Zirveden Evren’e Mesaj Yok, Alasya İçin Var!
Her ne kadar karşı görüşleri taşısak da “Bir kavme olan kininiz, sizi adâletten alıkoymasın” ilahı ikazını da unutmayalım. (Maide ayet 8)
Yeri gelir lazım olur diye farz-i ikaz bir yerimizde sürekli saklı dursun.
Hakka sövenlerle Hakkı sevenler konusunda ciddi ikazlar var.
Yargıtay Başkanı olan İmran Öktem’in cenazesini çok iyi hatırlıyorum.
Yer Maltepe Camii, tarih 3 Mayıs 1969.
Cenaze namazı tam da kılınacağı esnada birisi yüksek bir yere çıkarak bağırdı:
“Ey cemaat, bu kâfirin cenaze namazı kılınmaz.”
Ortalık birden karıştı.
Cemaat dağılmaya başladı.
Cami imamları da namaz kıldırmayı ret ettiler.
Caminin avlusu; başta İsmet İnönü olmak üzere Ankara CHP il teşkilatı, Genelkurmay erkânı ile doluydu. Ortalık karışınca generalin birisi silahını çekerek İnönü’ye bir şey yapılacakmış gibi korumasına aldı.
İsmet Paşa, “cenaze namazı kıldırtmadan buradan gitmem” deyince, darbecilerden bir bakanın yakını olan İzzet Gözübüyük, kalan kişilerle namazı kıldırdı.
Arkasından tutuklamalar, üç gün sonra da olayı kınayan bir yürüyüş…
Şimdi bakıyoruz, namazına bakılmaksızın ölenin toplumda bir ismi veya çakma çağdaşlığı varsa politikacılar bodoslamadan atılıyorlar.
Doğru mu yapıyorlar, takiye mi yapıyorlar?
Allah Resulü Mescid-i Nebevi’de oturduğu sırada büyük bir gürültü duyunca:
“Yetmiş seneden beri yuvarlanıp giden büyük bir taş daha yeni cehennemin dibine düştü” demiş. O sırada birisi gelerek huzura dikilir:
“Ya Resulullah, Medine’nin falanca mahallesinde 70 yaşında ki meşhur bir münafık öldü, haberiniz var mı?” 70 yıl cehennem taşı gibi İslam düşmanlığı yaparak yuvarlan, sonra da her seferinde taşı kafasından yiyenler cenazesine uçuşsun!!!
Osmanlı zamanında sinema ile tiyatroya çokça rağbet edilmediğinden gayrimüslimler bu sahayı sırf Müslüman hanımların ahlakını dejenere etmek için kullanmıştır.
Yeşilçam, “artist olacaksın, gazetelerde resmin çıkacak, sahnelerde alkışlanacaksın” diyerekten kandırdıkları masum aile kızlarını toplama merkezli tarihi bir bataklıktır.
Diğer adı, rejisörün yatak odası!
“Namaz kılınacaksa Emek hiç açılmasın” diyen Zeki Alasya…
CNN TV’de bir de akıl veriyordu:
“Film gösterilsin ama namaz kılınmasın.”
Ülke meselelerinde bir araya gelemeyen devlet zirvesi ile muhalefete bakıyorum, Alasya’nın ölümü ile yaslaştılar paslaştılar. Aman nazar değmesin!
“Türkiye yasa boğuldu” şeklinde gazete başlıkları…
Kenan Evren’e gelince, zirveden başsağlığı mesajı çıkmadı.
Ne İsa’ya ne Musa’ya sahipsiz kaldı…
Darbeciliği tamam da, diğeri de namaza karşı çıktı.
Yaşı müsait olanlar hatırlar, 80 öncesi bir mahalleden diğer mahalleye gidilmeyecek kadar eli kanlı terör vardı. İktidarda Demirel ve şürekası vardı.
Devletin savcıları olarak, adliyeden eve gidemiyorduk…
Neticede 80 sonrası ülkede huzur ortamını merhum Evren sağlandı…
Şimdi de “kaldırın” diye eylem yaptıkları mecburi din derslerini Anayasa’ya darbeci Kenan Evren koydurdu… Demirel de 28 Şubat
nedeniyle imam hatiplerin orta kısımlarını kapattırdı, din dersini de mecburi olmaktan az kalsın
çıkartıyordu...
Taş bu bilmem kaç yıl yuvarlanır, sonuçta o kuyuya düşer…
Demirel ölünce bakalım ne yapacaklar…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.