Prof. Dr. Vahit Bıçak

Prof. Dr. Vahit Bıçak

Dinî Değerleri Aşağılama

Dinî Değerleri Aşağılama

Türk Ceza Kanunu’nun “Halkı Kin ve Düşmanlığa Tahrik veya Aşağılama” başlıklı 216. maddesinin her bir fıkrasında ayrı bir suç düzenlenmiştir. En son fıkrada düzenlenen suç ise, “dini değerleri alenen aşağılama” suçudur. Bu suçun basın, yayın ve internet yoluyla işlenmesi hali ağırlatıcı sebep olarak düzenlenmiştir.

Temel insan hakları metinlerde bir taraftan ifade özgürlüğü koruma altına alınırken diğer yandan da, din ve vicdan hürriyetinin sağlanmasının amaçlandığı görülmektedir.

Din ve vicdan olgusunun insan hayatındaki yeri gözetildiğinde, din ve dince kutsal sayılan değerlerin korunmasında bireysel ve toplumsal yarar bulunduğu muhakkaktır. 

Hiç kimse bir başkasının dinini, inancını beğenmek veya kabul etmek zorunda olmamakla birlikte, hiç kimsenin de başkalarının dinini, inancını tahkir etmek ve aşağılamak gibi bir hakkı da bulunmamaktadır.

Dini değerleri alenen aşağılama fiilinin ceza hukuku yaptırımıyla engellenmek istenmesindeki temel amaç, toplumsal hayatın huzur ve barış içinde sürdürülmesinin sağlanmasına verilen önemdir.  

Bu suçun oluşması için aşağılama fiilinin aleni şekilde gerçekleşmiş olması gerekir.  “Aşağılama” eylemi herkese açık, ortada olan, herkesin içinde yapılan ve herkes tarafından öğrenilebilecek bir söz ve/veya davranışla gerçekleştirilmelidir. 

“Aşağılama”, “değerinden düşük göstermek, küçültücü davranışlarda bulunmak, hor görmek” anlamındadır. Bu itibarla, dini değerleri küçülten, düşük gösteren, hor, basit, sıradan gören söz ve/veya davranışlar anılan suçu oluşturmaya yeterlidir. 

Halkın bir kesiminin benimsediği dini değerleri alenen aşağılama fiilinin “kamu barışını bozmaya elverişli” düzeyde bulunması gereklidir. Bu anlamda, düzenlenen suç “tehlike suçu” niteliğinde olup, suçun oluşması için kamu düzeninin bozulmuş olması aranmamakta, fiilin salt kamu barışını bozmaya “elverişli” olması yeterli görülmektedir. 

Halkın bir kesiminin benimsediği dini değerleri alenen aşağılama suçunun nitelikli hali de mevcuttur. “Suçun basın, yayın veya internet yoluyla işlenmiş olması” durumunda ceza artırılır. 

Dini değerleri alenen aşağılama suçunun mağduru toplumu oluşturan bireylerin tamamıdır. Diğer taraftan, anılan suçun takibi re’sen yapılmakta olup, bu suçun takibi şikayete bağlı değildir.     

İslam dinince ve Müslümanlarca kutsal kabul edilen değerler ile alay edici ve dini değerleri aşağılayıcı, hor ve küçük görücü bir dil ve anlatımla kaleme alınan haber ve/veya yorumlar bu suçu oluşturur. 

İnternet paylaşımlarında argo, ayıp ve kaba küfür olarak nitelendirilen, toplumda hoş karşılanmayan bir ifade tarzını seçilmesi, eleştiri sınırının aşılmasıdır. Hangi amaçla olursa olsun, örneğin şaka veya ironi maksadıyla da olsa, aşağılayıcı beyanların aleni olarak sarf edilmesi kamu barışının bozulması tehlikesinin ortaya çıkması için kâfidir. 

Halkın bir kesiminin benimsediği dini değerleri alenen aşağılama suçunun oluşabilmesi için açıklanan ifadelerin “halkın bir kesiminin benimsediği dini değerleri aşağılaması” ve bunun “kamu barışını bozmaya elverişli” düzeyde bulunması gereklidir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Prof. Dr. Vahit Bıçak Arşivi