Asım Yenihaber

Asım Yenihaber

Bu düpedüz “Kadına şiddet”!

Bu düpedüz “Kadına şiddet”!

Elektrikler kesildiğinde neredeydik? Değişen birşey yok, aynı yerde. Hatta adliyede bir savcının odası basılıp 9 saat rehine alındığında da aynı yerde idik. “Gezi”deydik “Gezi”de!

Ah o Gezi, vah o Gezi!

Tadı damağımızda kaldı. İlk defa hatırı sayılır kalabalıklar hükümete karşı harekete geçirmeye muvaffak olduk. Gerçi çiçek böcek, ağaç muhabbetinden, ama siz olanlara bakın. Netice bizim istediğimiz gibi olmayınca, bizim istediğimiz gibi bir neticenin zuhurunu beklemekten başka işimiz kalmadı. 

Elektriklere takacaktık ama ardından adliye baskını geldi. İki genç savcıyı rehin aldı. Berkin’in katilleri suçlarını itiraf edip özür dilemeyince de dayanamayıp öldürdüler adamı. E polis de o iki genci öldürdü, yazık değil mi çocuklara? Onlar ölmedi, insanlık öldü!

Savcının cenazesi resmi törenle kaldırıldı. Ne o kalabalık öyle? Zaten katılmayacaktık, katılsak da yazmayacaktık; iyi ki ambargo koydular. Ya o polisin öldürdüğü gençlerin cenazesi ne oldu? Gazetecilik budur aslında, merak edilmesi gerekeni merak edeceksin. Öbüründen herkesin haberi var. 

Savcının cenazesi kaldırılırken bir saldırı daha vuku bulmasın mı? Biri kadın iki kişi “Vatan emniyet”e saldırmış! Polis karşılık vermiş, saldırganlardan birini öldürmüş, diğeri yaralı kaçmış. Şimdi buna “terör saldırısı” mı diyeceğiz? Bunun adı “demokratik eylem” olmalı. Bu ülkede vatandaşın demokratik eylem yapma hakkı yok mu? 

Adliye’de savcı ve iki gencin öldürülmesi ile ilgili bu işin erbabı olan HDP’den açıklama geldi: “Adliyede 3 kişinin ölmesi başarı mı?” diye...

Yahu adamlar haklı, terör saldırısı olması için birkaç metrekarelik bir alanın değil, binlerce metrekarelik yerlerin kan içinde kalması lazım. HDP bu işin gerçek ustası, ne oldu geçen ekim ayında? Kobani ile dayanışmak için çektiler fitili, çoluk çocuk 50’den fazla kişi öldürüldü. 

Arada “Yasin” diye bir çocuk da gitmiş, toplumsal olaylarda böyle vukuatlar olur. 

Şimdi savcı öldürüldü. Zaten Berkin’in katillerini bugüne kadar bulup astıramadıkları için o dâhil bütün savcılar ve hâkimler ölümü hak etmişti. Geçelim bu mevzuyu, gepegenç çocuklarını savcının öldürülmesi bahane edilerek katli ancak faşist devletlerde olur. 

Ya “Vatan Emniyet”e saldıran iki kişi, biri erkek biri dişiden öldürülen dişiyi nasıl anlatacağız? 

İşin doğrusunu ben söyleyeyim: Bu düpedüz kadına şiddettir! Türkiye’de her vesile ile kadına şiddet uygulanıyor, bu da yeni bir türü. Sonra o kadın işidci olsa idi, yine öldürülür müydü? 

Nedir bu yahu? Güpegündüz, İstanbul’un en işlek ceddesinde, eylemci bir kadın öldürülüyor! O özgürleşme eylemine polisin verdiği karşılığa bak.

Kadına şiddetin vardığı boyutu buradan anlamayana başka ne diyebiliriz?

***

Sevgili okuyucularım!

Bugün “misafir yazar” olarak huzurlarınızda bulunuyorum. Malûm medya grubundan veya Mecburiyet gazetesindeki çok mühim yazar, sunucu, konuşuculara baktım, onların tarzında parlak fikirlerimden halkı mahrum bırakmamak için bu yazıyı kaleme aldım. Belki bu yazıdan sonra bir transfer teklifi ile karşılaşırım. Sadık okuyucumsanız, beni oralarda da izlemeye devam edin!

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum
Asım Yenihaber Arşivi