Dün 9. Cumhurbaşkanı Demirel vasiyeti üzerine köyüne götürüldü, kabrine tevdi edildi. Bu arada “badem gözlü” edebiyatı o kadar ileri vardırıldı ki...

Adam başbakanlıktan 6 defa gönderilmiş, 7. defa dönmüş!

Ya bu kadar övgüyü ciddiye alıp dönmeye kalkarsa? Aman övgüyü dozunda bırakın! “Drakula 2” gibi bir şey!

***

Demirel ölünce birisi de dirilmiş gibi ortaya çıkıverdi... Biz onu gitti sanıyorduk meğer berhayatmış. Demirel’in değişmez emanetçisi Cintonik’ten söz ediyoruz. O Süleyman’ın her devirde bir numaralı meddahı... Öve öve bitiremez.

Tabiî her devirde övgü kriterleri değişir. Eskiden demokratlığını överdi, şimdi sola olan temayülünü barizleştiriyor. Daha doğrusu Demirel’i solun gözünde güzel gösterecek cafcaflı laflar ediyor. Mesela Demirel “üç fidan”ın, bilhassa Deniz’in idamına karşıymış!

Bunu neden 80’lerde söylemedin Cintonik? Patronunun siyasetine mugayir olduğu için mi? 

Demirel’in cenaze töreninin provasını yapmışlar. Her şey epeyce gerçekçi. Provada tabutun gerçekçi olması için

Cintonik konulabilirdi!

***

“Devlet’in başına Devlet geçecek!” Bu MHP’nin “Başbuğ Türkeş”ten sonraki değişmez sloganı. Demek ki Dersimli Kemal de bu slogandan etkilenmiş. Yandaş basınına açıklama yapmış: “Bahçeli’nin başbakan olmasını isterim!”

Hazret yine yanlış anlamış. Slogan “hükümetin başına devlet geçecek” değildi!

Tabiî zamirini açıklamıyor: “İlk nöbeti sana verelim, dönüşümlü başbakanlık. Nasıl olsa büyük ortak benim, istediğimi yine yaparım, sıra gelince de icabına bakarım” demek istiyor. 

Sayın Kılıçdaroğlu, sadece Devlet Bahçeli’ye başbakanlık teklif etmek yetmiyor ki? Senin azınlık hükümetinin kaç günlük hükmü olabilir? Asıl başbakanlık teklif etmen gereken sallabaş Selo olmasın?

Senin hükümet kurma lafları etmen partinin aldığı oydan ötürü olmuyor, Selo’nun partisi barajı geçmese idi, senin ne hükmün olurdu? 

***

Seçim sonuçları açıklandıktan bir süre sonra arazi olan ve dut yemiş bülbüle dönen Selo da nihayet piyasaya çıkmış. 

Kocalarından zılgıtı yedikten sonra yapmış açıklamayı: “AKP-CHP koalisyonunu dışarıdan destekleriz!” Tabii ufak bir şartı var: “Bizim ilkelerimize uyarlarsa!”

Koalisyon ortakları bile birbirine “bizim ilkelerimize tümüyle uy” diyemez. Çünkü “uzlaşma hükümeti” kurulacak ve ortalama bir yol tutulacaktır. Bu durumda sallabaş Selo ne demek istiyor? 

“Siz siyaseten hükümet kurun fakat benim ilkelerime uyun! Görün o zaman benden desteği!”

Tabiî bu arada “Selo’nun ne ilkesi olabilir ki?” diyenler de çıkabilir. Onun olmasa bile yedi kocalı Selo’nun kocalarının sıkı ilkeleri vardır, onları kastediyordur muhtemelen!