İfade Özgürlüğü
Hürriyet gazetesi binasına yirmi dört saat arayla taşlı sopalı saldırı yapılmış. Saldırının ilkinde grubun başında Ak Parti’ye mensup bir milletvekili bulunuyormuş. İkinci saldırının ardından çekilen bir video görüntüsünde; milletvekili gazetenin bir yazarını hedef alarak “Ben bugün Nişantaşı’na evinin önüne gitmeyi düşünüyordum, tek başıma. Gidecektim oraya bekleyecektim, gel bakayım buraya diyecektim. Bizim hatamız bunlara zamanında dayak atmamak olmuş” demiş.
Gazetenin yazarı köşesinde “yav bırakın gelsin hele” başlığıyla milletvekilinden korkmadığı, düelloya hazır olduğu gibi hususlar içeren mahalle kavgası ve laf sokuşturma üslubunda reyting amaçlı olduğu aşikar olan bir polemik yazısı kaleme almış.
Olayın her iki tarafının tavırları da memleketin içinde bulunduğu seviyenin ibretlik bir göstergesini oluşturmakla birlikte, ifade özgürlüğü konusunu ele almamıza da bir vesile oluşturmuştur.
İfade özgürlüğü öteden beri Türkiye’nin en temel problemleri arasındadır. Şimdilerde hiçbir kıymeti kalmayan, ancak vaktiyle hükümetlerin meşruiyetlerinin kaynağı olarak gördükleri “Avrupa Birliği’ne aday ülke” statüsünün alınabilmesi için zoraki de olsa ifade özgürlüğünün geliştirilmesi konusunda bir takım göstermelik adımlar atılmıştı.
Avrupa Birliğine “aday ülke” statüsünden “üye ülke” statüsüne geçişin mümkün olabilmesi için ifade özgürlüğü başta olmak üzere, temel insan haklarında epey bir ilerlemenin gerçekleşmesi gerekiyor. İlerleme, sadece yasa metinlerinde değil, aynı zamanda insanların değer yargılarında ve toplumun kültürel yapısında gerçekleşmelidir.
Düşünce ve düşündüklerini ifade etme özgürlüğü, demokratik toplumların en önemli değerlerindendir. Yeni ve daha iyi fikirlerin ortaya çıkmasının zeminini ifade özgürlüğü oluşturur.
Birbirinden farklı çeşitli fikirlerin olması ve bunların tartışılması bireylere farklı düşünceler arasında seçim yapma olanağı sunar. İfade özgürlüğünün varlığı halinde ancak kişiler, kendi düşüncelerinin doğru veya yanlış olduğunu test edebilirler.
Demokratik bir toplumda, ifade özgürlüğü, yöneticilerin veya kamu makamlarının hoşuna gidecek şeyleri söyleme hakkı değil, her türlü düşünceyi serbestçe açıklama özgürlüğüdür.
Herkes, görüşlerini açıklama ve anlatım özgürlüğüne sahiptir. Bu hak, kanaat özgürlüğünü, kamu otoritelerinin müdahalesi olmaksızın haber veya fikir alma ve verme özgürlüğünü de içerir.
İfade özgürlüğü sadece yazılı basınla değil, aynı zamanda görsel medyayla da ilgilidir. İfadeyi iletmek için kullanılan vasıtalar, radyo, televizyon, internet, sosyal medya gibi araçlar da ifade özgürlüğü güvence sistemi içindedir. İletilen bilginin muhtevası siyasi, kültürel, ekonomik, ticari, artistik vs. olabilir.
İfade özgürlüğünün kullanılmasında basının çok önemli bir işlevi bulunmaktadır. İfade özgürlüğü, basının bilgi ve yorum aktarmasını güvence altına aldığı gibi, bireylerin bu bilgi ve yorumları öğrenme hakkını da güvence altına alır.
İfade özgürlüğü, sadece onaylanan veya incitici olmayan görüş ve bilgilerin açıklanmasını değil, aynı zamanda inciten, şok eden, rahatsızlık veren düşüncelerin açıklanmasını da içerir.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.