Seçimlere son iki hafta kala ülke genelindeki milli görüşçüler araziye inmeye başladılar. Ak Parti listelerinde dışarıda kalan milli görüşçüler her şeye rağmen çalışmaya başladılar. Ak Parti milli görüş partisidir. Bu böyle olmak zorundadır. Bu durum listelere nedense pek yansımamıştır. O nedenle teşkilatlar sahada çalışmıyorlardı. Ak Parti yönetim kadrosu, yanlışlarını görmüş olmalılar ki,

Milli görüşçülere tekrar yöneldiler. Cihannüma Derneği ağırlıklı milli görüşçülerin kurduğu bir dernek. Başkanı Mustafa Şen bile aday yapılmadı. Buna rağmen Şen gece gündüz çalışıyor.

Yaklaşık 40 gündür ülkemizi geziyorum. Bu gezilerde Ak Parti teşkilatları çalışmıyordu. Bunun iki nedeni vardı. Bunlardan bir tanesi teşkilatlardan milli görüşçülerin ağırlığı kalmamıştı. İkincisi ise 2015 seçimleri öncesinde listelerde milli görüşçüler hak ettiği yeri bulamadılar. Eğer teşkilat çalışmazsa seçim kazanamazsın. Anketlerdeki ana düşüş bana göre bu durumdan kaynaklanmaktaydı. Şimdi ise toparlanma başladı. Bu toparlanmada milli görüşçülerin tekrar sahaya dönmesinin payı çok yüksek.

Yeri gelmişken Ak Parti Teşkilat Başkanı Süleyman Soylu’ya da bir parantez açmak istiyorum. Ak Partili bazı dostlar zaman zaman Süleyman Soylu Beyle ilgili eleştiri yapıyorlar. Bana göre son derece yanlış ve yersiz eleştiriler. Ortada bir milli görüşçü kırımı var. Bu kesin. Ancak bu sorunda en az payı olan Soylu’dur. Partinin yetkili organları var. Bilmem neyi var. Kimse kolaycılık yapmasın. Soylu listeler noktasında kendi ekibinden neredeyse kimseyi sokamamıştır. Teşkilatlarda da çok küçük değişiklikler yapılmıştır. Ekrem Erdem Bey’den kalan bir kadro ile devam edilmektedir.

Ben buradan şunu belirteyim. Seçim sonrasında Ak Parti hem kabineyi hem de teşkilatları milli görüş siyasetine teslim etmelidir. Aksi takdirde partinin omurgası kırılır. Buradan ben de bu kardeşlerime bir çağrıda bulunmak istiyorum. Tamam kırgınlık olabilir, küslük olabilir ancak bu hatalar nedeniyle tepki koymayalım. En azından şimdilik. Seçim sonrasında bu konular rahat konuşulur. Şimdilik Ak Parti’nin tek başına iktidara gelmesi için daha fazla çalışmak gerekir. Ülkemiz, şahsi kızgınlıklardan daha önemlidir.

Ben şunu da belirtmek isterim. Ahmet Davutoğlu da bir milli görüşçüdür. Kendisi her daim bu kadrolara ağabeylik yapmıştır. Listedeki hataları sadece başbakana bağlamak yanlıştır. Nihayetinde partiye henüz genel başkan seçilmiştir. Bu konuda bilgi eksikliği olabilir.

Türk siyasal tarihini milli görüş olmadan yazamazsınız. Rahmetli Erbakan Hocamla başlayan bağımsızlar hareketi bu davanın temelini atmıştır. Milli Nizam Partisi, Milli Selamet Partisi, Refah Partisi, Fazilet Partisi, Saadet Partisi ve AK Parti milli görüş partileridir. Bu partiler sadece bir parti değildir. Bu partiler bir davadır. Siyasi harekettir. O nedenle biz milli görüşçüler olarak son bir kez daha Ak Parti’ye destek olalım bu büyük emek heba olmasın.

Milli görüşçülerin siyasal sistemi için öneminden bahsettik. Bana göre şu an için milli görüşün lideri Erdoğandır. Onun üzerinden yapılan diktatörlük tartışması ve usulsüzlük tartışmasının neye hizmet ettiğini biliyoruz. Tıpkı atlet için, kedi köpek için imajı yerle bir edilen Menderes gibi. Bu basit ayak oyunları ile rahmetli Menderes idam edildi.  Trilyon davası ile Erbakan Hocam hapis cezası aldı. Hatırlayın dönemin 28 Şubat medyasını. Medya o dönem Erbakan Hocama itibar katli yapmıştır. 

Bu bağlamda  Cumhurbaşkanımız Erdoğan üzerinden yürüyen bir tartışma var. Bu tartışma bu sefer bizim mahallede yürüyor. Seçimler öncesinde olmasaydık esaslı cevaplarım olacaktı. Şimdilik seçim sonrasına erteledim bu tartışmayı. Şunu rahatlıkla söyleyebilirim. Erdoğan olmadan yeni Türkiye olmaz. Erdoğan sahaya çıkmadan seçim kazanılmaz. Erdoğan’a yönelik yıpratma sürecine katılanları seçim sonrasına bırakıyorum. Erdoğan hem ülkemizin hem de ümmetin umududur. Erdoğan’a çarpan dost düşman fark etmez yamulur. Dikkat edin Erdoğan’ın çarptığı demiyorum. Erdoğan kimseye çarpmaz ama ona kendi çarpan da iflah olmaz.