MHP’nin İşi Zor
Parlamenter demokrasilerdeki seçimlerin en önemli mesajı, millet iradesinin yönetim sistemine yansımasıdır.
7 Haziran seçimlerindeki millet iradesi de “tek başına iktidar” yerine “koalisyon” istemiştir.
Peki “koalisyon kimlerle olmalıdır”.
Bu soruya cevap verebilmek için partilerin taban yapılarına, seçmen kitlelerine bakmak gerekiyor.
Birbirine en yakın, tabanları benzer partiler AK Parti ve MHP olarak öne çıkıyor.
Seçmen kitlesine baktığımızda durum bu.
Bir de madalyonun görülmeyen yüzü var.
En büyük soru işareti de burada ortaya çıkıyor.
AK Parti-MHP koalisyonunda iki parti ne denli uyumlu olabilirler, ortak politika üretebilme, kriz yönetimleri gibi konularda nasıl çalışabilirler?
MHP’NİN KIRMIZI ÇİZGİLERİ
Çözüm sürecinin bitirilmesi,
Başkanlık sisteminin rafa kaldırılması,
Yolsuzlukların üzerine gidilmesi,
Milli bir dış politika üretilmesi,
Yerli sermayenin öne çıkarıldığı bir ekonomi modelinin hızlı bir şekilde uygulamaya konulması,
Kontrollü özelleştirme,
Sözde değil özde milli olan bir eğitim sistemi…
Bunların hepsi MHP’nin öncelikleri, kırmızı çizgileri olarak öne çıkıyor.
“Siyasette kırmızı çizgi olmaz” deniliyor.
Halbuki çizgiler, hassasiyet noktaları karakteristik yapıları ortaya çıkarır. Ortaya bir karakter, omurga koyar.
Özellikle de Türkiye’deki siyaset kurumunun buna fazlasıyla ihtiyaç var.
MHP’nin hassasiyet gösterdiği konularda AK Parti’nin adım atması demek Tayyip Erdoğan’ın kurucusu olduğu parti üzerindeki etkisinin azalması anlamına geliyor. Erdoğan’dan ayrı bir AK Parti düşünülemeyeceği için MHP’nin hassasiyetlerinin AK Parti nezdinde kabul edilmesinin, anlayışla karşılanması zor gözüküyor.
AK PARTİ-HDP KOALİSYONU
Seçim öncesinde en iyi anlaşan iki partinin AK Parti ve HDP olduğu biliniyor. Özellikle çözüm sürecinde ortaklaşa yapılan faaliyetler, hatta Dolmabahçe’de varılan mutabakat bunun en yakın örnekleri. Bu işleyişi sürdürmeleri durumunda hükümet kurabilirler.
Ancak bunun tabanda yaratacağı etkiyi iyi hesaplayan AK Parti yöneticileri seçim kampanyası da dahil olmak üzere HDP ile mücadele içine girdiler. Aynı durum HDP için de geçerli.
HDP’ye oy veren seçmenin muhtemelen yarısı AK Parti karşıtlığından verdi.
Hal böyle olunca koalisyon hesapları karışıyor.
MHP, HDP’Lİ VEKİLLERİ YARGILAR
‘CHP’de MHP ile ittifak yapalım HDP dışarıdan desteklesin’ diyenlerin siyasetten anladıkları gerçekten şüpheli. MHP’nin elinde olsa HDP’li 80 vekilin de dokunulmazlığını kaldırıp, hepsine yargı yolunu açar.
Şu anki durum itibariyle MHP iki tarafla da koalisyona yanaşmayan parti gibi gösteriliyor. Lakin durum öyle değil.
MHP’nin tek koalisyon ihtimali AK Parti olduğu mutlak. Ancak arada önemli görüş ayrılıkları var.
İktidara yakın medya organlarında önce MHP-AK Parti anlaştı, bakanlıklar bile dağıtılmaya başlandı manşetleri atıldı. Şimdi de yavaş yavaş “Devlet Bahçeli iktidar olmak istemiyor” haberleri üretiliyor.
Aynı durum CHP’ye yakın yayın organlarında da mevcut. MHP’nin CHP ile koalisyon kurup HDP’nin de dışarıdan destekleyebileceğine inanıyorlar.
Her iki tarafta da MHP “uzlaşmak istemeyen” bir parti, Devlet Bahçeli’nin de “ oyun bozanlık yapan, muhalefeti seven bir lider” konumuna getirilmek istendiği görülüyor.
Olası bir erken seçimin propagandası da bu minval üzerine inşa edilebilir.
Basın gücünü iyi kullanan ve kitleleri yönlendirebilen partiler karşısında MHP’yi zor bir dönem bekliyor.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.