Şırnak ve yoğurtçular köyünün adları nereden geliyor?
Önceki hafta, ara-sıra bu köşede kelimelerin kökenlerini araştıracağız demiştim ya; işte onlardan ilki: Şırnak ve Yoğurtçular köylerinin isimlerinin hikâyeleri.
Hem Şırnak, hem de Yoğurtçular köyünün adları, doğrudan Nuh Tufanı ile alakalıdır.
“Hadi Şırnak’ı Hz. Nuh’a bağladın da, Yoğurtçular’ı nasıl bağlayacaksın hocam?” deyip bıyık altından güler gibisiniz. Gerçekten de “Şırnak”ın izahı kolay. Yoğurtçular’ınki de kolay ama çok komik.
Şırnak
“Şırnak” kelimesinin aslı Hz. Nuh’a dayanıyor.
Anlatılanlara ve Kur’an’da bildirildiğine göre (Hud-44), Hz. Nuh’un gemisi, Tufan’dan sonra sular çekilince Cudi dağına oturur. Sular iyice çekilip kara ortaya çıkınca, gemiden 80 kişi çıkar ve Cudi dağının eteklerinde bir köy kurarlar. O köyün adı, 80 kişiye izafeten Arapça “Semânîn” olur. Bu köy, şimdiki Şırnak’ın 5 kilometre güneyindedir.
Yöre halkı, Hz. Nuh ve Tufan’dan sonraki yerleşim yeri olarak bölgenin önemini bilir ve yıllar sonra bugünkü Şırnak’ın olduğu yerde teşekkül eden yerleşim merkezine önceleri “Şehr-i Nuh” derler. “Şerh-i Nuh”taki “şehr” zamanla “şir-şır” şekline dönüşmüştür. “Nuh” kelimesi de, h’nin k’ye, u’nun da a’ya dönüşmesiyle “nah” olmuştur. Kürtçe’de de h’nin k’ye dönüştüğünü biliyoruz. Mesela Farsça “eşek” demek olan “har” kelimesi Kürtçe’de “ker” şekline dönüşerek aynı anlamda kullanılmaktadır.
Başlangıçta “Şehr-i Nuh” şeklinde Farsça bir izafet tamlaması olan kelime zamanla, dildeki fonetik değişiklikle (Buna kabaca “yuvarlama” deriz.) “Şırnah” ve daha sonra da “Şırnak” olmuştur.
Şırnaklılar bunun farkındadır. O yüzden Şırnak’ta “Şehr-i Nuh” adını alan otel, okul, internet sitesi vardır ve hatta birkaç yıl önce üniversite öğrencileri, üniversitelerinin adının “Şehr-i Nuh” olarak değiştirilmesini isteyen imza kampanyası düzenlemiştir.
Yoğurtçular
“Yoğurtçular” köyünün adının ne Hz. Nuh ile ve ne de Tufan ile alakası var. Bu kelime bizim Cumhuriyet dönemi akl-ı evvellerinin uyduruk köy adlarından biri.
Yoğurtçular köyünün eski adı, taaa 10. yüzyıl müelliflerinden el-Istahrî ve Makdisî’de ve son kaynak olarak da Ş. Sami’nin Kâmûsü’l-A’lâm’ında “Semânîn” olarak geçer. “Semânîn” kelimesi Arapça’da “seksen” demektir. Yukarıda da belirttiğimiz gibi, Tufan’dan sonra gemiden çıkıp Cudi dağını eteklerine kurulan ilk köy, bu köydür ve gemiden çıkan 80 kişi tarafından kurulduğundan dolayı bu ad verilmiştir. El-Istahrî’nin Topkapı Sarayı’ndaki B. 334 numaralı nüshasının 43a sayfasına bakarsanız, oradaki minyatür-haritada Amid’in karşısında ve Cudi dağı eteğinde “Semânîn” köyünü görürsünüz. O köy, tarih boyunca hep Nuh Tufanı ile ilişkili bir şekilde olmak üzere bu adla anılmış; daha sonra buraya Kürtler, Farsça 80 demek olan “Heştân/Heşân/Heştiyân” demiştir.
Gördüğünüz gibi kelimenin Arapçası da Farsçası/Kürtçesi de Hz. Nuh ve Tufan’la alakalı. Çünkü üç dil de adlandırma yaparken aynı ortak hafızayı kullanıyor. Fakat bizim hafızasını kaybetmiş partizan cumhuriyetçiler, bu köyün adını 27 Mayıs darbesinden sonra, yoğurt ile ilişkilendirip “Yoğurtçular” yapıyor. Artık o zamanlar o civarda çok mal-davar vardı da köyün adı “Yoğurtçular” mı kondu, yoksa Ankara’da mı bilmem ama bütün insanlığın ortak hafızasındaki Tufan olayı ve büyük Tufan’dan kurtulan 80 kişi, bir yoğurt kâsesinde boğulmuş.
Bütün dünyanın bildiği bu hikâyenin yöreye sağlayacağı turist akışını da biz yazmayalım Süheylâ!...
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.