanma gibi örgütlenmeleri fazla kaşıma.

Kaşırsan piyasalar da karışır...

Bakın nereden nerelere geldik...

Dün on Türk bir Yunan ediyordu, bugün on Yunan bir Türk ediyor... 

Ancak, doların sürekli yükselmesi ile destek primi denilen haraç yine de beni ürkütüyor. 

Emekli eziliyor, tefecinin cebi doluyor...

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Nusret Çiçek Arşivi