Dindar Kürt’ün Tercihi
Tekrar tekrar yazıyoruz ki, millet iyice görsün neyin ne olduğunu.
HDP’ye barajı, AK Parti’nin kendisi aştırmıştır.
HDP’ye barajı, tek dertleri para, makam, mevki olan ve bunu AK Parti iktidarında bulan ikiyüzlü medya organları ve yazarlar aştırmıştır.
HDP’ye barajı, sırf çıkarları için AK Parti’nin attığı her adımı sahiplenip, destekleyen STK’lar, akademisyenler aştırmıştır.
AK Parti iktidarı icraatları, bu medya organları, STK’lar ve akademisyenler ise propaganda ile etnik ırkçılığı körüklemişler ve HDP’yi güle oynaya barajı aştırmışlardır.
Şimdi bakıyoruz, üzerlerine hiç toz kondurmuyorlar.
Dün biri HDP’nin barajı aşmasını “Güneydoğu’da silahlı tehditle alınan oya” bağlamış!
Bir diğeri “CHP oyları HDP’ye kaydı” diye manşet atmış.
Evet bu faktörler de etkili olmuştur, HDP’nin oylarının artmasında.
Ancak…
Asıl “kalem”i etnik ırkçılık oluşturuyor ki, bunu görmek için seçim haritasına bakmak yeterli.
Kürt vatandaşların yoğun olarak yaşadığı Güneydoğu’da 13 ilin 13’ünde de HDP oyları silip süpürmüştür.
Bu 13 ilde AK Parti milletvekili sayısı 10’un da altına düşmüştür.
AK Parti bu bölgede bir önceki seçime göre büyük bir hezimet yaşamıştır.
Seçimlere sayılı günler kala havaalanı açılışı yapılan Yüksekova’da HDP rekor kırmıştır, yüzde 94’le.
AK Parti Emine Hanım’ın memleketi Siirt’te bile çoğunluğu HDP’ye kaptırmıştır.
Tarım Bakanı’nın memleketi Diyarbakır’da HDP az kalsın tulum çıkarıyordu, 9’a 1 vekil.
Maliye Bakanı’nın memleketi Batman’da da öyle, 3’e 1 vekil.
HDP’nin, Doğu ve Güneydoğu dışında Kürt seçmenin en yoğun olduğu illerin başında gelen İstanbul’da çok yüksek oy alması da aynı şeyi gösteriyor.
Ve bu tablo bir şeyi daha gösteriyor:
İslam kardeşliği gitmiştir, yerini “etnik kardeşlik” almıştır.
Güneydoğu’da AK Parti oylarının çok önemli bir bölümünün HDP’ye kayması demek, dindar Kürt seçmenin tercihinin de bu parti olduğunu gösterir.
Unutmayalım lütfen,
Bu ülkede AK Parti iktidarının Diyarbakır Müftülüğü görevine getirdiği zat, bu görevinden istifa edip, HDP’den aday olmuş ve bugün milletvekili seçilmiştir.
Bu zat seçim çalışmaları sürecinde “HDP Zerdüşt partisi olsaydı yine aday olurdum” demiştir.
HDP’nin ideolojik yapısı ve dindar Kürtler için hiçbir faydalı vaadinin olmayışı ortada ve buna rağmen bu insanlar bu partiye yönelmişlerse, bu ancak ve ancak etnik ırkçılıkla izah edilebilir.
Ve şu sonucu doğurur:
Türk milliyetçilerine karşı “milliyetçilik ayaklarımızın altındadır” deyip, değişik aşağılama, hor görme ve sindirme politikası uygulayan AK Parti, diğer taraftan ise açılım adım ve söylemleri ile Kürt ırkçılığını yükseltmiştir.
“Olabilir, ne var bunda, insanların tercihi” diyenler çıkabilir.
Evet olabilir.
Lakin bu parti bölücü terör örgütü ile direk bağlantılı ve insanlar bunu bile bile oy veriyorsa (ki çok önemli bir bölümü böyle) ülkenin birliği ve sosyal yapısı için bu büyük bir tehdittir.
Nitekim, PKK bir terör örgütüdür. HDP de 7 Haziran’dan önce de bugün de PKK’nın partisidir.
***
Değerli okurlar,
Tüm bu gerçeklere rağmen, yukarıda değindiğim medya organları yalan ve dolanlarını sürdürüyor.
Samimiyet ve sorumlu yayıncılık olmayınca utanma nedir bilmiyorlar da.
Milletin gözünün içine baka baka halen yalan yazıyor, yalan söylüyorlar.
Küçücük beyinleri ile halen milleti kandırabileceklerini sanıyorlar.
Bilinmelidir ki, bunların derdi asla ve asla milletin-vatanın birliği, dirliği değildir.
Tek dertleri vardır, o da, şahsi çıkarları.
AK Parti PKK ile masaya otursun, onlar da otururlar.
AK Parti PKK ile savaşa girsin, onlar da girerler.
Lütfen bunların yayınlarına itibar etmeyin.
Neyin ne olduğunu iyi gözlemleyin.