Sakal-Bıyık Hesabı
Suruç’ta patlatılan bombanın ardından, PKK harekete geçirilmiş durumda.
21-22-23 Temmuz tarihlerinde PKK/KCK’lı teröristler ülkenin 5 ayrı il/ilçe merkezinde infaz eylemlerine girişti.
1-Şanlıurfa Ceylanpınar’da 2 polisimiz uykuda iken başlarına sıkılan kurşunla şehit edildi.
2-Adana Seyhan’da dindar kimliği ile bilinen E. Türkben, namazdan sonra ailesiyle yemek yerken, hamile olan eşi ve çocuklarının gözleri önünde katledildi.
3-İstanbul’da dindar kimliğiyle bilinen M. Gül adlı vatandaşımız, evinin hemen önünde şehit edildi.
4-Mersin Tarsus’ta yine dindar kimliği ile bilinen H. Çiçekçi adlı vatandaşımızın evi tarandı.
5-Dün de Diyarbakır’da trafik polisleri hedef seçildi. Gündüz, şehrin merkezinde maskeli teröristlerce gerçekleştirilen saldırıda iki trafik polisinden biri şehit oldu.
***
Bu saldırılar, Çözüm Süreci’nde bir arpa boyu yol alınamadığı gibi geriye gidildiğinin net göstergesidir.
Silah bırakacağı/bıraktırılacağı söylenen ve bu uğurda taviz üstüne taviz verilmek suretiyle legalleştirilip, cazibe merkezi haline getirilen terör örgütü, Çözüm Süreci’yle devletin/hükümetin adeta boşalttığı merkezlerde çok rahat hakimiyeti ele geçirmiş ve bugün elini kolunu sallaya sallaya eylem yapabilmektedir.
Eskiden en fazla sınır karakollarımıza saldırabiliyorlardı. Şimdi yeter ki istesinler, şehir merkezlerinde asker-polis şehit edebiliyorlar.
Güvenlik zafiyetinden söz ediliyor.
Doğrudur. Çok ciddi bir güvenlik zafiyeti var bugün ülkede.
Lakin unutulmamalıdır ki, bu zafiyet Çözüm Süreci ile terör örgütü lehine göz göre göre oluşturulmuştur.
PKK’ya alan bizzat devlet/hükümet tarafından açılmıştır.
Bugün militanı da, silahı da, sempatizanı da, gerektiğinde Mehmetçiğin/Polisin önüne yatıp geçit vermeyecek yandaşı da düne göre katbekat fazladır. 7 Haziran’da aldıkları oy ve TBMM’deki vekil sayıları da bir hayli artmıştır.
Dolayısıyla bugün PKK eylemlerinin önüne geçmek dünden çok daha zordur!
Öyle bir noktadayız ki, sakal-bıyık hesabı, kısa vadede çare zor görünüyor.
Ceylanpınar’da uykuda iken şehit edilen polisimiz Feyyaz Yumuşak’ın memleketi Kırşehir’in Şehit Aileleri Derneği Başkanı Ali Sarıca’nın telefon görüşmemizde dediği gibi, Çözüm Süreci bugün Türkiye’nin başına çok büyük bir bela haline gelmiştir.
Bitirsen bir dert, sürdürsen bir başka dert.
Nitekim, Suruç’ta patlatılan bomba da süreçle alakalı olabilir.
(Salı günü yazdık: Fail tespit edilip, IŞİD’li çıksa ne olacak? PKK gibi IŞİD de aynı uluslararası merkezlerin kukla maşası değil mi?)
Son dönemde gerek Cumhurbaşkanı, gerekse AK Parti’nin Çözüm Süreci’nden vazgeçer gibi yapması, en çok kimleri rahatsız etmiştir?
Elbette sürecin kazananlarını.
Kimdir bu kazananlar, kuklalar ve oynatıcıları.
Erdoğan ve Hükümet’in Çözüm Süreci’ni sorgulamaya başlaması, sürecin kazananlarını harekete geçirmiş olamaz mı?
AK Parti ve Türkiye “Çözüm Süreci’nin dönüşü olmayan bir yol” olduğunu kabule zorlanıyor sanki.
Türkiye’yi zor günler bekliyor gibi görünüyor ama ümitsizliğe kapılacak değiliz.
Zaman içinde bu “bela” da def edilecektir.
Yeter ki, “bela”nın farkında olalım ve adımlarımızı ona göre atalım.