Seçim var, hem de 10 gün içinde, ortalık toz duman...

Herkes her yerde her şeyi söylüyor... Herkes dindar! Herkes demokrat! Herkes vatandaşı düşünüyor! Bir hassasiyet bir hassasiyet! Seçime kadar bu böyle hız kesmeden gider…

Asgarî ücret, yüksek artırmada, rekoru aparma tarikat şeyhi, Azerbaycan’dan prof. ve dünyayı kurtaracak ekonomi teorisyeni kazanıyor: Beş bin lira!

Hazretin ekonomi teorisini Rusya başta olmak üzere birçok ülke benimsemiş!

Ey kınalı hoca, söyle bakalım, “Rusya’da asgarî ücret kaç manat”?

Ne demişti Mehmet Âkif, Berlin dönüşü, yüz yıl önce: “İki şeye şaştım. Berlin’de sefirimiz tefsir yazıyor, Fatih’te hocalarımız siyaset konuşuyor”.

Artık hocalarımız siyaset konuşmakla kalmıyor, siyasi parti kuruyor ve başkan oluyor, ekonomi teorileri icad ediyor! İrşadı, öte dünyamızı kurtarmayı külliyen bıraktılar, bu dünyamızı ihya etmeye koşuyorlar. 

Yüz yılda epey mesafe kat etmişiz anlayacağınız!

Seçim iktidarla muhalefet arasında. Elbette birçok parti var, fakat bir iktidar partisi ve çok sayıda muhalefet partisi var. Muhalefet bekâra karı boşar tarzda davranıyor, beklenebileceği gibi. 

Yüksekten atıyor, eleştiride sınır tanımıyor... Yalan, yanlış, palavra… Şu sıralar mübah görülüyor. 

Ya iktidar? 

Onlar zaten yüksekte, söyledikleri yüksekten atma sayılmaz, o yüzden… İktidar mevkiinde olanların bazı sözleri ancak muhalefete yakışır sözler. Ne diyorlar mesela? “Memleketime gidiyorum, vatandaş beni karşılamaktan korkuyor. Terör örgütü bölgede korku yayıyor!”

Bunu MHP söylese, CHP söylese, Saadet dile getirse... tamam. Bir iktidar eleşirisidir. Fakat iktidar partisi kimi eleştiriyor?

Türkiye’nin güvenliği kimden sorulur? 

Bu sorunun cevabını biz vermeyelim. Fakat vatandaşın içinde bulunduğu duruma bakın: Terör örgütü tehdit ediyor: “benim partimden başkasına rey verme”!

Vatandaşın eli mahkûm! Verse ölecek, biliyor. Ele geçirdikleri belediyelerde yaptıkları malûm. Belediye hizmetleri hak getire... Birçok vilayet merkezinde yolları, geçitleri Karayolları yapıyor. Hizmetlerin bir kısmı vilayetten...

Belediye de öyle veya bu şekilde seçilmiş uzantılarda. Bir de bunun merkezî hükümete taşındığını düşünün!

Yani seçseler ölecekler, seçmeseler öldürülecekler!

Velhasıl önümüzde kısa bir seçim kampanyası dönemi kaldı ve uzun bir seçim gecesi...

Mizahın zamanı

Mizah ihtiyacının had safhada olduğu zamanlar vardır. Galiba şu sıralar o zamanlardan birindeyiz. Her yerden mizah akıyor, nükteler, lâtifeler uçuşuyor. İşe bakın ki, mizah yazan fazla kimse yok. Gerçi Cafcaf çıkıyor, fakat ayda bir. Her gün çıksa bu mizaha yetişilmez. Neyse ki Pierre Karton’un “Horkhaymır’dan Alzaymır’a Türk Aydını” elime geçti. Şu günlerde Karton Piyer okumalı! (Cafcaf kitaplığı, 0212 518 43 63)