Önemli Olan Uygulama
Çözüm süreci görüşmeleri kapsamında İmralı’nın PKK’yı “silahlı mücadeleyi bırakmak için kongreyi toplamaya” çağırmış olması, elbette önemsenmesi gereken bir gelişme!
Terör örgütünün silah bırakması, en başından itibaren arzumuz.
Ancak bunun bu kadar kolay olmadığı ortada.
PKK’nın ayak dirediği yazılıp çiziliyor örneğin.
Aslında ayak direyenin sadece PKK olduğunu söylemek, meseleyi anlatmak için eksik kalır.
Öcalan/KCK/PKK/HDP birbirinden farksızdır çünkü.
İmralı demek, Kandil demektir.
HDP demek, KCK demektir.
Ayak direme sözkonusu ise, bu ortak iradenin sonucudur.
Söylemde zaman zaman farklı düşmeleri, taktik gereği;
Aralarında paylaşılan “iyi polis kötü polis rolleri”nin sonucudur bana göre.
Yani, tümden bir ayak direme var.
Tümden bir, silah bırakmama iradesi var.
Adamların düşüncesi şu:
“Devleti masaya çekerek büyük bir kazanım elde etmiş durumdayız ve süreç hergün lehimize ilerliyor. Niye silah bırakalım? Bu kazanımlar silah sayesinde! Elde silahla kazanmaya devam edebiliriz.”
Bu tezle çektikçe çekiyor, gerdikçe geriyorlar.
Koparsa da kopsun!
Silahlar elde hazır, ülke içi ve dışında dünden daha güçlü “kıtalar” bir işarete nazır nasıl olsa!
Nitekim, daha önce aynı çağrının yapılıp, yerine getirilmemiş olması da, niyetin üzüm yemek olmadığını göstermiyor muydu?
Peki Hükümet bunun farkında değil mi?
Açıklamalara bakılırsa, farkında.
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Bakanlar Kurulu sonrası yaptığı açıklamada HDP Eşbaşkanı Demirtaş’ın çözüm süreci konusunda iyi niyetli olmadığını söyledi, açık açık.
Aynı günün akşamı Başbakan Davutoğlu, Demirtaş’a yüklenerek, İmralı Heyeti’nden farklı bir söylem içine girerek süreci sabote etmekle eleştirdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan da Suudi Arabistan yolunda yaptığı açıklamalarda, çağrının yerinde fakat aslolanın uygulama olduğunun altını çizdi.
Evet önemli olan uygulama.
PKK’nın silah bırakıp bırakmayacağı çok önemli.
Bölücü talepler karşısında Hükümet’in neye evet neye hayır diyeceği/dediği de bir o kadar önemli.
Açıklanan 10 madde için kim ne diyebilir ki?
Çoğu AK Parti iktidarının yıllardır dillendirdiği “yeni anayasa” temelli yenilikler.
Tamam yoruma göre, her tarafa çekilebileceği gibi hiçbir yere çekilemeyebilir de.
Önemli olan muhtemel ve henüz kamuoyuna açıklanmamış olan talep ve beklentiler ile Hükümet kanadının bunlara nasıl baktığı ve 7 Haziran seçimleri sonrasına dair senaryolar.
***
Sonuç:
Öyle veya böyle, sürecin kazananları kazanmaya devam edecektir.
AK Parti iktidarı büyük risklere rağmen iyi niyet gösterip barış eli uzatmış olmakla,
Karşı taraf ise, muhatap kabul edilip, ülkece ağızlarının içine bakılır hale gelindiği için kazanmayı sürdürecektir.
Sürecin iki siyasi tarafı, AK Parti ile HDP, birbirlerine karşı en sert muhalefeti yapsalar bile son kertede oyları artan kendilerinden başkası olmayacaktır.
Demirtaş’ın AK Parti’ye karşı sert muhalefeti bir taraftan AK Parti’nin milliyetçi oylarını, diğer taraftan HDP’nin oylarını artırmaya devam edecektir.
Baksanıza, azılı Erdoğan/AK Parti karşıtlarının gözdesi haline gelmiş durumda Demirtaş.
Barajı ha geçti ha geçecek PR’ı yapıyorlar günlerdir.