Ebubekir Sifil

Ebubekir Sifil

Ya Kırk Katır Ya Kırk Satır

Ya Kırk Katır Ya Kırk Satır

İran, İslam Coğrafyasındaki yayılmacı politikasını büyük bir ustalıkla sürdürüyor. Hatta etki alanı sadece İslam Coğrafyasıyla sınırlı değil; değil, küresel çapta yürüttüğü politikalara bakıldığında –hakkını yemeyelim– İran artık küresel bir aktör haline gelmiş durumda. 

Bundan, çok değil 30 yıl önce ABD-İsrail karşıtlığı söylemi üzerinden İslam Dünyası'nda kendine meşruiyet alanı açma gayreti ile kıvranan bir ülkeydi. Geldiğimiz noktada yürürlüğe koyduğu politikalarla İslam Dünyası'nda kimseye eyvallahı olmayan, istediği ülkeye ordu gönderip işgal eden, istediği ülkenin yönetimini değştiren dominant bir güçten bahsediyoruz. 

İslam Ümmeti ve coğrafyası çok zalim gördü, çok zulüm yaşadı bugüne kadar. İran'ın ve Şia'nın sergilediği zulüm ve vahşet manzaraları da onları aratmıyor. Nesiller boyunca Sünnî dünyaya karşı içlerinde biriktirdikleri kin şimdilerde varlık sebebini en çarpıcı biçimde ortaya koyuyor. Artık Kerbela törenlerinde kendilerini zincirleyip kanatmıyorlar; zira İslam Coğrafyasında kanı akıtılacak milyonlarca Sünnî, onların da kan akıtmak için yeterli kin ve imkânları var!

Batı, DAİŞ/IŞİD problemini konuşurken onu ortaya çıkaran şartların başında gelen Şii zulmünü göz ardı edebilir, hatta ona göz yumabilir; ama bu hataya bizim düşmememiz gerekir. Zira DAİŞ/IŞİD'i ortaya çıkaran, Irak'taki Şii yönetimin Sünnîler üzerinde uyguladığı acımasız zulüm politikalarından başkası değil. 

Başta ABD olmak üzere Batı'nın, bölgede İran'ın önünü açmak arzusunda olduğu artık ayan-beyan anlaşılıyor. Irak'ın işgali sürecinde defalarca yazmıştım; bir kere daha belirteyim: Ne ABD onca masrafı ve tepkiyi göze alarak işgal ettiği Irak'ın yönetimini, kendisine "Büyük Şeytan" diyen Şiilere bırakıp gidecek kadar aptaldır, ne de İran yanı başındaki bu katliamı kınamak için olsun sesini yükseltecek kadar ilkeli ve dürüst! 

Şimdi bu kirli ittifak "DAİŞ/IŞİD terörü"yle mücadele görüntüsü altında İslam Dünyası'nda Şii yayılmacılığının önünü açmak için devrede. İran ve Şia, "terörle mücadele" başlığı altında Batı'yla göstere göstere ittifaklar tesis edip DAİŞ/IŞİD'i ele geçirdiği yerlerden söküp atarken, yeni mevziler elde etmiş oluyor. Ve elbette ele geçirdiği yerlerde her türlü yola tevessül ederek coğrafyayı Şiileştirme politikalarında hedefe her gün bir adım daha yaklaşmış oluyor.

Geldiğimiz noktada bölge insanı sanki "ya kırk katır ya kırk satır" gerilimine sokulmuş durumda. İran'ın karşısındaysanız DAİŞ/IŞİD'in yanında, bunun karşısındaysanız onun yanında yer almak zorundaymışsınız gibi bir durum söz konusu.

Oysa tarihimizin mirasını bunların hiç birisin temsil etmiyor. İslam Ümmeti'nin ana gövdesini oluşturan çoğunluk henüz son sözünü söylemedi…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Ebubekir Sifil Arşivi