Sağlıkta Asıl Dönüşüm Şimdi Başlamalı...
Sağlıkta her gün yeni yaklaşımlar ve doğru bilgilere şahit oluyoruz.
Amerika’da televizyonda sağlık programıyla popülerliğini artıran Mehmet Öz, Türkiye ziyaretinde ses getiren açıklamalar yaptı. Daha önce övdüğü zayıflama ilaçlarından uzak durulmasını tavsiye etti.
İnsanlar iki şeyin garanti edilmesini isterler: Sağlık ve beslenme. En yaygın bilgi kirliliği de bu iki alanda yaşanıyor.
Sağlık ve ilaç ARGE çalışmalarının küresel çapta ele alınmasının yanı sıra teknolojinin de gelişmesiyle sektör yeni bir bakış kazanacak.
Üç temel gelişmeyi zaman içinde daha da hissedeceğiz: Koruyucu hekimliğe yönelik hizmetler artacak ve erken teşhis imkanına kavuşulacak.
Sağlık için bakım ve beslenme daha öne çıkacak. Neyi ne kadar tüketeceğimize yönelik bilgileri mobil cihazlarımızla takip ve kontrol imkanına kavuşacağız.
Türkiye’nin enerjiden sonra en fazla cari açık verdiğimiz alan ilaçlardır. İlaç kavramı tamamen değişebilir. Bir taraftan biyolojik ilaçlar, diğer taraftan hastalığa değil hastaya müdahale konusunda daha etkili doz kullanımları, ilaç üretimini ve tüketimini değiştirecektir.
Tayland, sağlık turizminde dünyada öncü durumunda bulunuyor. Güney Kore, sağlık turizmine yönelik adımlar atarken, sağlık sektörüne de dünyada en fazla yatırım yapan ülke konumuna geldi.
Son gelişmeler ışığında Türkiye, sadece bölgesel hastanelere yönelik yatırımlar dışında, stratejik adımlar atmada yine geri kalıyor.
Deloitte’nin 2020 yılına kadar atılacak adımlar ve güncel trendlere yönelik tespitleri var. Bu raporu da göz önünde bulundurarak, sağlıkta acil stratejik bir yol haritası çıkarmamız gerekiyor:
Sağlık sektörünün de diğer sektörlerde olduğu gibi “hasta”yı tüketici olarak iş yapış şekillerinin merkezine koymaları gerekecek.
Sağlık görevlileri, hastalarla web tabanlı platformlar aracılığıyla iletişim kuracak ve evlerinde hizmet verecek. Sağlık sektöründe uzaktan muayeneleri kolaylaştıran dijital teşhis araçları ve e-klinik ziyaretleriyle seyahat ve bekleme süreleri azalacak ve üretkenlik artacak.
Giderek gelişen, küçülen, hafifleyen teknolojik cihazlar sayesinde sadece klinik bulgular değil; genel sağlık, zindelik ve yaşam kalitesi ölçülebilecek. Giyilebilir cihazların gönüllü kullanımı artacak ve sağlık hizmet sağlayıcıları tarafından tedavi ve takip amaçlı kullanımı teşvik edilecek.
Geniş ve kapsamlı sağlık verilerinin analizi yeni modelleri ve araçları gerektirecek. Birçok ülke için kapsamlı sağlık kayıtları, bir altyapı önceliği olacak ve sağlık verisinin kullanımı ülkenin ekonomik gelişmişlik seviyesi için bir ölçüt haline gelecek.
2014’te yasal düzenlemeler ağırlıklı olarak ilaçlar üzerindeyken, 2020’ye doğru ilerleyen yıllarda hasta ve hastalıklara ilişkin veri ve kayıtlar üzerine odaklanacak.
Şirketlerin sadece kendi kurumları içinde (in-house) yaptıkları Ar-Ge çalışmalarının payı azalacak. Başta akademik kuruluşlarla olmak üzere işbirlikleri üzerine kurulu Ar-Ge ağı ön plana çıkacak.
2000’li yıllarda hüküm süren “satış teşkilatı modeli” yerini “tıbbi eğitmenler”e ve doktorlarla söyleşiler organize eden uzmanlara bırakacak.
İlaç firmalarının yapısında destek fonksiyonlarının önemi giderek artacak.
Latin Amerika pazarları, Vietnam, Nijerya ve Endonezya gibi gelişmekte olan ülkeler tüm dünya için yaratıcılık havzalarına dönüşecek. Bu ülkeler tedavi üretiminde yer edinecek.
İlaç şirketleri için kurumsal itibar birincil öncelik olarak daha da ön plana çıkacak ve ilaç geliştirme, fiyatlandırma gibi konularda güven ve şeffaflık daha fazla önem kazanacak.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.