Lütfü Şehsuvaroğlu

Lütfü Şehsuvaroğlu

Nizam-ı Âlem

Nizam-ı Âlem

Bazen bir dergi sadece bir dergi değildir. Öyle dergiler vardır ki, döneminin aynası olmakla kalmaz, onda önemli değişimleri meydana getiren bir fonksiyoner olarak, bir dirilişçi ya da dönüştürücü olarak gerçekleştirdikleriyle yapıp ettikleriyle âdeta bir teşkilat, bir ordu kadar ehemmiyetli olmuşlardır.

Özellikle edebiyat dergileri bir edebiyat ekolünün şiirden sanatın her alanına üslup, konu, zihniyet bakımından devrine imzasını atma peşindedir. Sonra bir dönemin mizahını da biz dergilerden açıklayabiliriz. Mesela Akbaba, Kalem gibi dergiler tarihçiler ve sosyologlar için birinci el kaynaklardır.

Sonra düşünce dergileri; mesela Peyami Safa’nın Türk Düşüncesi, Necip Fazıl’ın Büyük Doğu’su, Serdengeçti’nin Serdengeçti’si, Nurettin Topçu’nun Hareket’i…

Servet-i Fünun, Sırat-ı Müstakim, Sebilürreşad, Ağaç, Hisar, Türk Edebiyatı vs…

Bir de çok az sayıda çıksa bile devre damgasını vuran bütün bir gençliği belki ideolojik ve pratik eylem planı çerçevesinde dönüştüren, işlevselleştiren ehemmi mühimme tercih noktasında öne çıkan dergiler vardır. Çok etkili olmuşlar, sanki bütün bir yüzyıla damgasını vurmuşlardır. Ya da daha mütevazı olarak bir kuşağa…

Nizam- Âlem dergisi de öyle.

Bir teşkilat kadar, bir ordu, bir devrin vicdanı kadar mühim rol oynamıştır çıktığı dönemde…

Hatta sonrasında…

Hatta öncesine kadar uzanır ve daha önceki potansiyeli değerlendirme aşkına üzerine yoğunlaşan iltifatı anlamlı ve kökü mazide kılar.

Nizam-ı Âlem çıkmadan da ülkücüler inançlı memleket evlatlarıydı elbet.

Fakat gençliği kategorize eden parçalara ayıran ve böylece istikrarı sürdürdüğünü zanneden ucuz devlet aklı, ya da yabancı istihbaratlara payanda olmuş yerli işbirlikçiler Müslümanlığı sadece gerçekten ecmain diye tanımladıkları bir kadronun üzerinden kontrol etmeyi marifet sayıyordu.

Kadir Mısıroğlu Sebil, Yılmaz Yalçıner de Şura dergilerini çıkarıyordu.

Devrimciler malum, sayısız fraksiyon bir sürü dergi çıkarıyor ve oralarda çeviri Marksist yazılar yayınlıyorlar. Yerli bir sosyalizm icat etmek için ne vasıfları ne eğitimleri müsait…

Nizam-ı Âlem ilk defa kompartımanlara ayrılmış gençliği bir büyük birlik etrafında anlamlı bir mazi ve milliyet fikri etrafında toparlamaya çalıştı.

Kompartımanları kategorizasyonları yıktı.

Sebil ve Şura çok kıskandılar.

Okuyucuları zira kayboluyor, inanmış Anadolu gençliği Nizam-ı Âlem almaya başlıyordu. Sadece almıyor tabii mensup oluyordu.

Tabii gençliği kompartımanlara bölmüş mahfiller bundan rahatsız oldular.

Nasıl olurdu da ülkücüler böyle bir dergi çıkarabilirlerdi?

İlk sayısı yüz bin satan dergi işte bu yandaki dergiydi. 

Amatör bir ruh ve çabayla çıkıyordu.

Hasbiydi.

Hür tefekkürün kalesiydi.

alem2.jpg

nizami-alem.jpg

alem3.jpg

SİVRİSİNEK

Sivrisineklerden biri boğalardan birinin boynuzuna konmuş, haylice de oturmuş. 

Derken bir zaman kalkmaya uçup gitmeye niyetlenmiş.

Sormuş boğaya:

Yoruldun mu, gideyim mi artık?

Boğa sesin geldiği tarafa bakmış;

Ayol ben senin geldiğini duymadım ki, gittiğinden haberdar olayım, demiş.

Aisopos’tan aktarmış Akyavaş.

Bazı insanlar vardır, ha olmuşlar ha olmamışlar. Varlıkları ile yoklukları arasında bir fark olmaz demiş Aisopos.

Böyle insanların kimseye ne hayırları dokunur, ne de zararları…

Kaçıncı dönem bir kısım arkadaşlar yüksek makamlara gelip gidiyorlar.

Gelip gidiyorlar.

Aisopos’un sivrisineği gibi…

Geldiklerinden haberimiz olmadı ki, gittiklerinden haberimiz olsun.

Kimseye ne faydaları oldu, ne zararları…

Salla başı al maaşı yapıp durdular.

Hiç risk almadılar.

Kendi başlarına bir irade beyanında bulunmadılar.

Kaldır elleri, indir elleri…

Sivrisinek gibi…

Aisopos’un sivrisineği gibi…

Varlıkları ile yoklukları arasında hiç fark yoktu.

Olsalar ne, olmasalar ne?

Seçilmişler, seçilmemişler bana ne?

CEMAL AMCA’DAN:

Süleyman Yurdakul Stüdyo es’ti

Dergiler çıkardık, güzel hevesti

O eski anılar nereden esti

Hani eski bağlar, arkadaşlıklar

Leman dergisine kaçtı başlıklar

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum
Lütfü Şehsuvaroğlu Arşivi