Milliyetçilerin İflah Olmaz İttihatçılık Sevdası
TRT1’de, Pelin Çift’in Gündem Ötesi diye bir programı var. Geçen haftanın konukları Prof. Dr. Ahmet Şimşirgil ve Dr. Mustafa Çalık idi. Konu, ittihatçılardı.
Ahmet Şimşirgil, ittihatçıları, iktidarda oldukları dokuz yıl boyunca hayırlı hiçbir işi olmayan adamlar diye tanımladı. Çürük temellerini ve darbeciliklerini anlattı.
Mustafa Çalık ise darbeciliğin ittihatçılarla başlamadığı tezini savundu. Bir yeniçeri hâtırası olduğunu ifâde etti ki son derece doğru bir tespit.
Program boyunca ortak veya karşı fikirler ortaya döküldü. Bunları anlatacak değilim. Kendimce dikkatimi çeken bazı hususlara temas edeceğim.
Mustafa Çalık, sevip saydığım birisidir. Tam bir laf ebesidir. Çok zekidir. Bilgilidir de. Aynı anda on kişinin hakkından gelir. Bana kızmasını göze alarak bazı fikirlerine ve tartışma üslûbuna itiraz edeceğim.
Hocam,
Öncelikle, İttihat Terakki’nin kuruluşundaki masonik yapı ayan beyan ortadayken Şimşirgil bunları söylediğinde, “Kırk senelik Kadir Mısırlıoğlu, Mustafa Müftüoğlu, Necip Fazıl teorileri…” diye tahfif etmeye çalışmanız doğru mu? Hadi onları beğenmediniz, Atsız’a ne diyeceksiniz? Hepsinden önce bu fikirleri bir Türkçü-Turancı olduğu hâlde, Nihal Atsız savunmadı mı?
Bugün hâlâ, târihçilerin ihtilaf hâlinde olduğu Sarıkamış’daki şehit sayısı hususunda Şimşirgil’i bakkal hesabı yapmakla nitelemeniz doğru mu?
Enver Paşa’nın fotoğrafına, “Yakın târih, böyle bir delikanlı, böyle bir yiğit, bu kadar idealist bir adam gördü mü?” diyerek hayran hayran baktınız. 27 yaşında, devlete karşı çete kurup dağa çıkmak, ne zamandan beri delikanlılık? Cihan harbi bitince yaptıklarının bedelini ödememek için ülkeden kaçmak nasıl bir yiğitlik? Erkekliğin onda dokuzu kaçmaktır fikrindeyseniz onu bilemem.
“İttihatçılar, büyük hatâlar işlediler. Abdülhamid Han’ı tahttan indirdiler. Evet, hatâdır. Tabanca ile siyâset yaptılar. Evet, hatâdır. İçlerinde her türlü adam vardı. Evet, hatâdır. Ama, bu adamlar aynı zamanda, son derece vatansever, son derece idealist ve çalışkan adamlardı.” dediniz.
Bizim oralarda, “Bize gelecek gelinin küçük bir kusuru var. Azıcık hâmile.” derler. El-insaf Hocam! Daha ne hatâ olsun? İttihatçılar, “hık” demiş, Diriliş dizisindeki Kurdoğlu’nun burnundan düşmüşler. O da ne yapıyorsa Kayı Obası için yapıyor. Tapınakçılarla bu yüzden iş tutuyor.
Talat Paşa’nın, Edirne savunması esnâsında Şükrü Paşa’ya söylediği iddiâ edilen “Edirne’yi terk edelim. Niçin savaşıyorsunuz?” sözlerine yaptığınız savunmayı hiç anlayamadım. Bir adam doğduğu yeri nasıl terk edebilirmiş? Mantığı olabilir miymiş? Bunlar, Türk sağının uydurduğu şeylermiş.
Hocam! Talat Paşa, Meclis’ten silah zoruyla hal’ kararı çıkarttıran adamdır. Sultan’a bu kararı tebliğ için gönderdiği dört hâinin, Müslüman Türk düşmanı azınlık olduğunu biliyorsunuz. Bunu yapabilen bir adam o sözleri niye söylemesin ki?
Talat Paşa’nın fırsat bulup askerliğini yapamadığı için Balkan Savaşı çıkınca “Gidip şu 2. Ordu’da askerliğimi yapayım.” dediğini söylediniz. Talat Paşa, 1874 doğumlu. Yâni, 1912’de 38 yaşında. Tam da “Gidip şu askerliğimi yapayım.” diyecek yaşta hani. Yapmayın Hocam…
Sarıkamış şehitlerinin sayısını, Şerif İrdem’in 1922’de rejime yaranmak için abarttığını söylediniz. Bunu söyledikten sonra, Şimşirgil’in gözünün içine bakarak “Her devrin uyanıkları vardır, iktidarların gözüne girmeye çalışan.” sözleriniz fark edilmeyecek gibi değildi.
Siz değil miydiniz Özal döneminde iktidardan yana olan? Siz değil miydiniz tartışma programlarında fırtınalar estiren.
Hayran hayran dinlerdik sizi. O zamanlar da size böyle şeyler söylerlerdi.
Olmuyor Hocam… Abdülhamid Han sevdâsı ile ittihatçılık sevdâsı bir arada olmuyor.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.