İç güvenlik paketi kesinlikle yasalaşmamalı!
Biliyorsunuz kamuoyunda “iç güvenlik paketi” olarak bilinen “Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı”, İçişleri Komisyonu’nda görüşülerek kabul edilmiş ve oylanmak üzere Genel Kurul’a gönderilmişti. Gelinen aşamada Hükümet kamuoyunda yükselen tepkiler ve baskılar üzerine paketin oylanmasını bir hafta daha erteledi. Paketin tüm detayları incelediğimde aklıma ilk gelen şey; eğer Ak Parti muhalefette başka siyasi organizasyonlar da bu paket sahibi iktidar partisi olsaydı, kesinlikle Ak Parti vükelâsından tabanına kadar herkesin sert tepkisine neden olacağı fikri oldu! Sonra biraz daha düşündüm, bırakın “Ak Parti muhalefette olsaydı…” şeklindeki kurguyu, eğer beş yıl önce bu paket bu haliyle gündeme gelseydi Türkiye ayağa kalkardı! Yani tamamen konjonktürel olup belirli ve geçici bir hedefe yönelik bir paket anlayacağınız… Sadece “Molotofun veya sapanın ateşli silah sayılması” noktasıyla kamuoyuna servis edilip bu değişiklik etrafında tartıştırılıp diğer düzenleme maddelerinin kamuoyundan kaçırıldığı paketin geneline baktığınızda akla getireceğiniz ikinci husus ise, Anayasa okunmadan ya da okunup anlaşılmadan hazırlanmış olduğu fikridir! Basit bir hukuk bilgisiyle bile çelişkileri ortaya koyulabilen bu paketin % 90’ının “Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilebileceğini rahatça söyleyebilirsiniz.
Tasarı; arama, dinleme, el koyma, polisin silah kullanma yetkisi, polisin gözaltı yetkisi, avukatların soruşturma dosyasına ulaşım hakkının kısıtlanması ve savunma hakları gibi konular; “bir gün herkese lazım olacak” özgürlükleri kısıtlayacağı, keyfi uygulamalara ve ihlallere yol açabileceği istikametinde ortaya konan eleştirileri ve kaygıları hak ediyor. Örnek: Kişinin üstü ve eşyası ile aracının dışarıdan bakıldığında içerisi görülmeyen bölümlerinin aranması, İçişleri Bakanlığı tarafından belirlenecek esaslar dâhilinde mülki amirin görevlendireceği kolluk amirinin yazılı; acele hallerde ise sözlü emriyle (sonradan yazılıyla teyit edilmek üzere) yapılabilir.” Düşünsenize yolda yürürken veya aracınızda iken herhangi bir polis sizi tamamen keyfi olarak çevirebilir ve üstünüzü/aracınızı sadece “sizden şüphelendim” diyerek tamamen keyfi olarak arayabilir ve “24 saat” sizi karakolda alıkoyabilir!
En önemlisi ise “soruşturma” başlığı altında yapılan değişiklikler… Malumunuz soruşturma, suçun islenmesinden başlayarak yargı verilinceye dek savcı ve yargıç yönünden yapılan inceleme, araştırma ve kanıtların toplanmasıdır. Bu işlem, yargı görevlileri tarafından yapılır. Tasarıda, “vali, kolluk amir ve memurlarına suçun aydınlatılması ve suç faillerinin bulunması için gereken acele tedbirlerin alınması hususunda doğrudan emirler verebilir” ve “valiye verilmiş olan yetkiler, ilçede kaymakam tarafından da kullanılabilir” ifadeleri yer almaktadır. Savcılık makamına ait bir yetkinin, yürütmeye bağlı bir makama verilmesi (vali ve kaymakamlar), denge ve denetleme sistemini olumsuz yönde etkileyebilecek bir uygulamadır!
Öte yandan, “İç güvenlik paketi çıkmazsa genel seçim silahların gölgesinde olur” diyen ve bu paketle PKK’nın terör eylemlerinin de önünde geçileceğini ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan’a sormak lazım: Seçime kadar terör örgütünün sessiz kalması için İmralı’ya icazet seferlerini arttıracağınıza; “Çözüm Süreci” zevale uğramasın diye askıya aldığınız güvenlikçi politikaları niçin devreye sokmuyorsunuz? Alan hâkimiyetini kaybettiğiniz bölgelerde niçin mevcut yasaları işletmiyorsunuz da, Türkiye’nin genelinde her insanı şüpheli durumuna düşüren ve mağdur edecek bu tip paketler hazırlıyorsunuz?
Hülasa,
Tamam! Uzun iktidar tecrübelerinde iktidarın muhalefete, muhalefetin iktidara tahammülleri dibe vuruyor! Ama katılımcılıktan uzak yasa yapma yöntemleriyle hayata geçirilen bu tip hukuki hazırlıklarla tahammülsüzlüklerden kaynaklanan sorunlar çözülmüyor! Üstüne üstlük, hem “hukuki güvenilirlik” ilkesi hem de “devlet-vatandaş arasındaki güven” ağır hasar alıyor! Toplumda iyice netleşen ayrışma ve kutuplaşmaların şiddete dönüşme ihtimaline bu şekilde hükmetme çabaları; bırakın sorunların çözümünü, kutuplaşmaları ve ayrışmaları daha da keskinleştirip arttırıyor!
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.