Batuhan Çolak

Batuhan Çolak

Ümraniye Devlet Kime Emanet?

Ümraniye Devlet Kime Emanet?

Değerli okuyucular, bugünkü yazımızda siyasi gündemin dışından, günlük yaşamdan bir kesit paylaşacağım. 

İstanbul’un en merkezi ve yoğun hastanelerinden biri olan Ümraniye Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nden aldığım ihbar mektubu durum sorgulaması yapmayı zorunlu kılıyor.

4 Temmuz 2015 tarihinde, 27 yaşındaki hasta, baygınlık ve kusma şikayetiyle hastaneye acilden giriş yapıyor. 

İlk belirlemelere göre kandaki potasyum değeri çok düşük olduğu için hastaneye yatışının yapılması gerektiği söyleniyor. 

Aile doğal olarak endişeleniyor.

Dahiliye iç hastalıkları bölümüne yatışı yapılıyor, testler günlerce sürüyor ve bu süreç 10. gününde hala devam ediyor.

Sorun tam da bu noktada başlıyor. Hasta yakınları soruyorlar doğal olarak hastamızın neyi var, daha ne kadar yatacak, doktoruyla görüşebilir miyiz?

Cevaplar ise tam bir facia… 

“Size cevap veremeyiz”

“Doktoruyla görüşemezsiniz”

“Hastanın doktoru haftada bir gelir, o da sadece hastaya bilgi verir”

Bitmek bilmeyen belirsizlik üzerine hasta yakınları “Bu böyle olmaz, çocuğu her gün testten teste sokuyorsunuz daha çok hasta edeceksiniz, bari taburcu edin, bilgi de vermiyorsunuz” dediğinde bölümdeki asistan doktordan akıllara ziyan bir açıklama geliyor:

“Yarın bütün sülalenizi getirin, hepinize bir kerede açıklama yapalım, sürekli sormayın.”

Sülaleyi getirince açıklama yapacağını söyleyen asistan doktor ne yazık ki hastaların sürekli muhatap olduğu kişi. Dahası hastane personeliyle ilgili çok sayıda şikayet var. Yönetim zafiyeti bir yanda, umursamazlık öte yanda...

Doktor ortalarda yok, bu arada verilen ilaçların ve serumların etkisiyle vücudunun belirli bölümlerinde rahatsızlıklar baş gösteriyor.

Kısacası büyük bir belirsizlik hakim. Buna rağmen karşınızda tek bir muhatap bulamıyorsunuz.

Mecburen test sonuçlarını, başka kurumlarda çalışan tanıdık doktorlara rica üzerine sorarak, durumu öğrenmeye çalışıyorlar.

***

Hastanedeki durum tarafıma iletilince doğrudan ilgili birime ulaşıp sormaya çalıştık, ancak doktorun olmadığını söylediler.

Bunun üzerine hastane başhekimi ile 4 başhekim yardımcısından birine ulaşmaya çalıştık. 

Dakikalarca telefon hattında bekletildikten sonra (yaklaşık yarım saat) telefon yüzümüze kapatıldı. 

Tam 8 kez aradığımız hastanede herhangi bir muhatap bulmamız imkansız. 

Hastanenin son 1 yıldaki hasta memnuniyeti konusunu araştırdığımızda bu gibi şikayetlerin oldukça fazla olduğunu gördük.

Hastaneleri babalarının çiftliği gibi görüp, hasta yakınlarına bilgi vermemek, hastaya kötü davranmak, kaba ve saygısız hareketler… Bunları biz yıllar önce hastanelerimizden silmiştik. En azından öyle olduğunu düşünüyorduk.

Sağlık Bakanlığı’nın bu konuda hassas davrandığını sadece hasta yakınlarının sorunlarını çözmek için bir birim oluşturduğunu biliyoruz.

Bu yüzden bizzat şahidi olduğum Ümraniye Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nin tutumu soruşturulmalı, araştırılmalıdır. Binlerce insanın yolunu tuttuğu hastanelerde muhatap alınacak doktor bile bulamıyorsak vay halimize…

Canların emanet edildiği bu hastaneler, bakkal dükkanı gibi işletilirse, sağlık skandalı haberlerine her gün bir yenisi eklenmeye devam eder. Bizden söylemesi…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
4 Yorum
Batuhan Çolak Arşivi