Sanırsın Beatles, Amca Oğulları
Bâzen gündemi çok geriden tâkip ediyorum. Kusûruma bakmayın.
Gazetemizin muhâbiri Enes Babacan, 1 Mayıs afişindeki Beatles’ı liseli gençler sanmış. Ne geyikler ne geyikler… Maşallah, herkes Beatles uzmanı oldu. “Beatles ismi nereden geliyor?” diye sorsan cevap veremeyecek bir alay zırcâhil, sosyal medyada, “Böyle câhil bir gazete kapansın.” diyecek kadar ileri gitti. Ne diyeyim, sizin mahalleden kız istersek vermeyin. Bizden de kız almayın.
Afişi gördüm. Bal gibi liseli gençleri provokasyona dâvet eden bir afiş. Daha evvel, Beatles’ın o fotoğrafını görmeyen birinin de bal gibi liseli gençler zannedeceği bir fotoğraf. Afiş deşifre oldu ya çevir gazı yanmasın: “Aaa Bidıls’ı bilmiyoooo” Sanki asıl konumuz bu.
Berkin Elvan için de eylem çağrısı yaptılar. Siyah beyaz korku filmi gibi. Hary Potter’daki hortkuluklar gibi. Seyredince insanın canı çekiliyor. Rüyâsında gören sıçrayıp uyanır. Sonra ne oldu? “Ben öyle demek istemedim.” diye hep berâber çark ettiler.
Bu sefer, hortkuluklar yerine, okul bitince zıplayan liseli pozundaki Beatles’ı kullandılar. Ne kadar mâsum değil mi? İnsanın Taksim’e gidesi geliyor.
Ya arkadaş, bir kere de kalıbınızın adamı olun. Bir kere de bedel ödeyin. “Evet, biz liseli gençleri sokağa çağırdık.” diyecek babayiğit nerede? Bu sefer imdâtlarına Beatles yetişti.
Beatles grubunun müzik kaabiliyetini tartışmam. Vardı ki bu kadar başarılı oldular. Ama felsefeleri, yaşayışları beş para etmez. Hippilerin iyi âile çocuğu versiyonu. Ne de olsa İngilizler. Kravat ve takım elbiseyle işlem tamam.
Bu hippilerin, hesapta felsefeleri vardı. 60’larda, savaş olmayan, özgür bir dünyâ istiyorlardı. Tamam savaş olmasın, ne olsun? Uyuşturucu, alkol, seks. Adları da çiçek çocuklardı. “Savaşma, seviş!” diye başladılar; “Çalışma, seviş!”e vardırdılar. Eee, kim çalışsın? Kim çalışırsa çalışsın, umurlarında mı? Pislik içinde yaşıyorlardı. Din yok, âile yok. Güyâ kapitalizme karşıydılar ama, kapitalizmin yeni silahı olan uyuşturucu ve seks ticâretini canlandırmak için kullanıldıklarını bilmiyorlardı. Hippilik, hippilerle birlikte yok oldu. Ne yazık ki dünyâya çok kötü bir mîras bıraktılar.
Bunların bir de yollara düşme ve Uzakdoğu felsefesi merakı vardı. Beat kuşağının temsilcilerinden Jack Kerouac’ın “On The Road-Yolda” kitabından yola çıkarak, Hindistan ve Nepal için yollara düştüler. Hikâye… O yıllarda, Nepal uyuşturucu cennetiydi. Nepal’e giderken mecbûren Türkiye’den geçiyorlardı. Bizim batı hayranı özgür, solcu gençler , daha doğrusu bizim “çiçek çocuklar”, bunları bir halt sanıp kaldıkları bitli pireli otellerde ziyâret ediyorlardı.
İşte bu miskinlerin en büyük propaganda araçları müzikti. Beat-les’ın ilham kaynağı da bunlardı. Özellikle John Lennon, bir hippi gibi yaşıyordu. Beatles’ın bâzı şarkılarında uyuşturucu çağrısı vardı. 1930’larda Amerika’da esrârın yasaklanması ile zor zamanlar yaşayan uyuşturucu piyasası, hippiler ve Beatles gibi müzik toplulukları sâyesinde kalkınıp dünyâyı zehirlemeye devâm ettiler.
“Aaa Bidıls’ı bilmiyooo” diyerek kendisini ayrıcalıklı sanan zavallılar!
Aynaya bakıp kendinizle alay edin. Beatles dinlediğiniz kadar kitap da okuyun. Biraz, varoluşçuluk, hippiler ve Amerika’daki beat’leri araştırın. O afişte özgürce zıplayan lise talebesi kılıklı Beatles üyelerinin gerisindeki vahşi kapitalizmi görün. Üzgünüm, amca oğullarınız göründükleri kadar mâsum değil. Tıpkı geziciler gibi.
Bir çift lafım da Zaman Gazetesi’ne.
“Asgari müzik bilgisi olan Beatles’ı bilir.” diye, bizim gazeteyle dalgasını geçmiş.
Size ne oluyor anam babam?
Cemaat evlerinde, risâle arası Beatles mı dinliyorsunuz?
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.