Meral Akşener’i Kirli Ağızlarınıza Almayın
Gazetecilik denilen meslek zordur.
Çünkü yazdıklarınız, söyledikleriniz sadece sizi bağlamaz; kitleye, topluma, kişilere ve bireylere mesajlar gönderirsiniz.
O yüzden kullanacağız kelimeyi, yazacağınız cümleyi iki kere düşünür, öyle yazarsınız.
Gazetecilik ahlakı bunu gerektirir.
Ancak bu durum Türkiye’de giderek rahatsız edici, irite edici bir hal almaya başladı.
Eğitimsiz cahiller “alim”, iki cümle ezberleyen “usta gazeteci”, önüne gelen “yazar” yapıldı.
Dolayısıyla gazetecilik ahlakı da ortadan kalktı.
Dürüstlük, tarafsızlık, değerler yerle yeksan oldu.
Bunun bir örneği de A Haber’de yaşandı.
Hani vatandaşlardan topladıkları hac paralarını cukka edip, Bebek’te kendine ev alıp, “üstat” diye ortalarda dolanan “fesli soytarıların” cirit attığı kanalda…
Son derece planlı, aşağılık ve adi bir konuşma, yaftalama ortaya konuldu.
Bunlardan bir tanesi Mehmet Barlas’ın oğlu Cemil Barlas diğeri de Yeni Akit’ten Latif Erdoğan…
Hedeflerinde ise MHP’nin en önemli isimlerinden, Meclis grup başkanvekilliği yapmış, milletvekili Meral Akşener var.
Hanımefendi kişiliği ve cesur duruşuyla tanınan, sadece kendi camiasında değil, birçok siyasi cenahta saygı duyulan biri…
Yakıştırmalar, iftiralar korkunç… Tam bir çamur at izi kalsın mantığı…
O aşağılık sözlere girmek bile istemiyorum.
Çünkü bu onların istediği…
Ama insanlık namına söylenmesi gerekenler çok fazla.
Sözümüz o kirli sözleriyle gazeteciliğe, insanlığa leke getirenlere.
Siz orada oturmuş, oksijen tüketen adamlar; görmediğiniz, tanımadığınız bir kadının hayatı hakkında yorum yapma hakkını nereden alıyorsunuz?
İktidara güzelleme yapıp, rakiplerine çamur atarak gazetecilik yaptığınızı sanıyorsunuz.
Lakin yanılıyorsunuz…
Bugün karnınız doyuyor, belki ölene kadar doyacak birikiminiz de oluştu.
Ama bu attığınız iftiraların, ahlaksız sözlerin hesabını veremeyeceksiniz.
İslam dininin temelinde kul hakkı vardır…
Bir başka kulun hakkı girip, ondan helallik almadan ne yaparsanız yapın cennetin kapısından giremezsiniz.
Eğer inancınız varsa bunu da düşünmeniz gerekir, ama o da şüpheli.
28 Şubat döneminde perde arkasına saklandığınız günlerde, Meral Hanım tek başına, cesur bir şekilde “bu bir hukuksuzluktur, demokrasiye müdahaledir, karşısındayız” derken sizler ortalarda yoktunuz. Sonrasında 28 Şubat mağdurları olarak ortalarda dolaşırken de Meral Hanım bu mağduriyeti dile getirmedi, oy için kullanmadı.
Üniversitelerde öğrenciler PKK tehdidi yüzünden derslere giremezken Meral Hanım orada öğrencilerin bizzat yanında kalarak, hepsinin sınavlara girmesini sağladı.
Duruşuyla, hitabıyla, karakteriyle, yaşantısıyla, hanımefendiliğiyle örnek bir Türk kadınıdır.
İşte böylesine değerli birine, hangi makam, mevki ya da konumda olursa olsun; alçakça, haince saldırmak kimsenin haddi değildir.
Hele gazeteci diye geçinip, ekranlardan salyalar saçarak bunu yapmak insanlık onuruna sığmaz.
Bunları “gazeteci” diye ortalığa salıp, iletişim mezunu gençleri işsiz bırakan sisteme de yazıklar olsun.
Bu adamların sözlerini destekleyip, yayınlayanlara, onlara imkanlar verenlere de yazıklar olsun.
Çünkü biz sizin onursuzluğunuz yüzünden insanlığımızdan bile utanır olduk, ama siz iftiralardan, ahlaksızlıklardan utanmadınız.
Her gecenin sabahı, her devrin sonu, her kötülüğün bir karşılığı vardır.
Türk tarihine yıkımlar, çöküşler olmuştur ama bu denli sistemli aşağılık davranışlar, tutumlar olmamıştır.
Bu sözleri söyleyenler evde eşlerinin, çocuklarının yüzlerine nasıl bakabiliyorlar, tek başına kaldıklarında “yahu ben ne yapıyorum” diyorlar mı acaba?
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.