Avam Muhabbet
Geçtiğimiz haftanın önemli olaylarından biri şüphesiz MHP ve Hülya Avşar arasındaki polemikti.
Ülkücülerin sembol isimlerinden biri olan ve darbe yönetimi tarafından idam edilen Mustafa Pehlivanoğlu ile ilgili bir film çekileceği, filmin baş karakterlerinden olan Pehlivanoğlu'nun annesini ise Hülya Avşar'ın canlandıracağı açıklandı.
Önce Ülkü Ocakları ardından da MHP Genel Sekreteri, Avşar'a çok sert tepki gösterdiler, bu işi kabul edilemez bulduklarını açıkladılar.
Magazini seven medyamız ise bu havayı kaçırmadı. Avşar’ın MHP hakkında "sana ne lan, bekliyorum sete" sözlerinin üzerine atladılar. Avamlık, bayağılık, düzeysizlik... Söz konusu “magazin yıldızı”ndan beklenen hareketler.
Fırat Çakıroğlu’nun şehadetini görmeyen sitelerin, manşetleri bir anda “Avşar-MHP polemiği”ne dönüştü.
Daha filmin çekimleri bile başlamadan proje büyük merak konusu oldu.
Eminim bu olayın en mutlu kişisi filmin yapımcısıdır.
Hele bir de "set basma, sette protesto, büyük olay" başlıklarla haberler çıkarsa, tadından yenmez!
***
Bir daha yazmayı düşünmüyordum ama tam da "MHP'nin Özgül Ağırlığı" yazımın sonrasında gelişen bu olaylar ilginç bir tesadüf oldu.
MHP, Hülya Avşar ile polemiğe girince manşetleri süslüyor. Söylediği yüksek perdeden sözler ise karşılığını bulmuyor.
MHP yarım asra yaklaşan tarihiyle bir Türkiye gerçeği. Ancak gündeme magazin figürleriyle bu kadar etki yapması çok makul gözükmüyor.
Bu kadar büyük bir geçmişe, tarihi birikime, kültüre, sembol ve kahramanlara sahip bir yapının doğru düzgün bir sinemacısının, senaristinin, yapımcısının olmayışına mı, yoksa en önemli kahramanlarının, değer yargılarının olmadık insanlar tarafından sahnelenecek olmasına mı üzülelim?
Burada iki sorun öne çıkıyor.
Birincisi MHP'nin mevcut yapısı; medyada, basında, akademide kanaat önderleri, marka isimler yaratmaya çok açık değildir.
İkincisi ise propaganda belirleme ve medya ile iletişim kurmada başarısızdır.
O yüzden MHP'nin bu tip muhabbetlere girmemesi çok daha sağlıklı olacaktır, hele ki netice alamayacaksa.
Ayrıca her fırsatta “biz sokaktan çekildik” vurgusundan sonra “seti başınıza yıkarız” anlamındaki sözler çok doğru değildir.
Ülkücü gençliğin elinde “laptop” olacak denilip, böylesi açıklamalar birbiriyle çelişen durumlara sebebiyet veriyor.
Son gelişmeler göstermektedir ki MHP'nin özgül ağırlığı ciddi biçimde zarar görmekte.
Bu gibi avam tartışmaların içinde büyük bir camianın olmasına gerek yoktur. Avşar’a cevap vermek yerine, filmin yapımcısına hassasiyetler bildirilse çok daha etkili olunabilir.
Film konusunda dönecek olursak, PKK’ya verdiği desteklerle bilinen Ahmet Kaya isimli şarkıcının müziklerinin kullanılacağı, Ülkücü Şehit’in annesini Hülya Avşar’ın canlandıracağı açıklamaları çok masum değildir.
Film yapımcısı da bu bilinçle ve “kavga çıkarsa da çıksın, reklamımız olur” mantığıyla hareket ettiği açık.
Bu tip haberlerle medyada yer almak Türkiye’nin hiçbir siyasi partisine yakışmaz, yarar sağlamaz.
MHP'nin bu durumdan sıyrılması, Türkiye'deki demokrasi algısının yanı sıra, son dönemde büyüyen etnik kırılmanın engellenebilmesi açısından da mühimdir, değerlidir.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.