Laik Dinin Savunucuları
İslam açısından son asrın en tehlikeli aksiyonu laikliktir. Öyle ki mabede gidiyor, hanesine laikçi ideolojinin sempatizanı olarak avdet ediyor.
Laiklik deyince, din hürriyeti ayaklarına yatıyorlar.
Laikliğe din hürriyeti diyenler, bir asra yakın süren halkçılık zulmünü izah etsinler.
Mesela ezan 18 yıl neden yasak edildi?
Kur’an öğretenlerin cezaevlerinde neden çile çektiklerini anlatsınlar.
Avrupa’nın uyguladığı laiklik, kilise ile ilim arasında ki tarihi bir sorundur.
Kur’an’ın ise ilimle, irfanla bir sorunu yok...
Avrupa, dinin sosyal hayattan kovma ameliyesine din ve vicdan hürriyeti diyor.
Dense ki İslamiyet devlet yönetiminde hâkim olacak görürsün gününü...
Laik olanların ilahlarına olan inançlarında bir sakatlık var...
Nasıl bir ilah ki kainattan dışlanır da yerine beşer aklı geçer?
“Göklerin ve yerin mülkü Allah’a aittir” ayetleri var.
Mülk onun olunca kurallarını (haşa) sen mi koyacaksın?
Kur’an “Sizi bir atık sudan yarattık” derken antropoloji kitabı yazmıyor, aksine vermiş olduğu ilkelerden sonuca gidilmesini bilime, yani sana bırakıyor...
İlahiyatçı (teolog) Halis Albayrak, “Bir Kur’an teorisi tartışması yapmak zorundayız... Kur’an’ın yanında başka değerlerin ve kaynakların olabileceğini tartışmadıktan sonra peki biz neyi konuşacağız” diyor... Ne tarafa çekersen çek...
Kâinatın fihristi olan Kur’an sanki yeterli değilmiş gibi...
Ayetler “Allah’a ve Resulü’ne itaat edin” buyuruyor.
Dolayısıyla Kur’an’ın öğretmeni Allah Resulü’dür (sav).
O bize nasıl gösterdi ise öyledir.
Kaldı ki sadece bu kadarla değil, laboratuarların hâlâ sonuç alamadığı ayetler var.
Bazı ayetler tarihseldir diyorlar. Yani o güne hastır, bu güne değil.
Örtünme mesela… İlahiyatçı (teolog) Zeynep Gemuhluoğlu, “Saçla ilgili bir şey var mı Kur’an’ı Kerim’de, saçın telinin görünmesiyle ilgili bir yaptırım var mı?” diyor.
Ayet örtünün deyince “Bölük dur, Kandıralı sen de dur” mu demesi lazım?
Nisa süresinde, peygamber hanımlarının dışarıya çıkmamaları konusunda bir ayet var.
Teologlara sorsanız, bu ayet hem kişiseldir, hem tarihseldir, ümmeti bağlamaz.
Ahzap süresinde “Ey peygamber! Allah’tan kork, kâfirlere ve münafıklara itaat etme” ayeti de bireyseldir. Öyledir diye, Müslümanlar kâfirlerle münafıklara itaat mi edecek?
Türkiye Diyanet Vakfı tarafından basılan birçok esere bakıyorum, içerikleri zehir zemberek ılımlı/laikİslam propagandası saçıyor. Yat kalk suya sabuna dokunma...
O zaman Kur’an teorisi tartışması yapmak yerine şu Vakfı tartışalım...
Vitrinlerinde görebildiğim İslam dışı yayınları...
Öyle ya, Müslümanlar’dan toplanan paraların bir kısmının cami yapımında harcandığını görüyoruz, orası tamam da diğer kısmının harcandığı yerler meşru mu değil mi? Onu tartışalım.
Vakfın bastığı “Dini Çoğulculuk Ateizm Ve Geleneksel Din” adlı kitabın yazarı Adnan Aslan, Taozim, Konfüçyanizm, Budizm, Hinduizm gibi dinlerin Kur’an’da isimleri zikredilmeyen peygamberlere istinaden vahye dayalı olabileceğini ileri sürerek ehli kitaptan sayıyor. Öte yandan “Allah indinde tek din İslam’dır” ayeti var.
Yazara göre, bir kısım insanlar kendi dinleri ile tatmin oluyorlarsa ve başka din arama ihtiyacı duymuyorlarsa yapmaları gereken şey kendi dinlerine uymaktır...
Bunların da kurtuluşa ereceğini umuyor...
Aklı esas alarak Allah’ın (cc) iradesini dışlayan laikçiler de öyle istiyor...
Kiliseye istediğin kadar gitme hürriyetin tamam, ama Allah’ın indirdikleriyle hükmetmeye kalkışırsan çıranı yakarım, hürriyetini elinden alırım.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.