AK Parti cenahında seçim muhasebesi yapılıyor. Seçim günü Ahmet Davutoğlu Bey’in balkon konuşmasıyla birlikte başlayan özeleştiri süreci sürüyor. Bu süreç elbette çok faydalıdır. Bu süreçler hayırlı süreçlerdir. Bazen iktidar körleştiriyor.

Salı günkü yazımda köprüden önceki son çıkış mahiyetinde bazı öneriler getirmiştim. Ayrıca HDP’nin barajı aşacağını ve AK Parti’nin koalisyona düşebileceğini de seçimden önce yazmıştım. Akit gazetesindeki arşivdeki yazıma bakabilirler. Parti içinden ve dışından yüzlerce tebrik telefonu aldım. Yine AK Parti nerede hata yaptı sorusuna bizim de bir katkımız olsun babından şunu da yazayım.

Kamyonun duvara çarpacağını 19 Mayıs günü yazdım. Seçimden yaklaşık 20 gün önce bu yazıyı yazdım. Dediklerim aynen çıktı. Ankara birinci bölgede AK Parti büyük oy kaybetti. Ankara ikinci bölgede milletvekili sayısı azalmasına rağmen bu bölgeden 8 vekil çıkartarak başarılı olurken birinci bölgede başarısız oldu. Hem de bu bölgede vekil sayısı artmasına rağmen.

Bunun iki nedeni var. İlki birinci bölge hep general doluydu. Çalışacak ya da savaşacak er yoktu. Danışman, özel kalem, eş dost yani. Hepsi general. Yine yapılan ikinci hatada Çukuranbar zenginlik merkezine açılan seçim büroları. Bakın göz göre göre gelen mağlubiyeti nasıl yazmışım.. İşte Akit gazetesinde 19 Mayıs tarihindeki yazım....

‘Aday adayları seçim bürolarını açmaya başladılar. Partiler ekonomik durumlarına göre siyasi büyüklüklerine göre seçim büroları açıyorlar. Benim Ankara’da çok yadırgadığım, hoşuma gitmeyen bir durum var. AK Parti’nin Ankara birinci bölge milletvekili adayları seçim koordinasyon merkezi olarak Çukuranbar’ı seçiyorlar. Çukuranbar son yıllarda zengin muhafazakarların semti olarak biliniyor. Seçilebilecek sıradaki adaylar karşı karşıya neredeyse yan yana denilebilecek seçim merkezleri açıyorlar. Bu bölgede kiralar, 5 binden başlayıp 50 bin TL’ye kadar gidiyor. İyi de kardeşim burada halk yok ki, neden halkın içinde ofis açmıyorsunuz? Mamak’ta açın, Gölbaşı’nda açın, Dikmen’de açın.

Bu hareketin lideri muhterem Erdoğan Cumhurbaşkanı oluncaya kadar Keçiören’de 150 metrekarelik bir evde oturdu. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı iken bile Üsküdar’dan dairesinden çıkmadı. Tabiri caizse garip guraba ile el ele bu noktaya geldi. Halktan kopan siyasi hareketler erimeye mahkûmdur.

Başbakanımız Ahmet Davutoğlu ve eşi Sare Hanım çok mütevazı bir yaşam sürüyorlar. Geçenlerde bir dostum dedi ki; ‘Sare Hanım çok mazbut bir insan hâlâ aynı elbiseleri giyiyor’ dedi. Hem Başbakanımıza, hem de muhterem eşlerine bakan insanlar diyor ki; bunlar garibanın yanında, bunlar halkın yanında. Başbakan olmalarına rağmen ne Ahmet bey, ne de eşi hiç değişmediler.

Başbakanımız Ahmet Bey fırsat bulursa bu seçim ofislerini bir gezsin bakalım kaç kişi var. Ofis açıldıktan sonra kimse gitmiyor neden çünkü halkın arasında değil. Seçim bürolarından asıl amaç nedir. Bana göre bu bürolar vatandaşın geldiği, çay çorba ne varsa içtiği bürolardır. Bu merkezlerde partinin yaptığı hizmetler anlatılır. İnsanlar derdini anlatır, meramı varsa söyler. Bu mekanlar cıvıl cıvıl olmalıdır.

Bu kadar pahalı bürolarda bekçiden başka kimse yoksa burada bir sorun var demektir. Herhangi bir zaman diliminde gidin benim söylediğim doğru mu yanlış mı görün! AK Parti bir çevre hareketidir. Garibanların, halkın içinden yükselmiş bir harekettir’ diyerek yazımı bitirmiştim.

Buradan hareketle şunu net söyleyeyim. Bir kere adaylar seçilirken erler yerine generaller seçildi. Eş dost kontenjanı kullanıldı. İkincisi adaylar halktan koptu. Çukuranbar gibi ahlaksız zenginleşme mekânlarına dadandılar. Bu yazımı herhalde Osman Sert, Ahmet Hocaya ulaştırır. Beni sevip sevmediğini bilmem ama Hocayı ve işini sever o nedenle ulaştırmasında fayda vardır.