Twitter hesâbına bir bakayım dedim. Aman Allahım! Sanki belediye başkanı değil; belediyenin kadrolu militanı. Bakma sebebim, “Hayâtı durdurun” çağrısı yapan sanatçılar için attığı tweet:

“Yapmayacaksın arkadaş! Tahrik etmeyeceksin arkadaş!”

Tahrik ve Melih Gökçek… 

Birbirine ne kadar uzak(!) kelimeler değil mi?

Biraz tweetlerini okuyayım dedim.

“Çarkçı Kemal”e kadar gittim. KK(Kendi ifâdesiyle Kemal Kılıç-

daroğlu), Aylin ve ağaç edebiyâtı bir şehreminine yakışmayacak nitelikte. 

Sonra, göz yaşartan bir paralelsavar ve Ak Parti edebiyâtı. Hele o “Ak Partimiz” ifâdesi yok mu? Dâvâsına ve AK Partisine bugüne kadar toz kondurmadan yola devâm etmişmiş. Adam bizi balık hâfızalı değil, direk balık yapmış vesselâm. Ortamı iyice ısıttığı tweetlerden sonra Bülent Arınç’a geçmiş ve Arınç’ın damadına. “Fanatik paralelci” diye bir kavramla tanıştırmış bizi. Paralelin karesi gibi birşey.

Dinime küfreden bâri Müselman olsa. Şu anda, vekil aday adayı olan oğlu Osman, Samanyolu Koleji me’zûnu. Eşinin adını bir cemaat okuluna verdi. Ankara’nın yarısını da cemaate. Tutmuş, hükûmeti göreve çağırmış. Arınç, görevden alınmalıymış. 

Yetmemiş. Bombayı patlatmış: ”Bülent Arınç, seni istemiyoruz.”

Mccartyzmin bu kadarına pes doğrusu. Hadsizliğin bu kadarına pes doğrusu. 

Kimsiniz siz? Kimin adına kimi istemiyorsunuz? Ömrünü millî görüşe vermiş; idamlık ülkücüleri parasız savunmuş bir Bülent Arınç var ortada.

Devâm etmiş Gökçek: “Şimdi Bursa’dan telefon geldi. Arınç, filanca paralelcileri aday yapmak istiyor.” Eh, buna inanmayan kesin paralelcidir. Telefon gelmiş ya. Hem de Bursa’dan. Vay be! İspâta bak.

Sonrası ma’lûmunuz. Bülent Arınç, beyefendiliği ile dövdü. Üstüne bir de merkeze çağrılıp zılgıt yedi. Hâl böyle olunca, hooop tekrar başa dönmüş. 

Yâni, KK ve Gezi edebiyâtına. Ne diyeceğiz şimdi, çarkçı Melih mi? 

Gökçek, hesâbında şöyle bir çağrıda da bulunmuş: 

“Türkiye’de AK Parti’ye gönül vermiş tüm kardeşlerime çağrıda bulunuyorum. Adaylığa sızan paralelcileri mutlaka genel merkeze bildirin. Bir tek paralele geçit vermeyelim. Oyunu bozalım.”

Bir de telefon numarası bırakmış. Anlaşılan, “Şimdi telefon geldi. Filanca paralelmiş.” diye tweet atmaya devâm edecek. Bu, bir hukûk skandalıdır. Bu, bir rezâlettir. Tahriktir. İspiyonculuğa prim vermektir. Diyeceği olan, telefonun, twitterın arkasına mı sığınacak?

AK Parti’ye gönül vermesem de Türkiye’ye gönül vermiş birisi olarak M. Gökçek’in çağrısına icâbet ediyorum:

Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek’in oğlu Osman Gökçek, Samanyolu Koleji me’zûnudur. Aday adaylığına sızmıştır. Adaylığa sızmamalıdır. Hâlen makamları işgâl eden paraleller me’zûn oldukları cemaat okullarını gizlerken Osman Gökçek’in gizlememesi, Ankara’daki cemaat oylarına tâlip olduğunun emâresidir.

Ayrıca, hem paralelcilerle yakınlığından dolayı hem de twitter hesâbında halkı ispiyonculuğa teşvik etmesinden dolayı Melih Gökçek görevden alınmalıdır.

Bir vatandaş olarak Cumhurbaşkanımızı, Başbakanımızı ve AK Parti’yi bütün samîmiyetimle îkâz ediyorum. Melih Gökçek, hangi yöntemi kullanarak sizi oğluna mecbûr ediyor bilemem. 

Bildiğim bir şey varsa o da vekillikle yetinmeyeceği ve aynı yöntemle bakanlık, hattâ başbakanlık isteyeceğidir. 

Bir hocam şöyle derdi: İnsanın bir kez hatâ yapma hakkı vardır. Ama, ikincisinde aptaldır. Üçüncüsünde ise söylenecek kelime yoktur. 

Ben AK Parti olsam ikinci Gökçek’i başıma sarmam. Bedeli ne olursa olsun.