Prof. Dr. Namık Açıkgöz

Prof. Dr. Namık Açıkgöz

Suruç Saldırısını Doğru Okumak

Suruç Saldırısını Doğru Okumak

6 NİSAN günü Vahdet’teki “Çağdaş Savaş Biçimi Olarak Terörizm” başlıklı yazımızda şunları söylemişiz:
Artık pazu gücüyle savaş yok. Pazu gücüyle savaşın bittiğini Köroğlu “Tüfenk icad oldu mertlik bozuldu” diyerek çoktaaan söylemişti. Şimdinin savaş şekilleri çeşitlendi. Kültür savaşları, ekonomi savaşları, siber savaşlar, uzaktan kumandalı düğme savaşları, terör savaşları... Ve Ortadoğu üzerinde bunun hepsi uygulanıyor. Bu savaşlar, artık cephe savaşları değil, ülkeleri içten çökertme savaşlarıdır.  Dünyada en çok hissedilen savaş, uzaktan kumandalı düğme savaşları ve terörist savaşlardır. 

Teröristler, sorun çıkan ülkenin vatandaşlarıdır ve onları örgütleyen de sorun çıkaran ülkelerdir. Böylece sorun çıkaran devletler, çok ucuza ve ellerini ateşe sokmadan; yani uluslararası hukuka hesap vermeden, emellerine nail olmak istiyorlar. Son yarım yüzyılda bir terör örgütleri cenneti haline dönüşen Ortadoğu’ya bakın; ne demek istediğimi anlarsınız.

Bugün Ortadoğu’da bazı devletlerin ve bütün terör örgütlerinin arkasında İngiltere ve onun kovboyu ABD vardır. İngiltere, I. Dünya Savaşı’nda tatmin olmayan egemen olma ve yayılma ihtirasını tatmin etmek için hala uğraşmaktadır. İşte İngiltere’nin ve bu arada Almanya’nın beslediği terör örgütleri, yeni savaş sisteminin Ortadoğu’daki ve Türkiye’deki uygulayıcılarıdır.

Terör örgütlerinin oluşması için milyonlarca insana ihtiyaç yoktur. “Çekirdek kadro, militanlar, sempatizanlar ve aptallar” (Örgüt lehine kamuoyu oluşturacak ve onları mahkemelerde savunacak olan siyaset, hukuk ve medya aptalları) şeklinde örgütlenen terör örgütlerinin amacı cephe savaşı kazanmak değil, ülkede güvensizlik uyandırmak ve sosyal enerjiyi yok edip toplumun direnç gücünü dejenere etmektir.”

20 Temmuz günü Suruç’ta menfur bir saldırı yapıldı ve 32 kişi katledildi.  Ölenlerin tamamı sosyalist gençlerdi.  Aynülarap (Kobani)’a yardım için yola çıkmışlardı ve Suruç’ta basın toplantısı yapıp oradan karşıya geçeceklerdi. Olmadı… Ölüm onları Suruç’ta yakaladı. Potansiyel suçlu IŞİD (DAEŞ) terör örgütü.

HDP ve silahlı uzantısı PKK, 3 günden beri bu menfur olay üzerinden Türkiye’ye meydan okumaya yeltenmeye başladı. Amaç zaten bu idi. Bölgedeki en köklü devlet olan Türkiye’de taşların yerinden oynatılması. İngiltere ve ABD, böyle saldırılardan sonra Türkiye’de sağırlar diyaloğunun yaşandığını ve toplumun biraz daha çözüldüğünü bildiği için, yukarıda da belirttiğimiz gibi, orduyla yapacağı bir saldırıdan daha etkili bir yolla ülkeyi yıpratmaya yönelik terör saldırıları gerçekleştiriyor.

Suruç’ta olan, sadece oradaki  bir patlama değildir. O çocukların organizasyonu, yollara düşürülmesi, o gün orada basın toplantısı yapılması ve o esnada saldırının gerçekleşmesi; bir sürü insanın ölmesi ve ölenler üzerinden Türkiye’ye kafa tutulması…  Bütün bunlar hesaplandı ve sahneye konuyor. Nitekim, Demirtaş efendi “Kendi güvenliğimizi sağlayacağız” lafını söylemek için; yani PKK ve KCK’nın son yıllarda dile getirdiği  “öz savunma güçleri”nin teşekkülünü meşrulaştırmak için fırsat ganimet bilip hemen baklayı ağzından çıkardı. Saldırtılan IŞİD ama kana bulanan ve gelecek günlerde kana bulanacak olan ülke Türkiye. “Türkiye kana bulandıkça gerilim ve sosyal çözülme daha da artacak” hesabı üzerine bir kurgu bu. Bu süreçte, romantik metin ve fotoğraflarla merhamet sömürüsü yapılarak aptallar PKK-HDP çizgisine çekilecek ve bu kitle İngiltere ve ABD’nin kurduğu oyunda figüran olacaklar.

PKK , KCK, YPG, IŞİD, El-NUSRA, EL-KAİDE… Bu örgütlerin hepsi “üst akıl” ABD ve İngiltere tarafından organize edilen taşeron örgütler. Bunların her saldırısı, başta Türkiye olmak üzere, Ortadoğu ülkelerinin enerjisini heba ederek bu ülkelerin güçsüzleşmesine yol açıyor.  

Katil aramayı bırakın!.. Katil belli. Politik öfkenin şekillendirdiği katil üretimleriyle, sosyal bünye zayıfladıkça, İngiltere ve ABD seviniyor.  Zaman bu tür olaylar üzerinden birbirimizi yeme zamanı değil, kenetlenme zamanıdır.

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
5 Yorum
Prof. Dr. Namık Açıkgöz Arşivi