Yeşilay ve Mîmâr Sinan’ın Eğri Minâresi
Koca Mîmârı büyük yapan neydi biliyor musunuz? Büyük düşünmesi.
Selimiye’nin inşaatı esnâsında, bir çocuk minârelerden birine bakarak “Bu minâre eğri.” der. Koca Mîmâr, hemen minâreye bir halat bağlatıp çektirmeye başlar. Çocuk, “Tamam.” diyene kadar devâm eder. Bu oyunun sebebini soranlara, “Bunu yapmasaydım, bu câmi, kıyâmete kadar, ‘eğik minâreli câmi’ olarak bilinirdi.” diye cevap verir.
Geçen hafta, Yeşilay tarafından, bütün Türkiye’nin gözü önünde, bir enfiye tiryâkisine “Zümrüdüanka Özel Ödülü” verildiğini yazmıştım. Tiryâki Hasan D. Subaşı, İzcilik Federasyonu’nun başkanı. Bizzat enfiye kullandığına şâhit olduğumu da belirtmiştim.
Olabilir; kendi keyfidir. Buradaki sorun, bu şahsın enfiye çekmesi değil; Yeşilay’ın bu şahsa ödül vermesi. Haberimizden sonra, Yeşilay’ın sitesinde, ödülün kuruma verilmiş olduğu yazıldı. Oysa, herşey internette kayıtlı. Bal gibi şahsa verildi.
Enfiye meselesi gerçek mi diye merak ediyorsanız, “ödülün isme değil, kuruma verildiği” değişikliği bile yeterince delildir. Subaşı’nın enfiye ile alâkasını kabûl etmektir. Aksi hâlde “Böyle bir şey yok.” açıklaması yapılırdı. Ancak durum, herhangi bir inkâra mahal bırakmayacak kadar vahim.
Ma’lûmunuz, bu ödül, sigara konusunda çok hassâs olan Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın da katıldığı bir törende verildi. Kendisinin hassâsiyetine yüzde yüz inandığımı ve eğer bilseydi buna râzı olmayacağını aynı yazıda ifâde ettim.
Bendeniz, Yeşilay’ın tarafındayım. Yanıltıldıklarına adım kadar eminim. Kurumun özel kalemini iki kere aradım. Amacım, hatâdan dönülmesi. Ancak, yetkilileri bağlamadılar ve geri dönüş olmadı.
Ödülün isimden kuruma tahvili, hatânın düzeltildiği anlamına gelemez. Üstelik, şöyle bir soru ortaya çıkar:
Enfiye tiryâkisi olan ve kamplarda bunu teşvik eden birinin yönettiği kuruma, neden Yeşilay ödülü veriliyor? Yönetici, kurumdan münezzeh midir?
Ayrıca, Gençlik ve Spor Bakanlığı yetkililerinin bu konuda ne düşündüğünü merâk ediyorum. Zararlı alışkanlıklardan korunmak için spor yapan ve bunun için kamplara giden çocukların gözü önünde enfiye çekilmesi Bakanlık yetkililerini ne kadar ilgilendiriyor?
Gençlik ve Spor Bakanlığı’nın nasıl bir yaptırımı olduğunu bilemem. Bakanlık kamplarda enfiye çeken birini hoş görüyorsa diyecek bir şeyim yok. Belki de sağlam kafa, sağlam olmayan vücutta bulunuyordur da bizim haberimiz yoktur.
Bütün bunların bir ehemmiyeti yoksa, içki ve sigara ile mücâdelenin ne mânâsı var?
Konuyu biraz daha araştırınca, Yeşilay Yönetim Kurulu üyelerinden birinin, durumu bildiği hâlde yönetimden gizlemiş olduğu bilgisine ulaştım. Emin olmadığım için ismini yazmıyorum. Bu konuyu açıklığa kavuşturmak, kurumun görevi.
Tekrâr ediyorum. Ben Yeşilay’ın yanıltıldığına inanıyorum. Yeşilay yönetimi, bu ödülü geri almalıdır.
Eğer alınmaz ise bu, Yeşilay’ın mücâdelesine de kurumsal kimliğine de gölge düşürür. Dâimâ bir enfiye tiryakisine ödül vermekle anılır. Kaldı ki yanılgı değil; minâre gerçekten eğri.
“Afedersin Türkiye. Bilmiyorduk; şimdi öğrendik. Samîmiyetimizin nişânesi olarak ödülü geri alıyoruz.” demek niçin bu kadar zor? Böyle bir şey yapmak, Yeşilay’ı daha da yüceltmez mi?
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.