Halil Mert

Halil Mert

Basit Kalleş Oyunlar ve Etkinliğimiz

Basit Kalleş Oyunlar ve Etkinliğimiz

 Yazılara kötü başlamak cidden üzüyor insanı. Ama halkımızı acıtmak gerekiyor. Nasıl mı? Anlatıyoruz, oralı olunmayınca silkeleyerek söylemek gerekiyor. Tabii halkımız deyince tepeden tabana, doğudan batıya, Türk’ünden Kürt’üne, kentlisinden köylüsüne herkesi kast ediyorum.

Çember daralıyor. Ortadoğu’nun Anadolu ile bağlarını kesmek istiyor Batı. Ortadoğu’nun kanını emmek ve Akdeniz’den Avrupa’ya tüm varlıklarını sömürüp doğrudan akıtmak istiyorlar.

DEAŞ, PYD vs. derken bölgesel düşmanlıklar oluşturuyorlar. Bunu yaparken de 1000 yıllık iman ve dava kardeşlerimiz Kürt’leri kullanmaya çalışıyorlar. Malum ülkemizde PKK ile yaptılar bunu. Oluşturulan algı da şu; PKK eşittir KÜRT. Bu doğru değildir. Kürt’e de Türk’e de iftiradır. Şu anda aynı şey Suriye’de yapılıyor. Kürt eşittir PYD. Bu doğru değil ki. Suriye’deki 25-30 Kürt Siyasi hareketinden sadece bir tanesidir PYD. Peki, neden PYD? Emperyalizm Anadolu’da yaktığı fitne ateşini PKK ile taşımayı becerdi diğer komşularımıza emperyalizm. O taşeron da PYD’dir.

PYD, Türkiye’ye karşı kullanılıyor, Barzani’ye karşı kullanılıyor. Suriye’de İngiltere ve ABD açık destek verirken, Barzani bölgesinde de İran PYD’ye destek veriyor. PYD, dün rejimle işbirliği yaptı, ÖSO ile çatıştı. Bu gün rejimle birlikte ilginçtir Marksist ama İngiltere ve ABD desteği ile bölgesindeki Arap ve Türkmen’leri baskı ile göçe zorluyor.

 

Malum Kobani’yi DEAŞ bastı. İnsanları bombaladı. Sonra Türkiye’ye iftira atıldı. “Militanlar Türkiye’den geçti.” diye. Ancak ilginç bir şey. DEAŞ Militanları PYD üniformalıydı. Daha ilginç olan şu. Türkiye’ye getirilen yaralılar “Militanlar bizimle beraber yaşayan insanlar dışarıdan gelmediler.” diyorlar. Dikkat, PYD üniformalı, Kobani’li ama DEAŞ Militanı! Allah, Allah!.. Tezgâhın böylesi. Sonra öldürülen militanın cebinden Türkiye’nin AFAD’ın Suriye’den gelenlere verdiği Kimlik çıkıyor. Bunu HDP bangır bangır tüm kanallarda çıkıp bu kimliği malzeme yaptılar, Türkiye’ye iftira attılar. Şimdi soruyorum size, bölgedeki oyunları ortaya kim çıkartacak? Bu oyunları ve tezgâhları Milli basın Kuruluşları başta olmak üzere medyaya kim duyuracak? Malum bunu medya tek başına ortaya çıkartamaz. MİT, Dışişleri, TSK!.. Bölgede unsurları yok mu? Bunları koordine edecek hükümetin bir koordinasyon merkezi olmalı. Ya da mevcut koordinasyon merkezlerinden biri ya da kurum bu işle görevlendirilmez mi?

 

Şimdi hükümet kurulacak. Ancak sözde aydınlarımız Millilik vasıflarını kaybettiklerinden hükümet edecekleri doğru yönlendirmiyorlar. Kürt Kökenli İslamcı Aydın, Eski bir ünlü parlamenter televizyon programında diyor ki; “Kürt’ün Türk’ten başka dostu yok!” Eyvallah ama devamla da, “DEAŞ koridoru olmasın ama O’nun yerine PYD koridoru olsa ne olur ki?” diyor. Kürt Coğrafyamızın her yerinde eşit haklarla yaşamalı. Türkler bunun tersini düşünse bu gün en büyük Kürt Şehri İstanbul olur muydu?

En büyük ayıp ve iftira şu. Eski Türkiye’nin ayıpları ve ettiği zulümden Türk sorumlu tutuluyor. Sorarım Türk zulme uğramadı mı? Peki, eski Türkiye’nin zalimleri sadece Türk Kökenliler miydi? Beyaz Kürtler, Ermeni, Rum ve Yahudi dönmeleri de birlikte hareket etmediler mi? Son süreçte; İslamcı zannettiğimiz Kürtler’de bile artık Irkçılık Hastalığı başladı. Artık bu dile getirilmelidir. Ülkemizin dışlanan ve ötekileştirilen tek kesimi Kürtler değildir. Türkler de sistem tarafından en az Kürtler kadar mağdur edilmiştir.

KOBANİ’YE VE SURİYE’NİN TAMAMINA NEDEN BOSNA GİBİ BAKAMIYORUZ? Sizce farkı ne? Suriye’de zulme uğrayanlar bizim eski Osmanlı Vatandaşlarımız değil mi? Müslüman değiller mi? Biz bölgeye bütüncül ve kardeş topraklar olarak bakacağız. Her türlü algı bozukluğu ile mücadele edeceğiz.

Peki, neye ihtiyacımız var? Elbette güce ve iradeye. Bunun için Milli ve kararlı bir hükümet kurulmalıdır. Eğer koalisyon yapılacaksa, bu AKPARTİ ve MHP koalisyonu ile olur. Yoksa ihanetin bir şekilde bulaştığı duruşlarla mesafe kat edilemez. Halkımızın, her iki partinin tabanlarının da ekser beklentisi budur. Ancak bu şekilde medya ile yapılan spekülasyonların da önüne geçilebilir. Yoksa istismar bir şekilde artarak devam edecek. Bu manada kimsenin keyfi davranmak gibi bir lüksü yoktur. Sorumluluklarının aldıkları oyun hesabını vermek zorunda herkes.

Bölgede etkinliğimiz için Sivil Toplum yönlendirilmeli ve gerekirse yapılandırılmalıdır. MİT ve TSK bu manada birlikte çalışmalıdır. Bunun için MGK ve Hükümetin iradesi şarttır. Hükümetin niteliği çok önemlidir. İngiltere, ABD, Almanya vb. güçler İslam Coğrafyası’nda nasıl etkin oluyorlar zannediyorsunuz? Bakın siyasi kadrolarınıza, cemaat yapılarına, medyanıza, iş çevrelerine. Her şey o kadar aleni ki. sizde benzer tedbirleri gerek ülke içinde gerek ülke dışında almazsanız ne kendinizi nede çevre coğrafyanızdaki kardeşlerinizi koruyabilirsiniz.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum
Halil Mert Arşivi