Gidişat Erken Seçim!
Şu anda Ak Parti içerisinde “koalisyon” ve “erken seçim” seçenekleri adeta birbiriyle yarışıyor! HDP travması ve MHP’nin kesin ret edişi sonrası koalisyon konusunda öne çıkan parti CHP olarak gözüküyor. Şu anda Ak Parti kanadında koalisyon ve CHP ile koalisyon seçeneklerini öne çıkaranlar var. Bunlar iki gerekçe öne sürüyor: ilki ‘normalleşme’ye katkısı olacak gerekçesi; ikincisi de, “yolsuzluk-israf iddiaları ve yüce divan taahhüdünü” dilinden düşürmeyen CHP’nin iktidara ortak edilmesiyle voltajının düşürülmesi niyeti..! Lakin CHP politbürosunda da MHP gibi “erken seçim” beklentisi baskın durumda… CHP’nin Ak Parti’yle koalisyon kurması durumunda kendi tabanını konsolide etmede ciddi zorluklar yaşayabileceğini öngörenler var. Öte yandan CHP içinde de ciddi bir “erken seçim” beklentisi olan ve bu süreçte “yıpranmayalım” şeklinde düşünen bir ağırlık var…
Ben; Ak Parti içerisinde “seçmen er ya da geç hatasını anlayacak ve erken seçimde bize geri dönecek” şeklinde “erken seçim”i önceleyen ve bu istikamette Cumhurbaşkanı çevresinde lobi oluşturan kitlenin dediği olacak diye düşünüyorum! Bu kitle; “dış baskı veya sermaye grupları” baskısıyla dahi bırakın HDP’yi koalisyon yapmayı, azınlık hükümeti konusunda HDP desteğiyle yan yana algı uyandırmaya bile tahammülü yok!
Ne Ekersen Onu Biçersin!
Malumunuz “Çözüm Süreci” adı verilen ‘MİT-Öcalan Müzakere Süreci’ne muhalif bir yazarım. Bazı yazar-çizer kesiminin yaptığı gibi “Ak Parti zarar görmeye” başladığından beri değil, 2006 ve 2007’lerden başlayan “Açılım Süreçleri”nden beri bu projeye karşı durdum. 07.04.2014 tarihinde kaleme aldığım Çözüm Süreci karşıtı bir yazımı aynen şöyle bitirmiştim: “Büyük Orta Doğu projesinin bir parçası olan Çözüm Süreci’nin “HERRO” aşaması tamamlanmış, “MERRO” aşamasına doğru hızla yol alınmaktadır! Bu MERRO’dan sadece Türkiye değil, Ak Parti de payına düşeni alacaktır!”
Ak Parti bu seçimde kendisine düşen payı aldı! Böyle giderse sıra Türkiye’de!
Gazete Vahdet Genel Yayın Yönetmeni Yener Dönmez ve Ankara Temsilcisi Fatih Akkaya’nın da dün vurguladıkları gibi, bu süreç, silahı elinden bırakmayan PKK/HDP/ Kandil/İmralı dörtlüsüne meşruiyet ve güç transfer etmekten başka bir işe yaramadı! Öngördüğümüz gibi ‘konjonktürel hesaplar’ sonucu yürütülen bu projeyle ne şiddet ötelendi, ne de terör örgütü silahını elinden bıraktı. ‘Fırsat’ diye peşine düşülen her şey zamanla ‘tehdit’ ve ‘tehlike’ halini almaya başladı! ‘Bölünmeyi’ hızlandıracak psikolojik kopuş ve sosyal fragmantasyon ortamı siyasi olarak da seçmen indinde karşılık buldu!
Milli İttifak!
Nasıl 2002 seçimleri “Merkez Sağ”a ciddi kayıplar yaşattıysa, bu seçimde baraj sorunu yaşayan partilere ciddi kayıplar yaşattı. Bundan sonraki süreç gerçekten baraj altı partiler için sıkıntılı…
Zor bir seçim süreci yaşadılar. Bizzat Ak Parti ve tabanı tarafından insafsız bir şekilde dezenformasyon yüklü propagandalara ve operatif muamelelere maruz kaldılar. Milli İttifak’ın Ak Parti ve MHP’yle de dirsek temasında olan yüzer-gezer seçmen kitlesi “korku ve kaygılarla” motive edildi. Bu seçmen kitlesi siyasi iktidarın yanlış kurguladığı “biz gidersek CHP” gelir tehdidiyle, HDP’nin varlığından ötürü baraj endişesi olmadığından ötürü doğal alternatif haline gelen MHP arasına sıkıştı! Neticede BBP-SP işbirliği sempati dalgasını oya tahvil edemedi.
Ak Parti eğer bu “Milli İttifak”a cephe almayıp, MHP’yi de bu ittifakın dışında tutan parametreleri harekete geçirmeseydi; hem 276’ın altına düşmezdi, hem de HDP’nin barajı aşması üzerine kurulan senaryoların da önünü keserdi!
Buna rağmen BBP ve SP eldeki dar imkânlarla takdire şayan bir seçim çalışması yürüttüler. Neyin hayır neyin şer olduğunu Allah bilir… Bu seçim sonucu haklarında hayırlı olur inşaALLAH…
Hülasa
Bu seçimden ağır hasar alan Ak Parti, hâlâ muarızlarının yanlışlarını saymakla meşgul! İnşaallah "irfan"ını iyice susturacak keskin kutuplaşma ve ayrışmalardan medet ummayı bırakır ve seçmen tarafından iletilen mesajın aksine davranmaz. Daha da mühimi lüzumsuz aciliyetler ve düşman odaklar ihdas ederek yeni bir maceraya sürüklenmezler!
Çünkü aziz Türkiye ve onun şahs-ı manevisi; şahıslardan, partilerden, cemaatlerden, tarikatlardan, bütün segmentlerden ve onların toplamından daha fazla ve daha büyük bir şeydir!
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.