Terörist Kıyafetiyle YGS’ye Girmek
Yarın, Yükseköğretime Geçiş Sınavı yapılıyor. Yüz binlerce öğrenci heyecanla bu sınavı bekledi, çalıştı, çabaladı. Stresli bir süreç…
Üniversitelerden mezun olup, iyi kurumlara girmek, aile kurmak, toplumda statü kazanmak sürecin devamında yaşanan, beklenen hayaller.
Ancak bireyin üniversite yaşamı sonrasında hesaba katmadığı olaylar da var. Binbir emekle, zahmetli çalışma yılları sonucunda girdiği devlet kurumunda karşısına, “Sen Türküm diyemezsin, siz Kürtleri ezdiniz, ne yani Öcalan’a hakaret mi ediyorsun” diyen kamu görevlileri çıkabilir.
Bu gibi örgüt yandaşları; savcı, doktor, polis, hakim, milletvekili olabilir. Öylesine çeşitli ve bir o kadar yaygın düzeyde milli bütünlüğü hedef alan bireyler, devletin tüm kurumlarına sirayet edebilir.
Tıpkı bugünlerde “normal”leştirilen PKK terör örgütü gibi.
Geçtiğimiz hafta Siirt’ten gelen görüntü büyük resmi görebilmek için çok önemli bilgiler verdi.
Fotoğraf Siirt’ten… YGS sınavı öncesi öğrenciler, HDP’li yöneticilerle halay çekip, sınav stresi attılar.” Haber böyle servis edildi.
Oysa fotoğrafın arka planı var. PKK 1990’lı yılların başından bu yana üniversite sınavlarına illegal yollardan öğrenci sokuyor. Türkiye’nin önde gelen üniversitelerine adam yerleştiriyor. Bugün ortalıkta üniversite mezunu olarak dolaşan HDP’li vekillerin bazılarının üniversiteye giriş süreçleri de iyi araştırılmalı.
PKK’nın sistematik eylemleri, son yıllarda ortaya çıkan sınav çeteleriyle devlet kayıtlarına bile girmiş durumda. Hatta geçtiğimiz 2 yıl boyunca yaklaşık 150 kişilik sınav çetesi ortaya çıkarılmış ve çetenin doğrudan PKK’nın üst yapılanması KCK’ya bağlı olduğu tespit edilmişti.
Yasalardaki boşluklar, siyasi iradenin konunun üzerine gidemeyişi, suçluların gereken cezaları alamadan kaldıkları yerden eylemlerine devam etmelerine neden oluyor.
Fotoğrafa dönecek olursak, durumun vahametinin ne denli büyük olduğu iyi görülmelidir. Fotoğraftaki insanların birçoğu genç ve üniversiteye hazırlanıyor. Üzerlerinde ise terörist kıyafetleri, hem de ayakkabılarına kadar… İnsan öldüren, bebeklere kurşun sıkan, bomba patlatan insanları sahipleniyorlar.
Ve bu insanlar üniversite sınavına girip (belki illegal yollardan) kampüslere gelecekler.
Küfür ederek, kızarak, slogan atarak bu büyük soruna gözlerimizi yumamayız.
Türkiye’de durum giderek keskinleşen bir hal alıyor.
Terör normalleştirilirken, Güneydoğu ve Doğu Anadolu’daki gençler için örgüte soğuk durmak dışlanmak manasına geliyor. Millet olabilme bilinci ortadan kalkıyor, siyah ile beyaz ayırt edilemez hale geliyor.
Terörist kıyafetleriyle sınava hazırlanmak da ne demek oluyor? Bu nasıl bir ülkedir ki, insanını, askerini, çocuğunu öldüren bir örgütün kıyafetleri ‘statü’ gibi sergilenebiliyor.
Fotoğraf büyük resmin küçük bir parçasıdır.
Üniversiteleri saran, oradan topluma yayılan, devlette hücre tipi yapılanan akıllı bir virüs var karşımızda.
Etnik kırılma daha fazla derinleşmeden, gençlerimiz hayatını kaybetmeden, terör örgütünün meşru bir zemin olmadığı artık gür bir şekilde dile getirilmeli.
YÖK başta olmak üzere, kurumlar anayasal görevlerini yerine getirmeli.
Çünkü yarın çok geç olabilir.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.