Adalet Kimden Yana
Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez, yeni aldığı milyonluk Mercedes marka makam aracını iade edip, eski aracını kullanmaya başladı.
***
Soma’daki maden faciasının üzerinden tam 1 yıl geçti.
Kazadan sonra hafızalara kazınan bazı kareler, anlar, olaylar oldu.
Enkazdan çıkarıldıktan sonra ambulansla hastaneye kaldırılmak istenen madencinin, “ayakkabılarım kirli, sedye kirlenmesin” sözleri…
Sıra sıra dizilmiş şehit madencilerin mezarları ve geride bıraktıkları gözü yaşlı aileleri…
Ve yerde tekmelenen madenci…
***
O madenciye devletin resmi aracına tekme savurmak suçundan 500 TL ceza verildiği ortaya çıktı.
Arkadaşlarını, kardeşini, akrabalarınızı bir anda kaybettiğinizi düşünün…
Böyle zamanlarda insanlar fevri davranabilir, tepki gösterebilir haklı olarak…
Ama siz onu yerlerde tekmeleyip, üzerine bir de ceza verirseniz orada hukuk sisteminin sorgulanma gereksinimi bir kez daha doğar.
Bu olayın, iktidar yandaşı veya karşıtı olmakla bir ilgisi yoktur.
Çünkü insani değerler, vicdani hassasiyetler ideolojilerin üzerindedir.
***
Daha önce de benzer uygulamalar yapılmıştı.
Çocuklarının acısını yüreğinde taşıyan şehit aileleri, hükümet üyelerinin cenazeye gelmesi esnasında tepki göstermişlerdi. O “devlet büyükleri”nin şehit ailesinden şikayetçi olmaları üzerine haklarında dava açılmıştı.
Dava sonucunda şehit babasına hapis cezası verdiler. Sicilinde tek bir suç bulamayınca hapse atamadılar ama “5 yıl içinde aynı suçu işlersen hapse atarız” tehdidini savurmaktan çekinmediler.
***
Güneydoğu’da, PKK’lılar ile mücadele ederken uzaktan kumandalı mayının patlatılması ile gözlerini kaybetmiş, gazi olmuştu Ömür Gezdiren…
Gözleriyle birlikte, sinir sistemi harap olmuş, Parkinson hastalığına yakalanmıştı.
Yaşlı annesiyle birlikte kendilerine çıkarılan yüksek elektrik faturasına itiraz etmeye gittiği TEDAŞ’ta, güvenlik görevlisinin annesine bağırmasına dayanamayıp tepki gösterdi ve yere düştü. O sırada TEDAŞ’ın sayacı kırıldı.
Haklarında dava açıldı, kamu malına zarar vermekten, para cezası kestiler.
Köşe yazarları yazmasa belki de bu ayıp öylece kalacaktı.
Olay büyüdü… Gazi, yardım istememesine rağmen hayırsever vatandaşlar yetişti, en büyük hayali olan evi aldılar.
Gaziye borç çıkaran mahkeme ve şikayetçi TEDAŞ da kendi ayıbıyla baş başa kaldı.
***
PKK ile mücadelede ayağını kaybetmişti gencecik yaşında Bülent Kocaoğlan. Gazi olduğu çatışmada 16 arkadaşı şehit düşmüştü.
SGK’nın kendisine tanıdığı “protez hakkı”nı kullanmıştı.
Sonrasında ise SGK yasal olan faturayı fazla buldu ve 130 bin TL’lik borç çıkardı.
Gazi Kocaoğlan’ın borcu ödeyememesi üzerine “devlet” evine haciz gönderdi…
Kısacası, “devletin bekası” için bacağını veren, gençliğini veren gaziye devlet acımamıştı.
***
Protezine 130 bin TL’lik borç çıkarılan, Gazi Kocaoğlan’ın derdi ise araç değil, sadece yürümekti. Tıpkı aynı sorunu yaşayan yüzlerce Kahraman Gazi gibi…
Yasal hakkına rağmen gaziye borç çıkarıp evine haciz gönderen sistem; duygu, değer ve kimliğini kaybetmişti.
***
Gencecik Mehmetçikleri şehit eden, gazi bırakan PKK’lılar ise çözüm sürecinden dolayı herhangi bir hukuki yaptırımla karşılaşmıyor.
Hatta geçenlerde bir vekil dağdan inen, pişmanlıktan yararlanan teröristin düğününe katıldı, bilezik taktı…
Bu gibi olaylarda düşünceli olan devlet, kendi evladına da aynı hassasiyeti ne zaman gösterecek…
Gaziye haciz, şehit babasına hapis, teröriste beraat veren bu sistem ne zaman adaleti tesis edecek!
***
Bu arada makam aracıyla ilgili haberlere içerleyen Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez, yolculuk esnasında ani bir kararla şoförden aracı durdurmasını istedi. Aracından indi ve yürüyerek gitti…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.